Meltem Hanım, çok dik yerlerden inerken pedal üzerinde ayağa kalkarak kendinizi seleden daha geriye ve aşağıya doğru konumlandırın (yani ağırlık merkezinizi bisikleti dengeleyecek şekilde kaydırın) ve kesinlikle ön freni aşırı sıkarak kilitlemeyin, gidonun üzerinden uçarsınız, genelde v-fren ile tekeri kilitlemek zordur ama yine arka teker için de ön kadar kritik olmasa da geçerli, arka tekeri kaydırırsanız da bisikletle birlikte yan yatarsınız. Fren modülasyonu (ayarında fren kullanmak diyelim) konusunda biraz daha ustalaşana kadar o 300mt'yi bisikletiniz elinizde inmeniz çok daha hayırlı görünüyor, çıkarken aynı sorunu yaşamazsınız nasılsa. Ama püf noktası, frenlerin düzgün ayarlandığına emin olduktan sonra ne kadar öterse ötsün telaş etmeyin ve iyi sıkın ki bisiklet kontrol edilmez bir boyuta gelene kadar hızlanmasın. Herkesin size dönüp bakması hiç sorun değil, o eğimde düşerseniz veya hızlanıp kaza yaparsanız çok büyük sorun olur.
Trafikte güvenliğiniz açısından da öncelikle mutlaka bir kaskınız, ön farınız ve güçlü bir arka ikazınız olsun. Kaskınızı her daim tokası takılı ve kayışı yeterli (başınızda oynamayacak şekilde) sıkılıkta olsun. İkazlarınız ise gündüz parlak ışıkta dahi uzaktan rahatça görünebilecek kadar parlak olsunlar ve gündüzleri arka yanar söner modda ön ise farınızın özelliğine göre seyrek bir yanar söner mod veya kısık bir devamlı modda yansın ki trafikte görünürlüğünüz artsın, diğer araçlar sıkıştırmasın.
Sizin yokuş konusunda yazdıklarınızı okurken aklıma gelen yaşadığım bir olayı anlatayım. Milli bir bayramda bisiklet topluluğundan grup sürüşü rica edilmiş, bana da haber ulaştı katılım gösterir misiniz diye, kırmadım katıldım ama zaten kalabalık ve deneyimsiz sürücülerden başta gına gelmişti zaten ama tamamladım artık, bırakıp gitmek istemedim. Grup sürüşu sonunda oldukça dik bir yokuştan çıkılan manzaralı bir çay bahçesinde sonlandıralım dedik. Çoğu kişinin bisiklet vites oranları ve/veya kondisyonu veya tecrübeleri yetmediği için elinde çıkardılar tepeye. Çayımızı içtik çoğu kişi inmişti, arkamda bir iki kişi vardı bakımlı bisikletime ve disk frenlere güvenerek bisiklet üzerinde indim ve L şeklindeki yokuşun kısa ve dik kısmını inip sola dönmek üzereydim ki kadronun arka kısmı ve arka tekerimle karışık bir darbe ve bisikletle uçmakta olan biraz önce çay içtiğimiz grupta yer alan üniversiteli bir bayan arkadaşı gördüm. Kızcağız uçarak kafasını kaldırıma çarptı ama kaskı olduğu için yaralanmasa da epey afalladı. Başına toplananların arasına dalıp İyi olduğundan emin olduktan sonra bisikletime baktım kadroda pek bir şey yoktu, 90 derece çarptığı için çarpan bisikletin lastiği arka üçgene çarpıp benim jantı yamulttuktan sonra üstten aşmış. Tabi bu sırada benim sele de iç bacak ve kalça kısmımı acıtmıştı ama sonradan morarma vs başka sıkıntı olmadı. Arka tekerim ciddi akort gerektirecek duruma geldiyse de dedim "iyi ki kızcağız bana çarpmış" çünkü çarpmasa direkt olarak kaldırımın bitimindeki uçurumdan 5-6 mt uçup betona çakılacaktı. Muhtemelen bana çarpması hayatını kurtardı. Sonra biraz kendine gelince sordular fren tutmadı mı diye, panik yapmış, fren sıkmak aklına bile gelmemiş, zaten kurşun gibi çarptı, fren sıkmadığı belliydi. Bu ne zaman oluyor; kuvvetle ihtimal 2019'un 19 Mayıs'ı.
Yani demem o ki, bir bisikletli veya yayaya çarpıp duramazsanız, ya bir uçurumdan uçma ya da trafiğe dalıp ezilme durumu olabilir, iyice ustalaşmadan ve bisikletinizin bakımlı olduğundan emin olmadan (bakımlı fren ötmezdi mesela) tedbiri elden bırakmayıni dik yokuşları bisiklet elinizde inin, en azından iyice ustalaşana kadar. Kazasız belasız sürüşler dilerim.