Sevgili pedaldaşlar ve bisiklet tutkunları : Dini işin içine katmadan bir kaç şey söylemek istiyorum. Ama ilk olarak yüce Kur'an da bakın Allah ne buyuruyor : " Bilmiyorsanız, ehline sorun.." Ttubr yi ilk meydana çıkarırken çok geniş bir araştırmayla ve çok fazla bilgi ve deneyim birikimiyle yola çıkıldı. Kurallar, yabancı ülkelerde yapılan ve başarılı olmuş yarışlardan örnek alarak oluşturuldu. Rota, yarışanları ön planda tutup çok fazla zorlamadan, kırıp dökmeden yarışabilinecek coğrafyalardan seçildi. Yapılabilir ve sürdürülebilir olmasına özellikle çok dikkat edildi. Hatırlayanlar olacaktır, özellikle İstanbul güzergahı, yarışanları trafik cehennemine sokmamak için rotadan kaldırıldı. Yarışın tümü, yarışıyormuş gibi tarafımdan harita üzerinden simüle edilerek değerlendirilip öyle hayata geçirildi. Sevgili Birol Çakır ile kurallar konusunda ayrılık yaşadığımız çok olumsuz noktalar oldu. Sonuç itibariyle ortaya çıkan yarış tam istenilen formatta olmadı ama gerçekleştirmeyi çok istediğimiz için yaptık. Oldu ya da olmadı konusu tartışmaya açık, o konuya girmek istemiyorum ama daha iyi olabilirdi.
Gelelim bu seneye : Sevgili Birol bana bu seneki rotayı söylediğinde,zorluklar yaşayacağını O rotanın çok kırıcı olacağını, mesafenin fazla olduğunu ve yarışanların çok zorlanacağını söyledim.. Hatta forumda bu rotayla ilgili uyarım da yaptım. Peki niye katıldım...? Tamamen Ttubr ye destek vermek için katıldım.Çok enteresandır, başıma gelecek olanın da gelenin benzeri olacağını tahmin etmiştim. Ama bizler bu işe soyunurken, ülkemizde de uzun mesafe yarışının yapılması ve sürdürülebilmesi konusunu amaçladık. Sonradan bir ego gösterisine dönen yarış bu sene maalesef fiyaskoya dönüştü. Yarışı birinci durumda götürenlerin yanına uğramayan araç, sürekli Birol Çakır'ın civarında dolaşıp destek verince haklı olarak yarışanların da motivasyonları dip yaptı. Kontrol noktalarında, yarışanları yalnız bırakıp, fotoğraf çek yoluna devam et mantığı bu yarışın yapısına uymadı. Bu da yarışanların motivasyonlarını tamamen dibe indirdi. Önümüzde çok güzel örnekleri olan ve taklit edebileceğimiz durumda olduğumuz TCR yi bile taklit edemedik. Yarışa katılıp ter dökenlerin değil de, katılmayacak olanların laf kalabalığına bakıp dizayn edilen yarışın sonu zaten kaçınılmazdı. Ben organizatör olarak..? sıcakta iyi yarışabiliyorum, aç susuz sürebiliyorum mantığıyla bu işe kalkışıp bir kontrol noktası dahi oluşturamıyorsam, kendimi sorgulayıp yarışmacı arkadaşlarımı tehlikeye atmadan bir çare bulmalıyım. Defalarca uyarmama rağmen kontrol noktası aracı yerinden oynamamış ve neredeyse yarışmacıların tümünü kontrol noktalarında kaçırmıştır. Bu sebepten de beni kontrol aracından indirdiler zaten. Kontrol noktası sabittir ve değişmez, ayrıca kontrol noktasına görevli koyarsın, geleni karşılar, kartını onaylar. Araçla koştura koştura CP oluşturulmaz. Oluşturulursa da tablo böyle olur. Bu eleştirileri organizasyonu kötülemek adına yapmıyorum, ama bunlar gerçekler. İnşaallah bundan sonraki yarış organizasyonlarında bu işi gerçek anlamda bilen ve uygulayacak olanlar bir araya gelir de bu tür fiyaskolar yaşanmaz. Yapalım da nasıl olursa olsun mantığı bu tür yarışlarda geçerli değil. Ya tam anlamıyla olacak ya da hiç olmayacak...