Bütün mazeretler "ama böyle insanlar varken nasıl gelişsin?" etrafında dönüyor. Popülizm olacak fakat; buradaki birçok arkadaşa sorduğumuzda Atatürk'ün büyük bir lider olduğunu söyleyecek ve bu ülkede, bu böyle insanlarla devrim yaptığını tabii ki gözden kaçıracak.
Niye edilgen bir dille konuşuluyor onu da anlamıyorum. Yani "Türkiye'de Bisikletin Gelişememesi" konusu rüzgar gibi bir şey mi ki kendiliğinden esmesi bekleniyor? Bir canlı mı ki bizden bağımsız kendi kendine yürümesi isteniyor? Niçin edilgenlik katıyoruz?
Kendi adıma konuşacak olursam, propaganda yaptığım
1- İki kişi bu sene bütün altyapısını tamamladı, birisi öğrenci haliyle, ve bisiklete başladı. Tekrar ediyorum, birisi öğrenci. Az buz para harcamadı.
2- Üç kişi bisiklet alma arefesinde. Kendi zamanları içersinde bekliyorlar, yaz sonuna doğru ekipmanlarına kadar tamamlanmış olacak.
3- Bir kişiye de destek çıkarak kendim bisiklet almışım.
Toplamda iki sene içersinde altı kişiye etki etmişim.
Tekrar ediyorum, iki sene içinde altı kişiyi dolaysız yollarla velespit tutkusuna sevketmekten bahsediyorum. Gah Strava paylaşımlarını yaparak, gah yoldan fotoğraflar çekip onlara göndererek, gah bikepacking.com türevi sitelerden, YouTube'den videolar, yazılar okutarak iki seneye yayılan bir süreç. Bu altı kişi de bu milletten değil mi? Avrupa'dan buraya yerleştiler de ikna olmaları mı kolaylaştı? Anlayamıyorum, niye edilgen dil kullanılıyor? Bu ülkede yaşayan insanlara ekonomik zorluk var da bize yok mu?
Velhasıl her dem şikayet ettiğim tüketici refleksi maalesef bu başlıkta da ce-e yapıyor. Bir örgütlü çalışma mantığı, bir propaganda merkezi oluşturma düşüncesi, başka insanların hayatına dokunma gerekliliği maalesef yok.
Gürkan Genç örneğin belli dönemlerde bisiklet hediye ediyor, paylaşımlar yaparak bir etki alanı oluşturuyor, ve bisiklete öyle başlıyor insanlar. Zira yedi-sekiz küsur yıl önce de ben öyle başlamıştım. Gelgelelim, biz cazibe merkezi oluşturmak için ne yaptık? Bunu cevaplayalım, ondan sonra bu milletin görgüsüzlüğünden, yandan geçerken su sıçratmasından bahsetmeye de vaktimiz olur.