Trafikte kim daha iyi sürücü? Kadınlar mı erkekler mi? Hemen her platformda bu tartışmaya rastlıyorum (bisiklet, bilim, ekonomi, sosyal yaşam platformları). Hep gördüğüm şu oluyor: Erkekler büyük oranda kadınları trafikte yetersiz buluyorlar.
Ben de merak edip araştırdım. Bu konuda bir uzmanlığım yok. Bu nedenle aşağıda paylaşacağım bilgiler eleştirel olarak incelenmeli ve verdiğim kaynaklar dikkatle okunmalı. Ayrıca konunun uzmanlarından daha iyi açıklamalar ve araştırma sonuçları gelirse hepimize faydalı olur. Ben en azından bir basamak koydum
* * *
Anket üzerine kurulu bir çalışmada, genç erkek ve kadınlara sürüş yetenekleri ve kaza yapma riskleri üzerine sorular yöneltiliyor. Erkekler kendilerini bu konularda kadınlara göre daha fazla iyimser görüyorlar. Kadınlar ise daha temkinli (1).
Amerika'da Wisconsin hastanesinin 1997 yılı motorlu araç kaza verileri referans alınarak yapılan bir çalışmada, kazaya karışan erkek/kadın (E/K) oranı 1,33 olarak bulunmuş. Motorlu araçların birbirleriyle çarpışması sonucu oluşan kazalarda E/K oranı 0,96. Kontrol kaybı sonucu oluşan kazalarda E/K oranı 1,95. Bu oranlar, erkek ve kadınların sürücü koltuğunda oldukları kazalar için geçerli. Erkek ve kadınların yolcu koltuğunda olduğu kazalarda bu oranlar yarı yarıya iniyor. Burada vurgulanan konu, kontrol kaybı kazalarında erkeklerin kadınlara oranla çok fazla olması (2).
Avrupa Ulaştırma Güvenliği Konseyi'nin yaptığı bir araştırmaya göre, 2011 yılında Avrupa'da motorlu araç kazalarında ölen 30.400 kişiden 23.200'ü erkek, 7.200'ü kadın. Avrupa nüfusunda kadın erkek oranı %51'e %49 iken, kazalarda ölen kadınların oranı %24, erkeklerin oranı %76. Bu oran erkek/kadın ölüm oranının 3 katından fazla olduğunu gösteriyor. Üstelik çalışmada ölen erkeklerin çoğunluğu sürücü koltuğunda otururken, kadınlar yolcu veya yaya konumunda. Konsey'in görüşü, erkekler motorlu araçları kadınlar gibi kullansalardı, ölümler %20 azalırdı. Avrupa genelinde kadın ve erkeklerin trafikte ne kadar kaldıkları ve ne kadar mesafe aldıkları bilgileri bulunmuyor. Ancak İsveç, Hollanda ve İngiltere'de bu veriler mevcut. Konsey'in bu verileri de dikkate alarak yaptığı analizde bu ülkeler için oranların fazla değişmediği görülüyor (3).
Ürdün Üniversitesi'nden Adli H. Al-Balbissi'nin 3 yıllık motorlu araç kaza kayıtlarına dayalı araştırması yıllık kat edilen mesafeyi, sosyal ve ekonomik katılımı, toplu taşıma araçlarının etkisini dikkate almış. Ayrıca ortam faktörleri ve sürücü yaşı da çalışma kapsamında. Farklı kaza türlerinin gerekçelerini açıklamak için sürücü hataları incelenmiş. Al-Balbissi'nin bulguları erkeklerin kaza oranının kadınlara göre yüksek olduğunu gösteriyor. Detaylı analiz ve rakamlar için araştırma incelenebilir (4).
İngiliz Sosyal Sigorta Araştırma Merkezi çok kapsamlı bir çalışma yapmış (5). Çalışmanın kapsamında İngiltere, Avrupa, Amerika, Avustralya ve diğer pek çok ülke bulunuyor. İlk bulgu, tüm kayıtlarda erkeklerin kadınlara oranla yüksek kaza oranına sahip olması. Cinsiyet farkı en çok 25 yaş altı ve çok yaşlı kesimde görülüyor. Çalışma çok ayrıntılı ve incelemeye değer, ancak ben bu kapsamlı araştırmanın özet bilgilerini geçeyim:
- Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerindeki motorlu araç kazalarında sürücü cinsiyeti dağılımı dikkate alındığında, erkekler kadınlara oranla daha fazla riskli grupta.
- Bu fark erkek ve kadınların yetkinlik düzeyi veya sürüş yetenekleri ile açıklanamaz. Psikolojik ve davranışsal olarak daha temel konularla açıklanabiliyor.
- Büyük oranda gösteriyor ki erkekler (özellikle genç erkekler) kadınlara göre trafikte daha agresifler ve bu özelliklerini dolaylı değil doğrudan yansıtma eğilimindeler (BG not: kadınlar agresifliklerini evrimsel açıdan zamana yayma eğiliminde iken, erkekler hemen yansıtmayı tercih ediyorlar). Bu agresiflik, trafikte rekabetçi ve düşmanca davranışlara neden oluyor.
- Erkeklerde kural ihlali kadınlara oranla çok fazla. Bu ise kendini hız sınırlarına uymama, trafik kontrol işaretlerini dikkate almama, alkollü araç kullanma gibi trafik kuralı ihlalleri ile gösteriyor.
- Erkekler genelde kadınlara oranla trafikte daha fazla macera arama ve risk alma eğilimi gösteriyorlar. Bu durum sosyalleşme veya deneyimle ilgili değil, erkeklere özgü hormonlar ve nörokimyasal sistemle ilgili.
- Risk açısından bakıldığında, durumu en iyi açıklayan görüş evrimsel psikolojidir. İnsan beyninin avcı-toplayıcı atalarının nöron ağlarını taşıyor olması nedeni, avcı-toplayıcı atalarının insanlık tarihinin %99'unu kapsıyor olmasıdır.
Başka bir çalışma ise Max-Planck Enstitüsü'nden bir grup araştırmacı tarafından yapılmış (6). Bu çalışmanın tarih aralığı 1950-1998. Verilerin kullanıldığı ülkeler Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya. Bu çalışma hem iş hayatında hem de trafikteki kazaların cinsiyet farklılıklarını ele alıyor. Çalışmanın en önemli yanı, bugüne kadar geliştirilmiş hipotezleri gerçek verilerle kıyaslaması ve sonuçlara ulaşması. Ancak çok kapsamlı olan bu çalışmayı okuyamadığımdan merak edenlerin incelemesi için kaynağı belirttim.
1) An examination of gender differences in traffic accident risk perception - D.M. DeJoy (1992)
((link))
2) Age and gender patterns in motor vehicle crash injuries: importance of type of crash and occupant role - D.R. Tavris, E.M. Kuhn, P.M. Layde (2001)
((link))
3) Risk on the roads: a male problem? The role of gender in road safety - European Transport Safety Council (2013)
((link))
4) Role of Gender in Road Accidents - A.H. Al-Balbissi (2003)
((link))
5) Sex Differences in driving and insurance risk - The Social Issues Research Centre (2004)
((link))
6) Trends in gender differences in accidents mortality: Relationships to changing gender roles and other societal trends - I. Waldron, C. McCloskey, I. Earle (2005)
((link))