Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

40dk süren video da 20dk sı boşa gitti Timur'un konuşmasını dinlerken, adam aynı şeyleri sürekli tekrar edip bir tane bile elle tutulur argüman sunamadı. Hem boş konuşuyor hem de insanların vaktini çalıyor. Ahmet'in sunduğu argümanlar tamamen mantıklı kanıtlara dayanıyor. Timur gibi insanları sadece bir kez köpek ısırsın bak bakalım fikirleri nasıl değişiyor. Hele ki bisiklete binmeye başlasın bak bakalım o zaman nasıl U dönüşü yapar. Köpekleri kısırlaştırınca zararsız bir hale geldiğine inanıyor Timur.
Hem 5 milyona hayvan barınağı yapılacak diye müjdelenince belediyeye kızmış, çünkü hayvan kapalı alanda olamazmış, hem açık alanda yağmurda kalıyorlar diye üzülüyormuş, hem tüm kamu alanları hayvan sahiplenmeliymiş. Ne de olsa kamu alanları ne açık alan, ne de kapalı alan; özetle insan yaşam alanı olunca tüm sorunlar ortadan kalkıyor.
Bu adamların hak hudut sınırları yok, tek istedikleri başka insanların haklarına tecavüz, sindirme ile yaşam tarzlarını topluma dayatmak. Köpek baktırmaya çalışıyorlar açık bir deyişle, onlar için bu bir zorunlu hayvan sahiplendirme, insanların özgürlükler sınırı yok, sadece daha ne tacizle izin koparabildiklerinin önemi var.
Yani, söylediği hiçbir sözü mantıklı değil, sırf tartışmayı yönlendirmek için dört dönüyor, kuyruğunu kovalıyor.
 
Scudo
Hem 5 milyona hayvan barınağı yapılacak diye müjdelenince belediyeye kızmış, çünkü hayvan kapalı alanda olamazmış, hem açık alanda yağmurda kalıyorlar diye üzülüyormuş, hem tüm kamu alanları hayvan sahiplenmeliymiş. Ne de olsa kamu alanları ne açık alan, ne de kapalı alan; özetle insan yaşam alanı olunca tüm sorunlar ortadan kalkıyor.
Bu adamların hak hudut sınırları yok, tek istedikleri başka insanların haklarına tecavüz, sindirme ile yaşam tarzlarını topluma dayatmak. Köpek baktırmaya çalışıyorlar açık bir deyişle, onlar için bu bir zorunlu hayvan sahiplendirme, insanların özgürlükler sınırı yok, sadece daha ne tacizle izin koparabildiklerinin önemi var.
Yani, söylediği hiçbir sözü mantıklı değil, sırf tartışmayı yönlendirmek için dört dönüyor, kuyruğunu kovalıyor.
Size katılıyorum. Sadece ben buradayım iki lafta ben söyleyimde video da yerim olsun diye konuşmuş sadece.
 
Hayvanlar da aynı insanlar gibi aynı cins aynı tür bile olsalar hepsi aynı huyda değildir çeşit çeşitdir. Sokakta bir tinerci görünce yolunuzu değiştiriyorsunuz değil mi? Yada siz tek başına yolda yürürken gayet efendi hareket ederken arkadaş grubuyla gayet rahat ve cüretkar hareket edersiniz yanlış mı?
Bu bağlamda bütün insanlar melek değil ve bütün hayvanlarda öyle.
Hayvanların da insanların da mazlumu, pisikopatı, iyisi, kötüsü var. Ancak insanlar kötü davranışlarından ötürü toplum tarafından ayıplanma yada devlet tarafından yargılanma ıslah edilme ihtimalinin bilincindedir.
Hayvanların bizden farkı bu bilince sahip olmamaları.
Sözde "Hayvanseverlerin" şuursuzca dört duvar arasına hapsetmesi yada bilinçsizce üremelerine göz yumumup sokaklara terk etmesi ne kadar yanlışsa. Her köpeğede cadı muamelesi yapmak da çok yanlış. Toplum olarak taraf olma merakımıza yenisi eklenmiş oldu. Köpeksever yada köpekdöver hiç arası yok. Bu toplumda en sevilmeyen kişilerde benim gibi kitabın ortasından konuşunlardır ama olsun ben söylüyorum.
 
Son düzenleme:
Hayvanlar da aynı insanlar gibi aynı cins aynı tür bile olsalar hepsi aynı huyda değildir çeşit çeşitdir. Sokakta bir tinerci görünce yolunuzu değiştiriyorsunuz değil mi? Yada siz tek başına yolda yürürken gayet efendi hareket ederken arkadaş grubuyla gayet rahat ve cüretkar hareket edersiniz yanlış mı?
Bu bağlamda bütün insanlar melek değil ve bütün hayvanlarda öyle.
Hayvanların da insanların da mazlumu, pisikopatı, iyisi, kötüsü var. Ancak insanlar kötü davranışlarından ötürü toplum tarafından ayıplanma yada devlet tarafından yargılanma ıslah edilme ihtimalinin bilincindedir.
Hayvanların bizden farkı bu bilince sahip olmamaları.
Sözde "Hayvanseverlerin" şuursuzca dört duvar arasına hapsetmesi yada bilinçsizce üremelerine göz yumumup sokaklara terk etmesi ne kadar yanlışsa. Her köpeğede cadı muamelesi yapmak çok yanlış. Toplum olarak taraf olma merakımıza yenisi eklenmiş oldu. Köpeksever yada köpekdöver hiç arası yok. Bu toplumda en sevilmeyen kişilerde benim gibi kitabın ortasından konuşunlardır ama olsun ben söylüyorum.
Bende sizinle aynı saftayım sanırım,ne dün yapılan zulme kayıtsız kalabilecek vicdanda,nede dışarıda serseri mayın gibi heran herkese saldırıp zarar verebilecek bir hayvanın varlığına tepkisiz kalacak bir düşünce yapısında olmam! Burada sadece taraf olduğum bir kısım var oda şu,zavallı hayvanların önlenemez çoğalmaları ve sokaklarda arazide aç susuz perişanlık içerisinde yaşamaları! Mama lobisinin gazladığı sözde hayvanseverler iki gün mamayı verip çekiliyorlar kenarıya.Barınak lafı bir nevi hapishane durumunu çağrıştırsada karda kışta o hayvanın karnı tok korunaklı bir yerde yaşaması beni daha çok mutlu eder,ama bu kadar sokak hayvanını bir anda bu konfora taşıyacak ülkemizde ne bütçe var nede kafa yapısı,hele birde dünkü mevzuyu görünce bunu başarabilmemiz şuan oldukça zor.Bir an evvel kısırlaştırma hareketine geçilip bu hayvanların bu şekilde heba olmasını engellemek tek çare.
Bir hayvansever olarak fanatikliğin karşısındayım tabiki,eski evimiz müstakil ve bahçesi müsaitken farklı zamanlarda 3 ayrı köpek besledim,ikisi yaşı itibariyle öldü diğeri bir rahatsızlık sonucu öldü,ama hiçbirini ne saldırgan ruh haliyle nede aç susuz bırakarak eğittik,hep insan canlısı saldırgan olmayan ruh halinde olan hayvanlardı,saysısız sokak kedisinede ev sahipliği yaptık ama evimizin içine değil bahçemiz müsaitti,diyeceğim şudur bilinçsiz sahiplenme bir süre sonra sokağa salıvermede bu çoğalmayı tetikliyor,ne gelirse insanoğlundan geliyor hayvanların bile doğadaki ekolojik dengesini bozduk!
 
Belçikalılar geçenlerde güvercin nüfusu aşırı arttığı için kısırlaştırmaya gitti.
Haberi merak eden gogullasın.

Biz uçan güvercini bırak, sokaktaki köpekleri kontrol altına alamıyoruz.

Daha dün köpeğin biri koşarak havlayarak bisikletle peşime düştü.
Hayvanın kulağında aşı yok ve saldırgan.
Aksak yürüyor. Bir bacakta sıkıntı var. Ama saldırmaya devam.

İndim bisikletten bunu fırçaladım:
Daha yürüyecek halin yok, bi de koşarak saldırmaya çalışıyorsun diye bağırdım.
Benden tırstı, oturdu.:koptum::koptum:

Mutlaka aşılanıp, kısırlaştırılmaları lazım.
İstesek yapabiliriz.
 
Hollanda'dan örnek uygulamalar..
(link)
Bu gibi kişilerin ikiyüzlülüğünü örneklendireyim. Tamamen davulun sesi uzaktan hoş gelir edasıyla, Hollanda'nın katı kuralcılığına övgüler düzerken bizim Türkiye şartlarında tam tersini savunmaları, sorunun çözümü önündeki en büyük engelin bu kişiler olduğunu işaret ediyor. Elma ile armut kıyaslanmaz. Bize gelince "köpekler öldürülemez" diyorsunuz, halbuki Hollanda ne yapıyormuş?
Bütün köpeklerin istinasız tasma ve ağızlık takmasına ve başıboş köpek ve kedilerin ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Bu süreçte sokakta olan başıboş kedi ve köpekler vurularak sayıları kontrol altında tutuldu.
Yani, neymiş?
Devam ediyorum,
Bu ikiyüzlü dilin kelimeleri ayrıştırması, gerçeğe tezat durumlara yol açar;
Örnek: "Köpekler öldürülmez, uyutulur."
Barınaklara bırakılan hayvanlar belli bir süre sonra öldürülmezler. Sadece hastalık veya sakatlıktan dolayı iyileşmeyen ve acı çekenlerle belli bir terapiden sonra bile saldırgan tutumlarda bulunan hayvanlar uyutulur.
Ne değişti? Cevap vereyim: bu kişiler için kullanılan bir terim var, gerçek bekçisi. Algı operasyonu için "aslında ölmedi uyutuldu" şeklinde gerçekleri çeşitli şekillerde inkar eden kişilerin söz konusu hayatı tehdit eden koşullarda kamuyu zarara uğratmaktan ciddi bir cezai yaptırıma uğraması gerekiyor. Bu kişiler kurallara kendileri uymak zorunda kalmadığı sürece Hollanda'dan iyisi yok, ama Türk'e gelince hak hukuk yok. Saldım çayıra mevlam kayıra. Böyle rezalet olmaz...
 
Pek yazmak istemiyordum ama yazayım. Bisiklet forumuna bir süredir üyeyim, çok şey öğreniyorum ama bu köpek meselesindeki kimi insanların saldırgan dili ve çarpık mantığı "köpektapar" gibi seviyesiz ve cahilce yakıştırmaları gerçekten üzücü, Bisiklet forumu adına ağır bir hayal kırıklığı yaratıyor. İfade özgürlüğü elbete, herkes dilediğini yazsın ama birileri cahil ve seviyesiz olduğunuzu söylediğinizde de bunu bir hakaret olarak kabul etmemenizi, söylediğinizin doğru olup olmadığını, saldırgan olup olmadığını, bir bilgiye dayanıp dayanmadığını bir düşünün. Temel bir kavram olarak yaşama hakkı, Anayasa'da teminat altına alınmıştır, hukukta bir hak varsa onun yükümlüsü de olduğu için anlam kazanır. Yaşama hakkının yükümlüsü devlettir. Başıboş kalan köpekler yüzünden ölen insanların sorumlusu her düzeyde yaşama hakkını garanti etmesi gereken devlettir, hayvanseverler değil. Devletler anayasaları dışında bazı uluslararası anlaşmalara imza atarlar, bunlar usulünce yürürlüğe konduğunda yasaların üzerinde, anayasa maddesi değerindedir. Türkiye 2003 yılında “Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi”ne taraf olmuş ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Hem bu sözleşme hem de bu yasa hayvanlara ait bazı haklar ve hayvan besleyenlere ve kamu kurumlarına yükümlülükler getirir. Hem bu sözleşmede hem de yasada başıboş hayvanlarla ilgili sorumluluk Tarım Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve yerel yönetimlerdedir. Kontrolsüz ticaret ve özellikle yerel yönetimlerinin işini yapmaması nedeniyle başıboş hayvan sorunu yaşanmaktadır. Bu sorunun yasalara ve ahlaka uygun hemen ve kolay bir çözümü yoktur. Yerel yönetimlerin işlerini doğru dürüst yaparak hem kayıt dışı ticareti önlemesi hem de kısırlaştırma ve barınaklarla ve özellikle barınaklardan sahiplendirmeyle ticareti sınırlaması, başıboş hayvan sorununu çözmesi gerekir. Böyle uydurma "Mama lobisi" ya da burada sık sık vurgulandığı gibi "şuursuz hayvansever" meselesi değil, kamunun üzerine düşen yükümlülüğü yapmaması meselesidir. Herkes yasalara saygılı olmak zorundadır, burada atıp tutmadan önce lütfen sözünü ettiğim sözleşmeyi ve 5199 sayılı yasayı okuyun. Yasaları takmamak, şiddete ve yok etmeye yönelik davranışları desteklemek en azından ahlaki bir sorundur. Elbette hukukun ayaklar altına alındığı bir ülkede vatandaşların da yasalardan bi haber atıp tutmaları normal karşılanabilir, ama burası da muz cumhuriyeti değil, olmaması da gerekir. Tersinden de bir örnek vereyim, yine yerel yönetimler üzerine düşeni yapmadığı için ülkenin balık kaynakları kurudu, belli türler yok olma tehlikesi taşıyor fakat hem kaçak avlanan balıklar hem de yasal sınırların altındaki balıklar, bazen nesli tükenen balıklar hallerden geçer, semt pazarlarında serbestçe satılır, ve tüketilir. Çinekop diye bir balık yok dediğinizde şu amiyane "duyar kasma" itirazına gelir takılırsınız.
 
Pek yazmak istemiyordum ama yazayım. Bisiklet forumuna bir süredir üyeyim, çok şey öğreniyorum ama bu köpek meselesindeki kimi insanların saldırgan dili ve çarpık mantığı "köpektapar" gibi seviyesiz ve cahilce yakıştırmaları gerçekten üzücü, Bisiklet forumu adına ağır bir hayal kırıklığı yaratıyor. İfade özgürlüğü elbete, herkes dilediğini yazsın ama birileri cahil ve seviyesiz olduğunuzu söylediğinizde de bunu bir hakaret olarak kabul etmemenizi, söylediğinizin doğru olup olmadığını, saldırgan olup olmadığını, bir bilgiye dayanıp dayanmadığını bir düşünün. Temel bir kavram olarak yaşama hakkı, Anayasa'da teminat altına alınmıştır, hukukta bir hak varsa onun yükümlüsü de olduğu için anlam kazanır. Yaşama hakkının yükümlüsü devlettir. Başıboş kalan köpekler yüzünden ölen insanların sorumlusu her düzeyde yaşama hakkını garanti etmesi gereken devlettir, hayvanseverler değil. Devletler anayasaları dışında bazı uluslararası anlaşmalara imza atarlar, bunlar usulünce yürürlüğe konduğunda yasaların üzerinde, anayasa maddesi değerindedir. Türkiye 2003 yılında “Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi”ne taraf olmuş ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Hem bu sözleşme hem de bu yasa hayvanlara ait bazı haklar ve hayvan besleyenlere ve kamu kurumlarına yükümlülükler getirir. Hem bu sözleşmede hem de yasada başıboş hayvanlarla ilgili sorumluluk Tarım Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve yerel yönetimlerdedir. Kontrolsüz ticaret ve özellikle yerel yönetimlerinin işini yapmaması nedeniyle başıboş hayvan sorunu yaşanmaktadır. Bu sorunun yasalara ve ahlaka uygun hemen ve kolay bir çözümü yoktur. Yerel yönetimlerin işlerini doğru dürüst yaparak hem kayıt dışı ticareti önlemesi hem de kısırlaştırma ve barınaklarla ve özellikle barınaklardan sahiplendirmeyle ticareti sınırlaması, başıboş hayvan sorununu çözmesi gerekir. Böyle uydurma "Mama lobisi" ya da burada sık sık vurgulandığı gibi "şuursuz hayvansever" meselesi değil, kamunun üzerine düşen yükümlülüğü yapmaması meselesidir. Herkes yasalara saygılı olmak zorundadır, burada atıp tutmadan önce lütfen sözünü ettiğim sözleşmeyi ve 5199 sayılı yasayı okuyun. Yasaları takmamak, şiddete ve yok etmeye yönelik davranışları desteklemek en azından ahlaki bir sorundur. Elbette hukukun ayaklar altına alındığı bir ülkede vatandaşların da yasalardan bi haber atıp tutmaları normal karşılanabilir, ama burası da muz cumhuriyeti değil, olmaması da gerekir. Tersinden de bir örnek vereyim, yine yerel yönetimler üzerine düşeni yapmadığı için ülkenin balık kaynakları kurudu, belli türler yok olma tehlikesi taşıyor fakat hem kaçak avlanan balıklar hem de yasal sınırların altındaki balıklar, bazen nesli tükenen balıklar hallerden geçer, semt pazarlarında serbestçe satılır, ve tüketilir. Çinekop diye bir balık yok dediğinizde şu amiyane "duyar kasma" itirazına gelir takılırsınız.
Tehlikeli köpek türü beslemenin cezası 15000TL'den başlıyor. Sokaktaki tüm köpekler tehlikelidir, nokta. Kanunların yürürlükte olduğu hukuk devletinde kanunsuzluk yürürlükte diye örnek gösterilmez. Sokak köpeklerinin kanunda yeri yok.
Kaldı ki, türü tükenen bir hayvandan bahsetmiyoruz, buna dikkat edelim. Gerçekleri işimize geldiği gibi ele almayalım. Eğer yapılacak birşey varsa buna hayvanseverler de uymak zorunda. Herkesin ne kadar hakkı varsa, hayvanseverlerin de öyle olmalı. Elinde tasma taşıdıkları için kazanılmış ek söz hakları olmamalı. Sorunun çözümüne yönelik sizin eşit katılımcı olmanız gerekiyor. "Sorunun çözümü yoktur" dediğiniz anda başkalarının hakkına tecavüz ettiğinizi hatırlatırım. Yaşama hakkı sadece hayvanseverlerin ve hayvanseverlerin hayvanlarının değil; hayvan beslemeyen insanlarında sizinle aynı zeminde buluşması gerekli. Bu sözüm biraz özeleştiri yapabilmeniz için.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Tehlikeli köpek türü beslemenin cezası 15000TL'den başlıyor. Sokaktaki tüm köpekler tehlikelidir, nokta.
Kaldı ki, türü tükenen bir hayvandan bahsetmiyoruz, buna dikkat edelim. Gerçekleri işimize geldiği gibi ele almayalım. Eğer yapılacak birşey varsa buna hayvanseverler de uymak zorunda. Herkesin ne kadar hakkı varsa, hayvanseverlerin de öyle olmalı. Elinde tasma taşıdıkları için kazanılmış ek söz hakları olmamalı. Sorunun çözümüne yönelik sizin eşit katılımcı olmanız gerekiyor. "Sorunun çözümü yoktur" dediğiniz anda başkalarının hakkına tecavüz ettiğinizi hatırlatırım. Yaşama hakkı sadece hayvanseverlerin ve hayvanseverlerin hayvanlarının değil; hayvan beslemeyen insanlarında sizinle aynı zeminde buluşması gerekli. Bu sözüm biraz özeleştiri yapabilmeniz için.
Başıboş köpeklerin tehlike yarattığı aşikar. Örnek vermem gerekirse bu yaz ilk defa Türkiye'de bisiklet kullanma fırsatım oldu (çocukluk çağım haricinde) ve rotamızda o kadar çok başıboş köpek vardı ki saymakla bitmez. Bir tanesi arkadaşa saldırdı ve arkadaş neredeyse KOM alacaktı kaçayım derken. Bir başka günde ise selam verdiğimiz bir bisikletli arkadaş az ileride düştü. Öyle acemi biride değil, döndük bakmak için meğerse köpeğin saldırması sonucunda düşmüş, ufak tefek yaraları oldu ama daha vahim sonuçlar doğurabilirdi zira tam arkasında minibüs varmış, ya o minibüs duramasaydı varın gerisini siz düşünün.
 
Afedersiniz ama yazdıklarınız uydurma, neresini düzelteceğimi bilmiyorum ama deneyeyim.Birincisi o tehlikeli köpek türü değil Tarım Bakanlığı'nın "tehlikeli ırk" diye tanımladığı Hayvanları Koruma Kanunu'nda düzenlenen altı tür. İkincisi beslemek yasak değil Bu yılın ,22 Ocak gününe kadar kayıt altına alınması, kısırlaştırılması, eğitilmesi zorunlu hayvanlar. (Bu doğru ama alelacele yapılan yasal zorunluluk yüzünden pek çoğu terk edildi. Bu hayvanları dövüştüren insan müsfeddelerini saymıyorum) Ayrıca belli kısıtlamalar da var bu hayvanları bırakın serbestçe gezdirmeyi, ağızlıksız dolaştırmazsınız. Şimdi basit bir googlle aramasıyla öğrenceğiniz bu gerçeği muhtemelen biliyorsunuz ve burada sırf laf söylemek için doğruyu söylemiyorsunuz. Dini referanslardan çok hoşlanmıyorum ama ilk emri "oku" olan bir inanca ait referanslar veriyorsunuz, ama okumuyorsunuz. Kusura bakmayın tekrar ama önce okuyun.
 
  • Beğen
Tepkiler: Spartiat
Afedersiniz ama yazdıklarınız uydurma, neresini düzelteceğimi bilmiyorum ama deneyeyim.Birincisi o tehlikeli köpek türü değil Tarım Bakanlığı'nın "tehlikeli ırk" diye tanımladığı Hayvanları Koruma Kanunu'nda düzenlenen altı tür. İkincisi beslemek yasak değil Bu yılın ,22 Ocak gününe kadar kayıt altına alınması, kısırlaştırılması, eğitilmesi zorunlu hayvanlar. (Bu doğru ama alelacele yapılan yasal zorunluluk yüzünden pek çoğu terk edildi. Bu hayvanları dövüştüren insan müsfeddelerini saymıyorum) Ayrıca belli kısıtlamalar da var bu hayvanları bırakın serbestçe gezdirmeyi, ağızlıksız dolaştırmazsınız. Şimdi basit bir googlle aramasıyla öğrenceğiniz bu gerçeği muhtemelen biliyorsunuz ve burada sırf laf söylemek için doğruyu söylemiyorsunuz. Dini referanslardan çok hoşlanmıyorum ama ilk emri "oku" olan bir inanca ait referanslar veriyorsunuz, ama okumuyorsunuz. Kusura bakmayın tekrar ama önce okuyun.
Siz okudunuz mu 5199'uncu yasayı? Sokak köpeği yasada yok. Bunu sizin anlayacağınız şekilde söyleyeyim: köpekler sokakta yaşamaz. Kanun bunu emrediyor.
 
Siz okudunuz mu 5199'uncu yasayı? Sokak köpeği yasada yok. Bunu sizin anlayacağınız şekilde söyleyeyim: köpekler sokakta yaşamaz. Kanun bunu emrediyor.
Okuyun diyorum, hala okumadan uyduruyor, konuşuyorsunuz. Sahipsiz hayvan diyor yasada 13 ayrı yerde, Satır satır okudum o yüzden size de okuyun böyle uydurmayın diyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Spartiat
Okuyun diyorum, hala okumadan uyduruyor, konuşuyorsunuz. Sahipsiz hayvan diyor yasada 13 ayrı yerde, Satır satır okudum o yüzden size de okuyun böyle uydurmayın diyorum.
Laf atma çabalarınızın altını doldurun diyorum ben de. O 13 yerin 13'ünde bahsedilen sahipsiz hayvanlar kedi köpek değil, binek ve yük hayvanları. Kedi ve köpek toplanır diyor.
 
Laf atma çabalarınızın altını doldurun diyorum ben de. O 13 yerin 13'ünde bahsedilen sahipsiz hayvanlar kedi köpek değil, binek ve yük hayvanları. Kedi ve köpek toplanır diyor.
f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,
 
  • Beğen
Tepkiler: Spartiat
f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,

Çok nefesinizi tüketmeyin derim konuşarak anlaşılacak bir durum maalesef yok tüm sokak köpeklerini öldürseler sesini çıkarmayacak insanlar var forumda .
 
f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,
Orada anlatılan kedi ve köpek değil, kedi köpek belli bir arazide yaşamaz; atlar, eşekler ve katırlar ise açık arazide yaşar, bakılır, tedavi edileceklerse, sonrasında alındığı yere geri bırakılır.
Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,

g) Güçten düşmüş hayvan: Bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıkları haricinde yaşlanma, sakatlanma, yaralanma ve hastalanma gibi çeşitli nedenlerle fizikî olarak iş yapabilme yeteneğini kaybetmiş binek ve yük hayvanlarını,
Bu iki maddeyi aynı anda gördüğünüzde aklınıza yük ve binek hayvanları gelsin. Örneğin,
Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması

MADDE 6. —
Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.

Güçten düşmüş hayvanlar ticarî ve gösteri amaçlı veya herhangi bir şekilde binicilik ve taşımacılık amacıyla çalıştırılamaz.
Bahsedilen öldürülmesi yasak olan hayvanlar at-eşek-katır. Bu hayvanlar açık arazide yaşar doğaları gereği.
Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonraöncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.
Evcil hayvanlar ise açık arazide değil, bakım evinde bakılır ve geri salınmaz.
Şimdi madde madde okumadığınız yasada geçen yerleri göstereyim;
Madde 18 son paragraf:
Yerel hayvan koruma görevlileri; bölge ve mahallerindeki, öncelikle köpekler ve kediler olmak üzere, sahipsiz hayvanların bakımları, aşılarının yapılması, aşılı hayvanların markalanması ve kayıtlarının tutulmasının sağlanması, kısırlaştırılması, saldırgan olanların eğitilmesi ve sahiplendirilmelerinin yapılması için yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevlerine gönderilmesi gibi yapılan tüm faaliyetleri yerel yönetimler ile eşgüdümlü olarak yaparlar.
 
Orada anlatılan kedi ve köpek değil, kedi köpek belli bir arazide yaşamaz; atlar, eşekler ve katırlar ise açık arazide yaşar, bakılır, tedavi edileceklerse, sonrasında alındığı yere geri bırakılır.

Bu iki maddeyi aynı anda gördüğünüzde aklınıza yük ve binek hayvanları gelsin. Örneğin,

Bahsedilen öldürülmesi yasak olan hayvanlar at-eşek-katır. Bu hayvanlar açık arazide yaşar doğaları gereği.

Evcil hayvanlar ise açık arazide değil, bakım evinde bakılır ve geri salınmaz.
Şimdi madde madde okumadığınız yasada geçen yerleri göstereyim;
Madde 18 son paragraf:
Okuyun dedim ama siz okuduğunuzu da anlamamakta ısrar ediyorsunuz. Kolay gelsin. Fakat yasalar sizin keyfinize göre okunmuyor, yorumlanmıyor. Hele ki bu kadar açık tanımlar varken.
 
Okuyun dedim ama siz okuduğunuzu da anlamamakta ısrar ediyorsunuz. Kolay gelsin. Fakat yasalar sizin keyfinize göre okunmuyor, yorumlanmıyor. Hele ki bu kadar açık tanımlar varken.
Evet, okumadığınız çok madde var. Siz yabani hayvanlar gibi evcil hayvanların da salınabileceğini zannediyorsunuz. At ve eşekler yabani hayvan oluyor.
f) Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.
Evcil hayvanlar ise asla salınamıyor sizin zannettiğiniz gibi.
b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.Ev ve süs hayvanları ile kontrollü hayvanlardan, doğal yaşama ortamlarına tekrar uyum sağlayamayacak durumda olanlar terk edilemez; beslenemeyeceği ve iklimine uyum sağlayamayacağı ortama bırakılamaz. Ancak, yeniden sahiplendirme yapılabilir ya da hayvan bakımevlerine teslim edilebilir.
 
Bana yazılan özel ileti ve şikayetlerde; kimi forumdaşların üslup, iletişim, nezaket, saygı ve empati yoksunluğu içinde yazışmalarda bulunduğu bildiriliyor. Konu içinde "polemiksever" arkadaşları kibar bir şekilde uyarmak isterim...
 
Geri