Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Yokuş aşağı inerken nasıl yavaşlıyorsunuz?

" Arka fren yavaşlatır ön fren ise durdurur " tarzında bir yazı okuduğumu hatırlıyorum ama nerede okudum emin değilim bulursam linkini paylaşırım hep beraber bakarız. Ayrıca yanılmıyorsam GCN videolarından birinde pro sporculara eğim inişlerinde frenleme soruluyordu ve hemen hemen her sordukları yavaşlatmak için arka freni kullandıklarını söylüyorlardı.
 
  • Beğen
Tepkiler: özgür duygu
Scudo
yokuş aşağı veya düz yolda fark etmez, fren yapıldığında ağırlık merkezi öne kayar. ağırlık merkezi önde olduğu için de asıl durduran ön fren olur. bisiklette kendimizi ne kadar geriye atabilirsek ağırlık merkezini o denli geri çekmiş olur ve arka frenin frenaja etkisini arttırmış oluruz.

zaten sert bir inişten sonra ön rotor sıcaktan dolayı elle tutulamaz ama arka rotoru rahat rahat tutarsınız.

bir de limon sıkma tekniğini öğrenmek çok önemli, hayat kurtarır. rahmetli barkın bayoğlu aşağıdaki videoda anlatıyor.
 
En hızlı frenleme yöntemi olarak şöyle demiş :

The fastest that you can stop any bike of normal wheelbase is to apply the front brake so hard that the rear wheel is just about to lift off the ground. In this situation, the rear wheel cannot contribute to stopping power, since it has no traction.

Arka tekerin yerden kesilme sınırındaki ön fren en hızlı durmayı sağlar demiş. Bana mantıklı gelmedi. İki tane enerji sönümleyicimiz (yani frenimiz) varken tekini kullanmak niye?
Efe Çepel'in dedikleri gibi tamamen. Özellikle de durmak için ön freni optimum seviyede kullanırsak zaten arka tekerde bir yük kalmayacak ve freni sıktığımızda kilitlenecek.

Pratikte ise ön freni böyle kullanmaya cesaret etmeyi ben zor buldum. Tekeri kilitlemekten korkuyorum. Yüksek hızlardan duracaksam yavaşlayana kadar iki fren kullanıyorum. Yokuşta ise neredeyse hep iki fren kullanıyorum.

Ön frendeki yükü gösteren başka bir örnek de F1 araçlarının ön ve arka frenlerinin eşit baskıda çalışmaması. Ön %60, arka %40 gibi genel olarak. Pistteki dönüşlere ve dönüşlerdeki negatif ivmelenmelerine göre bu oranı direksiyonlarından değiştiriyorlar. Negatif ivmelenme ne kadar yüksekse ön tekerdeki baskı o kadar yüksek.
 
Arka fren kısmı ilginç, tek seferde 50 kilometreden arka lastiği kilitleyip durursak kuşağına kadar eritiriz diyor. Gerçekten böyle mi?
Deneyip görmek lazım :D
Tipik yol lastiği ile tek seferde mümkün değildir diye düşünüyorum ince bir lastiğin (21-23mm) hamuru da ince ve yumuşak ise mümkündür...
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
Deneyip görmek lazım :D
Tipik yol lastiği ile tek seferde mümkün değildir diye düşünüyorum ince bir lastiğin (21-23mm) hamuru da ince ve yumuşak ise mümkündür...
Bir de Sheldon Brown 1944-2008 arasında yaşadı. Onun tecrübelerinden beri lastik teknolojisi de elbet çok gelişmiştir.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
yokuş aşağı veya düz yolda fark etmez, fren yapıldığında ağırlık merkezi öne kayar. ağırlık merkezi önde olduğu için de asıl durduran ön fren olur.
Bu nedenle, otomobillerde ön diskler arka disklerden daha büyüktür. Bazı üreticiler de giriş seviyesi modellerde önlere disk, arkalara kampana fren koymaya devam ediyor.
 
Bu nedenle, otomobillerde ön diskler arka disklerden daha büyüktür. Bazı üreticiler de giriş seviyesi modellerde önlere disk, arkalara kampana fren koymaya devam ediyor.
Bisklettede durum aynı. Üreticiler ön diski 160 arka diski 140 olarak kullanıyor.
 
Ben sahsen cok yüksek hizlara (150 KM/h lardan konusuyorum) ulastigim icin frenler dayanmiyor hemen eriyor. Bende dura bilmem ich ayagimi tellerin arasina soku öyle durduruyorum bisikleti.
Özellikle söylüyorum, bu haraketi kimse yapmasin ve denemesin. Ben alastigim icin sorun olmuyor ama benden baskasi yapamaz ve cok tehlikeli oluyor.
 
Kara murat gibi zıplamakta iyi kaza öncesi.
 
Ön frendeki yükü gösteren başka bir örnek de F1 araçlarının ön ve arka frenlerinin eşit baskıda çalışmaması. Ön %60, arka %40 gibi genel olarak. Pistteki dönüşlere ve dönüşlerdeki negatif ivmelenmelerine göre bu oranı direksiyonlarından değiştiriyorlar. Negatif ivmelenme ne kadar yüksekse ön tekerdeki baskı o kadar yüksek.
Yalnız F1 araçlarının ağırlık dengesi arkada. Lastiğe düşen ağırlık ne kadar fazlaysa negatif ivmelenme potansiyeli de o kadar düşük oluyor. Arka frenleri eşit kullansalar araba hantallaşacak.
 
Yalnız F1 araçlarının ağırlık dengesi arkada. Lastiğe düşen ağırlık ne kadar fazlaysa negatif ivmelenme potansiyeli de o kadar düşük oluyor. Arka frenleri eşit kullansalar araba hantallaşacak.
Ağırlık merkezinden bahsettiğinizi düşünüyorum. Teşekkürler bilgi için. Ağırlık merkeziyle ilgili hiçbir şey söylememişim ama olsun.
 
Ben yol bisikletine geçtiğimden beri ön fren hayatıma daha çok karıştı ve şuana kadar hiçbir sıkıntı yaşamadım. Limon sıkma tekniğiyle kullanınca sıkıntı çıkmıyor, denge merkezi aniden kaymadığı için kontrol sizde oluyor. Hatta çoğu zaman yavaşlamak için ön fren kullanıyorum(sadece ön) düz yolda bile olsam çünkü inanılmaz bir alışkanlık hâline geldi.
 
Ben bunu terligi arka tekere sürtme sekliyle deniyodum. Bi an terlik ayagimdan dustu arabaya carpmamak icin ciplak ayak tekere bastim direk ben eridim
Bir çift terlikle standart kare balatanın fiyatı aynı (hatta terlik daha pahalı olabilir) 😂😂 daha orijinal fikirler deneyebilirsiniz (sele borusuna bim poşeti bağlayıp paraşüt etkisiyle yavaşlatmak vb. 😂😂)
 
Kesinlikle ağırlık merkezimi arka tarafa verip ön fren + arka fren kombinasyonu ile.
 
Ön ve arka dengeli sıkıyorum freni gayet güzel duruyorum oranı veremem ama el yordamıyla ayarlıyorum
 
Gereğinden fazla hizlanmiyorum. Dolayısıyla yavaslamam da pek gerekmiyor. Kontrolsüz hız her zaman can sıkar. Hele sehir içinde neme lazım.
 
merhaba,

Öncelikle kendimi tanıtayım ben meltem, 27 yaşımdayım. bir yıl önce bisiklet aldım, bi ay kadar hobi olarak sürdüm, sonra başıboş köpeklerden korktuğum için bıraktım. aradan aylar geçti istanbula taşındım.
Bisikletim Mosso Legarda 2124 v fren, hobi-spor amaçlı bisiklet sürmek istiyorum.
Haftada 2-3 kez 20 km kadar yeterli şimdilik.

En büyük korkum "acaba araçlar bana zarar verir mi?" iken başıma gelecekleri bilmiyordum.......(not trafikte hiç bisiklet kullanmadım daha önce)
4 gün once istanbul'da ilk sürüşümü gerçekleştirdim. 30 saniyede aklım çıktı, Ortaköy Palanga Caddesi kabusum oldu. İnanılmaz dik bir inişi var bence oranın eğimi %40 falan, hızım kaçtı bilmiyorum ama benim hissettiğim sanki 50km/saat falandı ama belki de 20 idi hiç bilmiyorum, bacaklarım zangır zungur titriyor, frene basıyorum sokak inliyor frenden çıkan sesle, acaba frenlerimde mi bir sorun var hiç bilmiyorum inanılmaz ses çıkarttı yani anlamadım neden, sanki fazla frene bassam da düşecek gibi olurum diye de düşündüm inanılmaz dik çünkü, indikten sonra durup 2 dk sakinleşmeye çalıştım. (nabzım 175 olmuştu not: evden çıkalı 2 dk olmadı) aslında inmem gereken mesafe 300 mt kadar, 300 mt yi atlatsam düz yola geçiyorum. öyle böyle indim o sefer ama bir daha o yoldan inmeye asla cesaretim yok. Alternatif yol aramaya başladım ve buldum ama bu sefer de hem yine inanılmaz dik bi iniş yapıcam hem de arnavut kaldırımında hem de daha uzun.. o da olmuyor.

Sonra bugün bir bisikletli gördüm sağa sola baka baka indi aşağı aynı yolu . dedim bunun bir taktiği tekniği mi var nasıl indi o kadar rahat!!!!
30 km/saat'ten hızlı bisiklet sürsem aklım çıkar gibime geliyor, araç trafiğine kapalı bir yerde belki olabilir ama öyle bir yer de yok zaten.

bisiklet sürmekten keyif alıyorum, devam etmek istiyorum ama
iniş yapma korkumu nasıl geçirebilirim? ya da daha kontrollü bir iniş için antrenman vs ne yapmalıyım yani var mı böyle bir şey, biri yardım etsin lütfen.
son çarem elimde taşıyacağım düzlüğe çıkana kadar.. o zaman da sıkılır bırakırım gibime geliyor.
yardım!

teşekkürler
 
Meltem Hanım, çok dik yerlerden inerken pedal üzerinde ayağa kalkarak kendinizi seleden daha geriye ve aşağıya doğru konumlandırın (yani ağırlık merkezinizi bisikleti dengeleyecek şekilde kaydırın) ve kesinlikle ön freni aşırı sıkarak kilitlemeyin, gidonun üzerinden uçarsınız, genelde v-fren ile tekeri kilitlemek zordur ama yine arka teker için de ön kadar kritik olmasa da geçerli, arka tekeri kaydırırsanız da bisikletle birlikte yan yatarsınız. Fren modülasyonu (ayarında fren kullanmak diyelim) konusunda biraz daha ustalaşana kadar o 300mt'yi bisikletiniz elinizde inmeniz çok daha hayırlı görünüyor, çıkarken aynı sorunu yaşamazsınız nasılsa. Ama püf noktası, frenlerin düzgün ayarlandığına emin olduktan sonra ne kadar öterse ötsün telaş etmeyin ve iyi sıkın ki bisiklet kontrol edilmez bir boyuta gelene kadar hızlanmasın. Herkesin size dönüp bakması hiç sorun değil, o eğimde düşerseniz veya hızlanıp kaza yaparsanız çok büyük sorun olur.

Trafikte güvenliğiniz açısından da öncelikle mutlaka bir kaskınız, ön farınız ve güçlü bir arka ikazınız olsun. Kaskınızı her daim tokası takılı ve kayışı yeterli (başınızda oynamayacak şekilde) sıkılıkta olsun. İkazlarınız ise gündüz parlak ışıkta dahi uzaktan rahatça görünebilecek kadar parlak olsunlar ve gündüzleri arka yanar söner modda ön ise farınızın özelliğine göre seyrek bir yanar söner mod veya kısık bir devamlı modda yansın ki trafikte görünürlüğünüz artsın, diğer araçlar sıkıştırmasın.

Sizin yokuş konusunda yazdıklarınızı okurken aklıma gelen yaşadığım bir olayı anlatayım. Milli bir bayramda bisiklet topluluğundan grup sürüşü rica edilmiş, bana da haber ulaştı katılım gösterir misiniz diye, kırmadım katıldım ama zaten kalabalık ve deneyimsiz sürücülerden başta gına gelmişti zaten ama tamamladım artık, bırakıp gitmek istemedim. Grup sürüşu sonunda oldukça dik bir yokuştan çıkılan manzaralı bir çay bahçesinde sonlandıralım dedik. Çoğu kişinin bisiklet vites oranları ve/veya kondisyonu veya tecrübeleri yetmediği için elinde çıkardılar tepeye. Çayımızı içtik çoğu kişi inmişti, arkamda bir iki kişi vardı bakımlı bisikletime ve disk frenlere güvenerek bisiklet üzerinde indim ve L şeklindeki yokuşun kısa ve dik kısmını inip sola dönmek üzereydim ki kadronun arka kısmı ve arka tekerimle karışık bir darbe ve bisikletle uçmakta olan biraz önce çay içtiğimiz grupta yer alan üniversiteli bir bayan arkadaşı gördüm. Kızcağız uçarak kafasını kaldırıma çarptı ama kaskı olduğu için yaralanmasa da epey afalladı. Başına toplananların arasına dalıp İyi olduğundan emin olduktan sonra bisikletime baktım kadroda pek bir şey yoktu, 90 derece çarptığı için çarpan bisikletin lastiği arka üçgene çarpıp benim jantı yamulttuktan sonra üstten aşmış. Tabi bu sırada benim sele de iç bacak ve kalça kısmımı acıtmıştı ama sonradan morarma vs başka sıkıntı olmadı. Arka tekerim ciddi akort gerektirecek duruma geldiyse de dedim "iyi ki kızcağız bana çarpmış" çünkü çarpmasa direkt olarak kaldırımın bitimindeki uçurumdan 5-6 mt uçup betona çakılacaktı. Muhtemelen bana çarpması hayatını kurtardı. Sonra biraz kendine gelince sordular fren tutmadı mı diye, panik yapmış, fren sıkmak aklına bile gelmemiş, zaten kurşun gibi çarptı, fren sıkmadığı belliydi. Bu ne zaman oluyor; kuvvetle ihtimal 2019'un 19 Mayıs'ı.

Yani demem o ki, bir bisikletli veya yayaya çarpıp duramazsanız, ya bir uçurumdan uçma ya da trafiğe dalıp ezilme durumu olabilir, iyice ustalaşmadan ve bisikletinizin bakımlı olduğundan emin olmadan (bakımlı fren ötmezdi mesela) tedbiri elden bırakmayıni dik yokuşları bisiklet elinizde inin, en azından iyice ustalaşana kadar. Kazasız belasız sürüşler dilerim.
 
Geri