yavuzkosar
Kendi halinde bir yaşayan.
- Kayıt
- 28 Mart 2018
- Mesaj
- 839
- Tepki
- 3.274
- Yaş
- 32
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Yavuz
- Başlangıç
- 1998—99
- Bisiklet
- Giant
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Evet micro shimano ile uyumlu.. Ama 105 takılırmı o bisiklete orasını bilmemSelamlar, bende triban 500 var siyah renkli olandan şuan üzerinde microshift vites sistemi var. 12-25 ruble varmış. Buna kısa bacak 105 arka aktarıcı takabilir miyim?
takarsam vites koluyla uyumlu olur mu?
Veya bana artıları eksileri ne olur?
Arkadaşlar 105, 11 vitesmiş benim bisiklete olmazmış ruble değişmesi gerekiyormuş@Mehmet Meriç aynen uyumlu olduğunu biliyorum. Decathlon çalışanı söylemişti. Peki neden takılmazki? Veya takarsam bana artısı eksisi ne olur sizce?
@Aybek Cihan 12-25 ruble var 8 vites, internette gördüğümde 30 dişçiye kadar destekliyor diyor. Zaten 2. El alacağım. En kötü 5700 serisine bakarım
@Mehmet Meriç aynen uyumlu olduğunu biliyorum. Decathlon çalışanı söylemişti. Peki neden takılmazki? Veya takarsam bana artısı eksisi ne olur sizce?
@Aybek Cihan 12-25 ruble var 8 vites, internette gördüğümde 30 dişçiye kadar destekliyor diyor. Zaten 2. El alacağım. En kötü 5700 serisine bakarım
Arkadaşlar 105, 11 vitesmiş benim bisiklete olmazmış ruble değişmesi gerekiyormuş
Harika bir anlatım ve gayet fikir verici bilgiler içeren bir yazı olmuş, elinize sağlık.Merhaba arkadaşlar. 20.05.2018 tarihinde Decathlon'un Sur Yapı AVM Şubesinden bir adet sıfır L beden Btwin Triban 500 satın almıştım. Bugün itibariyle 5,000. kilometreyi devirdik kendisiyle. Bildiğim kadarıyla satıştan kalktı(belki bazı mağazalarda kalmıştır, bilemiyorum) ancak ikinci elde de değerlendirilebilir bir bisiklet olduğunu düşünüyorum. O yüzden tecrübelerimi paylaşacağım birkaç şey yazmak istedim.
Öncelikle, bisikleti gerçekten çok amaçlı olarak kullandım. Bu süreçte 13 Gran Fondo(Strava'nın aylık sanal rozetlerinden), 167 kez işe git-gel, bir kez Bulgaristan-Yunanistan sınırı geçişi, Bulgaristan'ın eski, soğuk, bozuk asfaltlarında sürüş vb. gibi tecrübelerin yanı sıra pazar-market poşetlerini hoodlara takıp dolaşma, az da olsa toprak ve sık sık karlı yol gördü bisiklet. Yani bisikleti tam anlamıyla ''kullandım'' diyebilirim. Kilitli pedal ve spd ayakkabı alabilecek seviyeye(her açıdan) ulaşamadığımı düşündüğümden kendi pedallarıyla kullanıldı. Sportif anlamda eski halı saha ayakkabılarıyla; ulaşım anlamında da işte klasik, kundura, spor vb... her türlü ayakkabıyla kullanıldı.
Üçlü aynakol+endurance kadro yapısı+muadillerine göre daha dik alın borusu+bagaj delikleri gibi özellikler, bu bisikleti yarış-yol bisikleti tanımının yol kısmına, hatta tur kısmına yaklaştırıyor arkadaşlar. Bunu da bu bisikletin bir ikamesi olan ve kardeşimin sahip olduğu Bianchi SLR 400 ile olan farklarından anlıyorum. Bu özellikler SLR 400'de yok. Hatta diğer ikame bisikletlerde yok. Yani bu özellikleri bisikleti biraz melezleştiriyor. Youtube'da (burada da bir beyefendi paylaşmıştı) bu bisiklete 35c lastik takanları da gördükten sonra bu düşüncem iyice netleşti. Bu bir yarış bisikleti sayılmaz tam olarak. Giriş seviyesi bir yol-tur bisikleti gibi. M bedende pedalsız 10,54-KG olması da güzel bir detay denebilir.
Microshift sistem: İlk 1.000-1.500 kilometre kadar sorunsuzdu. Bundan sonra ayarı sık kaçmaya başladı. Sebebini tam olarak anlayamıyorum ancak bende bu şekilde. Vites geçişleri Shimanolara göre biraz daha sert ve sesli. Ayrıca Shimanolarda olan, fren kolunu içe bükerek vites artırma veya azaltma özelliği bu bisiklette yok. Onu da belirtelim. Bir de, bisikletin kadrosunun alt köşesinden geçen vites telleri, kadronun tam altında bulunan ve üzerinden geçen mavi plastik parçayı(teller oradan gerilip orta aktarıcıya gidiyor) 2 defa çatlattı arkadaşlar. Bisiklet yaklaşık 2.500 kilometredeyken servis bu parçayı değiştirdi. Ancak yine çatladı. Kronik midir, uzun vadede bisiklete zarar verir mi emin olamıyorum. Parçanın adını bilmemekle birlikte, bisikletinizi ters çevirip bir bakın derim. Bugüne kadar bu bisikletle birisi sert birisi hafif iki defa kaza yaptım ancak bunlarla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü o parçayı kırmak için kadronun tam altını vurmak lazım bir yere.
Frenler: İsimsiz frenlere sahip. Üzerinde olan pabuçları 2500 kilometre kadar kullandım. Ama 1500 civarındayken tükenme aşamasına girmişlerdi. Gerçekten çok kötüler. Islak yol şartlarında ise neredeyse hiç tutmuyorlar. Jantın fren yüzeyine baya iz bırakıyorlar. 2500 kilometreyi geçtikten sonra Baradine 471C'lere geçtim. Fren performansı gözle görülür şekilde arttı. 2500 kilometre kullanılmış olmalarına rağmen ömürlerinin anca yarısını tamamladılar son kontrollerime göre. Kuru yol şartlarında iz bırakmıyor denebilir ancak ıslak yol şartlarında performansları baya düşüyor(sanırım v fren kullanmakla ilgili bu artık) ve jant yüzeyine baya iz bırakıyorlar. Sık sık temizlemek lazım bir de. Pabuçlar kapkara oluyor. Bir de, fren tellerinde tülerme başladı(kadro üst borusunun altındakiler özellikle). Sebep tam olarak nedir bilemiyorum.
Jantlar: Açıkçası bir ara beni çıldırtma noktasına getirdi bu jantlar. İsimsiz jantları var. Bisikleti aldığım ilk gün, daha ilk sürüşte(3-5 km) patlamıştı. Şöyle ki, sürdükten sonra bisikleti garaja bıraktım, bir saat kadar sonra geri almaya gelince ön lastik inikti. Götürdüm, pek sorgulamadan iç lastiği değiştirdiler. O günden sonra patlak sıkıntısı pek yaşamadım diyebilirim. Ancak; 2.500 kilometre kadar mesefe geçtikten sonra, hem arka hem önde durup dururken patlama sorunları yaşanmaya başladı. Açıp bakınca durumu anladım. Arkadaşlar bu jantların içinde yer alan ve jant tellerinin jant çemberine bağlanan kısımlarını kapatan bant zamanla esniyor ve deliklerden açılmaya başlıyor. Aynı durum kuzenimin Triban 520'sinde de(aero diye bir jantı var, siyah beyaz olan Triban 520) oldu. Eski, patlak lastiklerle yama yaptım ama kısa süreli oldu bu çözümler. Bunu da şöyle anladım. 2.563 kilometredeydi hiç unutmam, bisikleti bakıma verdim(garanti bitene kadar serviste yaptıracağım bakımları). Servisten dönen bisikleti birkaç gün sonra anca kullanma fırsatı oldu. Ancak bisiklet zıplaya zıplaya gidiyordu adeta! Dümdüz asfaltta ön tekerlekten zıplaya zıplaya gidiyordu bisiklet. Şöyle olmuş anlaşılan: Serviste ön lastik patlıyor. Servistekiler jantlardaki durumu anlayıp jantın içine yeni bant çekiyorlar(pembe-turuncu bir renk) ve yeni iç lastik takıp şişiriyorlar. Ancak bant düzgün takılmadığı için sanırım, sürüşte böyle bir problem yaşıyorum. Bir de fren ayarı için bisikleti diğer şubeye götürmemizi istemeleri falan işi iyice çığrından çıkarmıştı. Uzunca bir şikayet dilekçesi yazdım ve tekrar ilgilendiler. Jantların içerisine yeniden bant çekildi(mavi). Bunlar elbette bisikletin orijinalliğine yansımış olduğundan çok da içime sinmiş değil. Ancak yapacak bir şey de yok, bisiklete ihtiyacım var.
Yani bu bisikletten alacak olan varsa, jantlara dikkat etsin arkadaşlar. Jantların iç kısmından sorun çıkabilir. Bantla falan halledilir mi, içinize siner mi bilemem. Jant değişikliği de düşünülebilir elbette. Tabi jant fiyatları da hiç uygun değil, bunu da bilmeliyiz.
Öte yandan 5.000 kilometre boyunca jant akordlarında hiçbir sorun çıkmadı. Taş gibiler. Ayrıca fren yüzeylerinde aşınma durumu yok. Bunlar güzel detaylar bence.
Lastikler: Ön lastik 5.000 kilometrede ve ilk alındığı gün üzerinde bulunan lastik(Btwin Puncture Protect). Arka lastik Btwin Resist 5(sanırım aynısından oluyor) ve servisin bir ara müşteri memnuniyeti adına taktığı lastik. Öndeydi, arkaya aldım onu. 1.600 kilometre kadar kullanıldı o da. Lastikler fena değil arkadaşlar. Zaten Decathlon indirime gitmiş ve Resist 5'ler şu an 50 lira. Giriş seviyesi işte... Baya da ucuz. Aha: (link) 5.000 kilometrede olan lastik, %7-10 arası eğimde yukarıya doğru tırmanırken ıslak zeminde patinaj çekiyordu zaman zaman. Beklentiniz çok yüksek olmasın o sebeple. Daha çok commuter bir lastik denebilir. Dıştan patlamaya karşı baya dayanıklılar. Çok kez kötü yolda sürdüm ve sürmek zorunda da kaldım. Açıkça söylemek gerekir ki bir kez bile dıştan alınan bir cam, diken vb. etkisiyle patlamadı lastikler. Defalarca cam kırıkları üzerinden geçtim.(sağ şeridin en sağı, kırık bira şişelerinin yuvası!) Ancak hiç problem olmadı dediğim gibi.
Sele: Tahta gibi. Herhangi bir rahatlık iddiası yok. ErgoFitsystem olan seleden. 500 serisi süngerli tayt ile kabul edilebilir bir hale geliyor. Zaten pedsiz kullanırsanız bir süre sonra alışılıyor da.
Bisiklet normalde pilli ve yansıtıcılı ön ile arka far ile geliyor. Bunların parlaklıklarıs ve dayanıklılıkları vb. yeterli olmadığından, arkaya bundan (link) ve öne (link) bundan aldım ve çok memnunum. Aydınlatma baya iyi oldu. Orijinal gidonuyla kullanıyorum. Gidon biraz kalın o yüzden tutuş çok rahat. Gidon bandı da biraz süngerimsi olduğundan çok yumuşak. Elleri hiç yormuyor.
500 serisi kask(kırmızı), Cycling 800 Pack değiştirilebilir 3 camlı gözlük ve XLC kask aynası kullanıyorum. Bunlar zaten her sürüşte olmazsa olmazlar. Topeak Defender Iglow çamurluklar var(hediye geldi). Arka çamurluk gayet rahat takılırken, Ön çamurluk bisikletin maşasına uyumlu değil. Plastik kelepçeyle uyduruldu bir şekilde, yaz gelince çıkardım. Ayrıca bu çamurluklar pek de iyi korumuyor, düşünürseniz dikkat...
Görünüm: Kırmızı-Siyah ağırlıklı olmak üzere çok az da beyaz detaylar var. Her yarış bisikletinin yolda dikkat çekmesi bir yana, kırmızı-siyah detaylar da ek olarak güzel dikkat çekiyor ve güzel de duruyor diye düşünüyorum arkadaşlar.
Yukarıda belirtmiş olduğum sorunlar dışında bisiklette herhangi bir sorun çıkmadı. Öncesinde Salcano Excel'im vardı ve 2000 kilometre kadar kullanmıştım. Yol-yarış mantığına geçme amacım vardı ve bu yönde bir bisiklete sahip olmak istemiştim uzun bir süredir. Triban'da karar kıldım. Jantlar konusunda anlattığım mesele dışında bisiklet beni hiç pişman etmedi. Jantlara bant çekildikten sonra herhangi bir içten patlama sorunu da yaşamadım. İç lastiklerimde birçok yama var. Götürüyor mu evet.
Anlattığım gibi, jant meselesi uzun bir süredir canımı sıkıyordu. Sıfır bisiklet fiyatları da artık uçuşa geçtiğinden(bir ara Triban 500 3.000,00-TL'yi bile gördü yahu. Ben almadan 7 ay önce 1.750,00-TL idi. Ben 2.000,00-TL'ye alanlardanım.) bisiklet değişikliği çok maliyetli geliyordu gözüme. Birçok çeşit jant seti baktım. Biraz profil bir jantla daha güzel bir görünüm elde etmek ve bisikleti biraz daha yarış mantığına yakınlaştırmak istemekteydim. Shimano full set bile baktım birkaç kez. Ancak bu setlerin fiyatları da uçtu gitti. Sonuç olarak her şeyin fiyatı uçtu ve gitti. Elimdekinin kıymetini düşünmeye başladım doğal olarak ben de. Zaten 167 kez işe bisikletle git gel yaptım. Otobüsle tek git gel 5 lira burada(Arabayı boşverelim, araba yatsın). 167 x 5,00-TL = 835,00-TL tasarruf ettirmiş, zaten yarı maliyetini karşılamış bisikletim. İlk etapta biraz cahillik ve biraz yanlış yönlendirmeyle gidip L beden almış olsam da bunu yapabilmişim. Yarış mantığına yaklaştırsam, tam performansı elde edemeyeceğim büyük beden almış olmam sebebiyle. Ancak orta-uzun turlar ve işe bisikletle git-geller hoşuma gidiyor. O yüzden, performanstan ödün vermek kaydıyla bisikleti elimde tutarak biraz daha tur mantığına yaklaştırma ve biraz daha rahat kullanım olanağı elde etme planım var. Bu da basit işlemlerle olacak. Forumda bir beyefendinin paylaşımları ve Youtube'da olan birkaç video bu fikrimi etkiledi. Bisiklete 700x35'e kadar lastik takılabiliyor. Gidon boğazından 1 ya da 2 santimetre kısaltma işlemine gidip bisikleti boyuma daha uygun hale getireceğim ve birkaç bin kilometre sonra 700x32 veya 35 lastik takacağım. Açıkçası bisiklet gerçek anlamda ömrünü bitirene kadar bisikleti bu şekilde kullanmayı planlıyorum. Bisikleti yine her türlü amaçla kullanmaya devam edeceğim. Yağmur-çamur-kar fark etmez devam. Çünkü bisiklet bunlara izin veriyor. İsterseniz iyi jant ve lastiklerle yarış mantığına yaklaştırın. İsterseniz tam tersi metodla tur mantığına. O yüzden giriş seviyesi anlamında tercih edilmesi gereken bir bisiklet. Çünkü size ne istediğinizi soruyor. Yarış mı, yol mu, hibrit mi, ne lazım? Hepsine dönüşebileceğini söylüyor bu bisiklet. Hangisinde kalmak, hangisinde devam etmek istediğinizi soruyor.
Bir fotoğrafla veda edeyim. Bu yıl bulunduğum şehirde çok sık kar yağdı. Kar günlerce kalkmadı. Zaman zaman işe ralli yaparak gittiğim oldu. O günlerden bir tanesi. Çok eğlenceliydi. İnşallah daha uzun mesafeler kat edebilirim bu bisikletle. Herkese iyi akşamlar dilerim. Okuduğunuz için teşekkürler.
(link)
219091 dosyayı görüntüle
Çok iyi bir yazı eline sağlık .Merhaba arkadaşlar. 20.05.2018 tarihinde Decathlon'un Sur Yapı AVM Şubesinden bir adet sıfır L beden Btwin Triban 500 satın almıştım. Bugün itibariyle 5,000. kilometreyi devirdik kendisiyle. Bildiğim kadarıyla satıştan kalktı(belki bazı mağazalarda kalmıştır, bilemiyorum) ancak ikinci elde de değerlendirilebilir bir bisiklet olduğunu düşünüyorum. O yüzden tecrübelerimi paylaşacağım birkaç şey yazmak istedim.
Öncelikle, bisikleti gerçekten çok amaçlı olarak kullandım. Bu süreçte 13 Gran Fondo(Strava'nın aylık sanal rozetlerinden), 167 kez işe git-gel, bir kez Bulgaristan-Yunanistan sınırı geçişi, Bulgaristan'ın eski, soğuk, bozuk asfaltlarında sürüş vb. gibi tecrübelerin yanı sıra pazar-market poşetlerini hoodlara takıp dolaşma, az da olsa toprak ve sık sık karlı yol gördü bisiklet. Yani bisikleti tam anlamıyla ''kullandım'' diyebilirim. Kilitli pedal ve spd ayakkabı alabilecek seviyeye(her açıdan) ulaşamadığımı düşündüğümden kendi pedallarıyla kullanıldı. Sportif anlamda eski halı saha ayakkabılarıyla; ulaşım anlamında da işte klasik, kundura, spor vb... her türlü ayakkabıyla kullanıldı.
Üçlü aynakol+endurance kadro yapısı+muadillerine göre daha dik alın borusu+bagaj delikleri gibi özellikler, bu bisikleti yarış-yol bisikleti tanımının yol kısmına, hatta tur kısmına yaklaştırıyor arkadaşlar. Bunu da bu bisikletin bir ikamesi olan ve kardeşimin sahip olduğu Bianchi SLR 400 ile olan farklarından anlıyorum. Bu özellikler SLR 400'de yok. Hatta diğer ikame bisikletlerde yok. Yani bu özellikleri bisikleti biraz melezleştiriyor. Youtube'da (burada da bir beyefendi paylaşmıştı) bu bisiklete 35c lastik takanları da gördükten sonra bu düşüncem iyice netleşti. Bu bir yarış bisikleti sayılmaz tam olarak. Giriş seviyesi bir yol-tur bisikleti gibi. M bedende pedalsız 10,54-KG olması da güzel bir detay denebilir.
Microshift sistem: İlk 1.000-1.500 kilometre kadar sorunsuzdu. Bundan sonra ayarı sık kaçmaya başladı. Sebebini tam olarak anlayamıyorum ancak bende bu şekilde. Vites geçişleri Shimanolara göre biraz daha sert ve sesli. Ayrıca Shimanolarda olan, fren kolunu içe bükerek vites artırma veya azaltma özelliği bu bisiklette yok. Onu da belirtelim. Bir de, bisikletin kadrosunun alt köşesinden geçen vites telleri, kadronun tam altında bulunan ve üzerinden geçen mavi plastik parçayı(teller oradan gerilip orta aktarıcıya gidiyor) 2 defa çatlattı arkadaşlar. Bisiklet yaklaşık 2.500 kilometredeyken servis bu parçayı değiştirdi. Ancak yine çatladı. Kronik midir, uzun vadede bisiklete zarar verir mi emin olamıyorum. Parçanın adını bilmemekle birlikte, bisikletinizi ters çevirip bir bakın derim. Bugüne kadar bu bisikletle birisi sert birisi hafif iki defa kaza yaptım ancak bunlarla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü o parçayı kırmak için kadronun tam altını vurmak lazım bir yere.
Frenler: İsimsiz frenlere sahip. Üzerinde olan pabuçları 2500 kilometre kadar kullandım. Ama 1500 civarındayken tükenme aşamasına girmişlerdi. Gerçekten çok kötüler. Islak yol şartlarında ise neredeyse hiç tutmuyorlar. Jantın fren yüzeyine baya iz bırakıyorlar. 2500 kilometreyi geçtikten sonra Baradine 471C'lere geçtim. Fren performansı gözle görülür şekilde arttı. 2500 kilometre kullanılmış olmalarına rağmen ömürlerinin anca yarısını tamamladılar son kontrollerime göre. Kuru yol şartlarında iz bırakmıyor denebilir ancak ıslak yol şartlarında performansları baya düşüyor(sanırım v fren kullanmakla ilgili bu artık) ve jant yüzeyine baya iz bırakıyorlar. Sık sık temizlemek lazım bir de. Pabuçlar kapkara oluyor. Bir de, fren tellerinde tülerme başladı(kadro üst borusunun altındakiler özellikle). Sebep tam olarak nedir bilemiyorum.
Jantlar: Açıkçası bir ara beni çıldırtma noktasına getirdi bu jantlar. İsimsiz jantları var. Bisikleti aldığım ilk gün, daha ilk sürüşte(3-5 km) patlamıştı. Şöyle ki, sürdükten sonra bisikleti garaja bıraktım, bir saat kadar sonra geri almaya gelince ön lastik inikti. Götürdüm, pek sorgulamadan iç lastiği değiştirdiler. O günden sonra patlak sıkıntısı pek yaşamadım diyebilirim. Ancak; 2.500 kilometre kadar mesefe geçtikten sonra, hem arka hem önde durup dururken patlama sorunları yaşanmaya başladı. Açıp bakınca durumu anladım. Arkadaşlar bu jantların içinde yer alan ve jant tellerinin jant çemberine bağlanan kısımlarını kapatan bant zamanla esniyor ve deliklerden açılmaya başlıyor. Aynı durum kuzenimin Triban 520'sinde de(aero diye bir jantı var, siyah beyaz olan Triban 520) oldu. Eski, patlak lastiklerle yama yaptım ama kısa süreli oldu bu çözümler. Bunu da şöyle anladım. 2.563 kilometredeydi hiç unutmam, bisikleti bakıma verdim(garanti bitene kadar serviste yaptıracağım bakımları). Servisten dönen bisikleti birkaç gün sonra anca kullanma fırsatı oldu. Ancak bisiklet zıplaya zıplaya gidiyordu adeta! Dümdüz asfaltta ön tekerlekten zıplaya zıplaya gidiyordu bisiklet. Şöyle olmuş anlaşılan: Serviste ön lastik patlıyor. Servistekiler jantlardaki durumu anlayıp jantın içine yeni bant çekiyorlar(pembe-turuncu bir renk) ve yeni iç lastik takıp şişiriyorlar. Ancak bant düzgün takılmadığı için sanırım, sürüşte böyle bir problem yaşıyorum. Bir de fren ayarı için bisikleti diğer şubeye götürmemizi istemeleri falan işi iyice çığrından çıkarmıştı. Uzunca bir şikayet dilekçesi yazdım ve tekrar ilgilendiler. Jantların içerisine yeniden bant çekildi(mavi). Bunlar elbette bisikletin orijinalliğine yansımış olduğundan çok da içime sinmiş değil. Ancak yapacak bir şey de yok, bisiklete ihtiyacım var.
Yani bu bisikletten alacak olan varsa, jantlara dikkat etsin arkadaşlar. Jantların iç kısmından sorun çıkabilir. Bantla falan halledilir mi, içinize siner mi bilemem. Jant değişikliği de düşünülebilir elbette. Tabi jant fiyatları da hiç uygun değil, bunu da bilmeliyiz.
Öte yandan 5.000 kilometre boyunca jant akordlarında hiçbir sorun çıkmadı. Taş gibiler. Ayrıca fren yüzeylerinde aşınma durumu yok. Bunlar güzel detaylar bence.
Lastikler: Ön lastik 5.000 kilometrede ve ilk alındığı gün üzerinde bulunan lastik(Btwin Puncture Protect). Arka lastik Btwin Resist 5(sanırım aynısından oluyor) ve servisin bir ara müşteri memnuniyeti adına taktığı lastik. Öndeydi, arkaya aldım onu. 1.600 kilometre kadar kullanıldı o da. Lastikler fena değil arkadaşlar. Zaten Decathlon indirime gitmiş ve Resist 5'ler şu an 50 lira. Giriş seviyesi işte... Baya da ucuz. Aha: (link) 5.000 kilometrede olan lastik, %7-10 arası eğimde yukarıya doğru tırmanırken ıslak zeminde patinaj çekiyordu zaman zaman. Beklentiniz çok yüksek olmasın o sebeple. Daha çok commuter bir lastik denebilir. Dıştan patlamaya karşı baya dayanıklılar. Çok kez kötü yolda sürdüm ve sürmek zorunda da kaldım. Açıkça söylemek gerekir ki bir kez bile dıştan alınan bir cam, diken vb. etkisiyle patlamadı lastikler. Defalarca cam kırıkları üzerinden geçtim.(sağ şeridin en sağı, kırık bira şişelerinin yuvası!) Ancak hiç problem olmadı dediğim gibi.
Sele: Tahta gibi. Herhangi bir rahatlık iddiası yok. ErgoFitsystem olan seleden. 500 serisi süngerli tayt ile kabul edilebilir bir hale geliyor. Zaten pedsiz kullanırsanız bir süre sonra alışılıyor da.
Bisiklet normalde pilli ve yansıtıcılı ön ile arka far ile geliyor. Bunların parlaklıklarıs ve dayanıklılıkları vb. yeterli olmadığından, arkaya bundan (link) ve öne (link) bundan aldım ve çok memnunum. Aydınlatma baya iyi oldu. Orijinal gidonuyla kullanıyorum. Gidon biraz kalın o yüzden tutuş çok rahat. Gidon bandı da biraz süngerimsi olduğundan çok yumuşak. Elleri hiç yormuyor.
500 serisi kask(kırmızı), Cycling 800 Pack değiştirilebilir 3 camlı gözlük ve XLC kask aynası kullanıyorum. Bunlar zaten her sürüşte olmazsa olmazlar. Topeak Defender Iglow çamurluklar var(hediye geldi). Arka çamurluk gayet rahat takılırken, Ön çamurluk bisikletin maşasına uyumlu değil. Plastik kelepçeyle uyduruldu bir şekilde, yaz gelince çıkardım. Ayrıca bu çamurluklar pek de iyi korumuyor, düşünürseniz dikkat...
Görünüm: Kırmızı-Siyah ağırlıklı olmak üzere çok az da beyaz detaylar var. Her yarış bisikletinin yolda dikkat çekmesi bir yana, kırmızı-siyah detaylar da ek olarak güzel dikkat çekiyor ve güzel de duruyor diye düşünüyorum arkadaşlar.
Yukarıda belirtmiş olduğum sorunlar dışında bisiklette herhangi bir sorun çıkmadı. Öncesinde Salcano Excel'im vardı ve 2000 kilometre kadar kullanmıştım. Yol-yarış mantığına geçme amacım vardı ve bu yönde bir bisiklete sahip olmak istemiştim uzun bir süredir. Triban'da karar kıldım. Jantlar konusunda anlattığım mesele dışında bisiklet beni hiç pişman etmedi. Jantlara bant çekildikten sonra herhangi bir içten patlama sorunu da yaşamadım. İç lastiklerimde birçok yama var. Götürüyor mu evet.
Anlattığım gibi, jant meselesi uzun bir süredir canımı sıkıyordu. Sıfır bisiklet fiyatları da artık uçuşa geçtiğinden(bir ara Triban 500 3.000,00-TL'yi bile gördü yahu. Ben almadan 7 ay önce 1.750,00-TL idi. Ben 2.000,00-TL'ye alanlardanım.) bisiklet değişikliği çok maliyetli geliyordu gözüme. Birçok çeşit jant seti baktım. Biraz profil bir jantla daha güzel bir görünüm elde etmek ve bisikleti biraz daha yarış mantığına yakınlaştırmak istemekteydim. Shimano full set bile baktım birkaç kez. Ancak bu setlerin fiyatları da uçtu gitti. Sonuç olarak her şeyin fiyatı uçtu ve gitti. Elimdekinin kıymetini düşünmeye başladım doğal olarak ben de. Zaten 167 kez işe bisikletle git gel yaptım. Otobüsle tek git gel 5 lira burada(Arabayı boşverelim, araba yatsın). 167 x 5,00-TL = 835,00-TL tasarruf ettirmiş, zaten yarı maliyetini karşılamış bisikletim. İlk etapta biraz cahillik ve biraz yanlış yönlendirmeyle gidip L beden almış olsam da bunu yapabilmişim. Yarış mantığına yaklaştırsam, tam performansı elde edemeyeceğim büyük beden almış olmam sebebiyle. Ancak orta-uzun turlar ve işe bisikletle git-geller hoşuma gidiyor. O yüzden, performanstan ödün vermek kaydıyla bisikleti elimde tutarak biraz daha tur mantığına yaklaştırma ve biraz daha rahat kullanım olanağı elde etme planım var. Bu da basit işlemlerle olacak. Forumda bir beyefendinin paylaşımları ve Youtube'da olan birkaç video bu fikrimi etkiledi. Bisiklete 700x35'e kadar lastik takılabiliyor. Gidon boğazından 1 ya da 2 santimetre kısaltma işlemine gidip bisikleti boyuma daha uygun hale getireceğim ve birkaç bin kilometre sonra 700x32 veya 35 lastik takacağım. Açıkçası bisiklet gerçek anlamda ömrünü bitirene kadar bisikleti bu şekilde kullanmayı planlıyorum. Bisikleti yine her türlü amaçla kullanmaya devam edeceğim. Yağmur-çamur-kar fark etmez devam. Çünkü bisiklet bunlara izin veriyor. İsterseniz iyi jant ve lastiklerle yarış mantığına yaklaştırın. İsterseniz tam tersi metodla tur mantığına. O yüzden giriş seviyesi anlamında tercih edilmesi gereken bir bisiklet. Çünkü size ne istediğinizi soruyor. Yarış mı, yol mu, hibrit mi, ne lazım? Hepsine dönüşebileceğini söylüyor bu bisiklet. Hangisinde kalmak, hangisinde devam etmek istediğinizi soruyor.
Bir fotoğrafla veda edeyim. Bu yıl bulunduğum şehirde çok sık kar yağdı. Kar günlerce kalkmadı. Zaman zaman işe ralli yaparak gittiğim oldu. O günlerden bir tanesi. Çok eğlenceliydi. İnşallah daha uzun mesafeler kat edebilirim bu bisikletle. Herkese iyi akşamlar dilerim. Okuduğunuz için teşekkürler.
(link)
219091 dosyayı görüntüle
Evet sizsiniz, yorumlarınız ve paylaşımlarınız için tekrardan teşekkürler. 28'lik Vittoria lastiklerden memnun musunuz bu arada?@Joseph Cavalcanti harika bir yazı ve anlatım olmuş teşekkürler. Aynı bisiklete sahip olmamızdan dolayı daha zevkle okudum ve fikirler edindim . Bahsettiğiniz beyefendi benim sanırım bu arada .
Benim de bu bisiklete f/p ilk odak olmak üzere , kadrosunun birçok çeşide uygun kullanılabilmesi tercihimde çok etkili olmuştur. Çok pahalı olmayan giriş seviyesi jant seti ile değişim yapmak şu an listemdeki ile sırada ki ; ben hiç sorun yaşamadım jantlar ile ilgili. Akordları bile zıpkın gibi ilk aldığım günden bu güne. O da yaklaşık 800-1000km olmuştur. İşe git-gel yapamadığımdan henüz ( kış şartları , 35km tek gidiş , akşam çocuğumu okuldan alma zaman sıkıntısı ) haftasonları veya iş çıkışı sürüş yapabiliyorum. Ancak anladığım kadarıyla ileri km lerde (misal 2000 lerde) bu jant sorunu görülebilir .
Açıkçası uzun bir tur yaparken böyle bir sıkıntıdan dolayı yolda kalmak istemem , bu yüzden yaşanmadan değiştirmek mantıklı duruyor.
Microshift vites sistemi / aktarıcılar ile ilgili şükür şimdilik bir sıkıntım olmadı , geçişler gayet net. Sonrası belki komple bir claris/sora değişimi düşünülebilir , veya yine microshift üst versiyonları ile . Tabii ekonomik şartlara bağlı.
Evet sizsiniz, yorumlarınız ve paylaşımlarınız için tekrardan teşekkürler. 28'lik Vittoria lastiklerden memnun musunuz bu arada?
Aynı bisikleti kullanıyoruz..Hatta aynı zamanda,aynı bedeni,aynı paraya almışız..Hatta aynı kmdeyiz sayılırMerhaba arkadaşlar. 20.05.2018 tarihinde Decathlon'un Sur Yapı AVM Şubesinden bir adet sıfır L beden Btwin Triban 500 satın almıştım. Bugün itibariyle 5,000. kilometreyi devirdik kendisiyle. Bildiğim kadarıyla satıştan kalktı(belki bazı mağazalarda kalmıştır, bilemiyorum) ancak ikinci elde de değerlendirilebilir bir bisiklet olduğunu düşünüyorum. O yüzden tecrübelerimi paylaşacağım birkaç şey yazmak istedim.
Öncelikle, bisikleti gerçekten çok amaçlı olarak kullandım. Bu süreçte 13 Gran Fondo(Strava'nın aylık sanal rozetlerinden), 167 kez işe git-gel, bir kez Bulgaristan-Yunanistan sınırı geçişi, Bulgaristan'ın eski, soğuk, bozuk asfaltlarında sürüş vb. gibi tecrübelerin yanı sıra pazar-market poşetlerini hoodlara takıp dolaşma, az da olsa toprak ve sık sık karlı yol gördü bisiklet. Yani bisikleti tam anlamıyla ''kullandım'' diyebilirim. Kilitli pedal ve spd ayakkabı alabilecek seviyeye(her açıdan) ulaşamadığımı düşündüğümden kendi pedallarıyla kullanıldı. Sportif anlamda eski halı saha ayakkabılarıyla; ulaşım anlamında da işte klasik, kundura, spor vb... her türlü ayakkabıyla kullanıldı.
Üçlü aynakol+endurance kadro yapısı+muadillerine göre daha dik alın borusu+bagaj delikleri gibi özellikler, bu bisikleti yarış-yol bisikleti tanımının yol kısmına, hatta tur kısmına yaklaştırıyor arkadaşlar. Bunu da bu bisikletin bir ikamesi olan ve kardeşimin sahip olduğu Bianchi SLR 400 ile olan farklarından anlıyorum. Bu özellikler SLR 400'de yok. Hatta diğer ikame bisikletlerde yok. Yani bu özellikleri bisikleti biraz melezleştiriyor. Youtube'da (burada da bir beyefendi paylaşmıştı) bu bisiklete 35c lastik takanları da gördükten sonra bu düşüncem iyice netleşti. Bu bir yarış bisikleti sayılmaz tam olarak. Giriş seviyesi bir yol-tur bisikleti gibi. M bedende pedalsız 10,54-KG olması da güzel bir detay denebilir.
Microshift sistem: İlk 1.000-1.500 kilometre kadar sorunsuzdu. Bundan sonra ayarı sık kaçmaya başladı. Sebebini tam olarak anlayamıyorum ancak bende bu şekilde. Vites geçişleri Shimanolara göre biraz daha sert ve sesli. Ayrıca Shimanolarda olan, fren kolunu içe bükerek vites artırma veya azaltma özelliği bu bisiklette yok. Onu da belirtelim. Bir de, bisikletin kadrosunun alt köşesinden geçen vites telleri, kadronun tam altında bulunan ve üzerinden geçen mavi plastik parçayı(teller oradan gerilip orta aktarıcıya gidiyor) 2 defa çatlattı arkadaşlar. Bisiklet yaklaşık 2.500 kilometredeyken servis bu parçayı değiştirdi. Ancak yine çatladı. Kronik midir, uzun vadede bisiklete zarar verir mi emin olamıyorum. Parçanın adını bilmemekle birlikte, bisikletinizi ters çevirip bir bakın derim. Bugüne kadar bu bisikletle birisi sert birisi hafif iki defa kaza yaptım ancak bunlarla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü o parçayı kırmak için kadronun tam altını vurmak lazım bir yere.
Frenler: İsimsiz frenlere sahip. Üzerinde olan pabuçları 2500 kilometre kadar kullandım. Ama 1500 civarındayken tükenme aşamasına girmişlerdi. Gerçekten çok kötüler. Islak yol şartlarında ise neredeyse hiç tutmuyorlar. Jantın fren yüzeyine baya iz bırakıyorlar. 2500 kilometreyi geçtikten sonra Baradine 471C'lere geçtim. Fren performansı gözle görülür şekilde arttı. 2500 kilometre kullanılmış olmalarına rağmen ömürlerinin anca yarısını tamamladılar son kontrollerime göre. Kuru yol şartlarında iz bırakmıyor denebilir ancak ıslak yol şartlarında performansları baya düşüyor(sanırım v fren kullanmakla ilgili bu artık) ve jant yüzeyine baya iz bırakıyorlar. Sık sık temizlemek lazım bir de. Pabuçlar kapkara oluyor. Bir de, fren tellerinde tülerme başladı(kadro üst borusunun altındakiler özellikle). Sebep tam olarak nedir bilemiyorum.
Jantlar: Açıkçası bir ara beni çıldırtma noktasına getirdi bu jantlar. İsimsiz jantları var. Bisikleti aldığım ilk gün, daha ilk sürüşte(3-5 km) patlamıştı. Şöyle ki, sürdükten sonra bisikleti garaja bıraktım, bir saat kadar sonra geri almaya gelince ön lastik inikti. Götürdüm, pek sorgulamadan iç lastiği değiştirdiler. O günden sonra patlak sıkıntısı pek yaşamadım diyebilirim. Ancak; 2.500 kilometre kadar mesefe geçtikten sonra, hem arka hem önde durup dururken patlama sorunları yaşanmaya başladı. Açıp bakınca durumu anladım. Arkadaşlar bu jantların içinde yer alan ve jant tellerinin jant çemberine bağlanan kısımlarını kapatan bant zamanla esniyor ve deliklerden açılmaya başlıyor. Aynı durum kuzenimin Triban 520'sinde de(aero diye bir jantı var, siyah beyaz olan Triban 520) oldu. Eski, patlak lastiklerle yama yaptım ama kısa süreli oldu bu çözümler. Bunu da şöyle anladım. 2.563 kilometredeydi hiç unutmam, bisikleti bakıma verdim(garanti bitene kadar serviste yaptıracağım bakımları). Servisten dönen bisikleti birkaç gün sonra anca kullanma fırsatı oldu. Ancak bisiklet zıplaya zıplaya gidiyordu adeta! Dümdüz asfaltta ön tekerlekten zıplaya zıplaya gidiyordu bisiklet. Şöyle olmuş anlaşılan: Serviste ön lastik patlıyor. Servistekiler jantlardaki durumu anlayıp jantın içine yeni bant çekiyorlar(pembe-turuncu bir renk) ve yeni iç lastik takıp şişiriyorlar. Ancak bant düzgün takılmadığı için sanırım, sürüşte böyle bir problem yaşıyorum. Bir de fren ayarı için bisikleti diğer şubeye götürmemizi istemeleri falan işi iyice çığrından çıkarmıştı. Uzunca bir şikayet dilekçesi yazdım ve tekrar ilgilendiler. Jantların içerisine yeniden bant çekildi(mavi). Bunlar elbette bisikletin orijinalliğine yansımış olduğundan çok da içime sinmiş değil. Ancak yapacak bir şey de yok, bisiklete ihtiyacım var.
Yani bu bisikletten alacak olan varsa, jantlara dikkat etsin arkadaşlar. Jantların iç kısmından sorun çıkabilir. Bantla falan halledilir mi, içinize siner mi bilemem. Jant değişikliği de düşünülebilir elbette. Tabi jant fiyatları da hiç uygun değil, bunu da bilmeliyiz.
Öte yandan 5.000 kilometre boyunca jant akordlarında hiçbir sorun çıkmadı. Taş gibiler. Ayrıca fren yüzeylerinde aşınma durumu yok. Bunlar güzel detaylar bence.
Lastikler: Ön lastik 5.000 kilometrede ve ilk alındığı gün üzerinde bulunan lastik(Btwin Puncture Protect). Arka lastik Btwin Resist 5(sanırım aynısından oluyor) ve servisin bir ara müşteri memnuniyeti adına taktığı lastik. Öndeydi, arkaya aldım onu. 1.600 kilometre kadar kullanıldı o da. Lastikler fena değil arkadaşlar. Zaten Decathlon indirime gitmiş ve Resist 5'ler şu an 50 lira. Giriş seviyesi işte... Baya da ucuz. Aha: (link) 5.000 kilometrede olan lastik, %7-10 arası eğimde yukarıya doğru tırmanırken ıslak zeminde patinaj çekiyordu zaman zaman. Beklentiniz çok yüksek olmasın o sebeple. Daha çok commuter bir lastik denebilir. Dıştan patlamaya karşı baya dayanıklılar. Çok kez kötü yolda sürdüm ve sürmek zorunda da kaldım. Açıkça söylemek gerekir ki bir kez bile dıştan alınan bir cam, diken vb. etkisiyle patlamadı lastikler. Defalarca cam kırıkları üzerinden geçtim.(sağ şeridin en sağı, kırık bira şişelerinin yuvası!) Ancak hiç problem olmadı dediğim gibi.
Sele: Tahta gibi. Herhangi bir rahatlık iddiası yok. ErgoFitsystem olan seleden. 500 serisi süngerli tayt ile kabul edilebilir bir hale geliyor. Zaten pedsiz kullanırsanız bir süre sonra alışılıyor da.
Bisiklet normalde pilli ve yansıtıcılı ön ile arka far ile geliyor. Bunların parlaklıklarıs ve dayanıklılıkları vb. yeterli olmadığından, arkaya bundan (link) ve öne (link) bundan aldım ve çok memnunum. Aydınlatma baya iyi oldu. Orijinal gidonuyla kullanıyorum. Gidon biraz kalın o yüzden tutuş çok rahat. Gidon bandı da biraz süngerimsi olduğundan çok yumuşak. Elleri hiç yormuyor.
500 serisi kask(kırmızı), Cycling 800 Pack değiştirilebilir 3 camlı gözlük ve XLC kask aynası kullanıyorum. Bunlar zaten her sürüşte olmazsa olmazlar. Topeak Defender Iglow çamurluklar var(hediye geldi). Arka çamurluk gayet rahat takılırken, Ön çamurluk bisikletin maşasına uyumlu değil. Plastik kelepçeyle uyduruldu bir şekilde, yaz gelince çıkardım. Ayrıca bu çamurluklar pek de iyi korumuyor, düşünürseniz dikkat...
Görünüm: Kırmızı-Siyah ağırlıklı olmak üzere çok az da beyaz detaylar var. Her yarış bisikletinin yolda dikkat çekmesi bir yana, kırmızı-siyah detaylar da ek olarak güzel dikkat çekiyor ve güzel de duruyor diye düşünüyorum arkadaşlar.
Yukarıda belirtmiş olduğum sorunlar dışında bisiklette herhangi bir sorun çıkmadı. Öncesinde Salcano Excel'im vardı ve 2000 kilometre kadar kullanmıştım. Yol-yarış mantığına geçme amacım vardı ve bu yönde bir bisiklete sahip olmak istemiştim uzun bir süredir. Triban'da karar kıldım. Jantlar konusunda anlattığım mesele dışında bisiklet beni hiç pişman etmedi. Jantlara bant çekildikten sonra herhangi bir içten patlama sorunu da yaşamadım. İç lastiklerimde birçok yama var. Götürüyor mu evet.
Anlattığım gibi, jant meselesi uzun bir süredir canımı sıkıyordu. Sıfır bisiklet fiyatları da artık uçuşa geçtiğinden(bir ara Triban 500 3.000,00-TL'yi bile gördü yahu. Ben almadan 7 ay önce 1.750,00-TL idi. Ben 2.000,00-TL'ye alanlardanım.) bisiklet değişikliği çok maliyetli geliyordu gözüme. Birçok çeşit jant seti baktım. Biraz profil bir jantla daha güzel bir görünüm elde etmek ve bisikleti biraz daha yarış mantığına yakınlaştırmak istemekteydim. Shimano full set bile baktım birkaç kez. Ancak bu setlerin fiyatları da uçtu gitti. Sonuç olarak her şeyin fiyatı uçtu ve gitti. Elimdekinin kıymetini düşünmeye başladım doğal olarak ben de. Zaten 167 kez işe bisikletle git gel yaptım. Otobüsle tek git gel 5 lira burada(Arabayı boşverelim, araba yatsın). 167 x 5,00-TL = 835,00-TL tasarruf ettirmiş, zaten yarı maliyetini karşılamış bisikletim. İlk etapta biraz cahillik ve biraz yanlış yönlendirmeyle gidip L beden almış olsam da bunu yapabilmişim. Yarış mantığına yaklaştırsam, tam performansı elde edemeyeceğim büyük beden almış olmam sebebiyle. Ancak orta-uzun turlar ve işe bisikletle git-geller hoşuma gidiyor. O yüzden, performanstan ödün vermek kaydıyla bisikleti elimde tutarak biraz daha tur mantığına yaklaştırma ve biraz daha rahat kullanım olanağı elde etme planım var. Bu da basit işlemlerle olacak. Forumda bir beyefendinin paylaşımları ve Youtube'da olan birkaç video bu fikrimi etkiledi. Bisiklete 700x35'e kadar lastik takılabiliyor. Gidon boğazından 1 ya da 2 santimetre kısaltma işlemine gidip bisikleti boyuma daha uygun hale getireceğim ve birkaç bin kilometre sonra 700x32 veya 35 lastik takacağım. Açıkçası bisiklet gerçek anlamda ömrünü bitirene kadar bisikleti bu şekilde kullanmayı planlıyorum. Bisikleti yine her türlü amaçla kullanmaya devam edeceğim. Yağmur-çamur-kar fark etmez devam. Çünkü bisiklet bunlara izin veriyor. İsterseniz iyi jant ve lastiklerle yarış mantığına yaklaştırın. İsterseniz tam tersi metodla tur mantığına. O yüzden giriş seviyesi anlamında tercih edilmesi gereken bir bisiklet. Çünkü size ne istediğinizi soruyor. Yarış mı, yol mu, hibrit mi, ne lazım? Hepsine dönüşebileceğini söylüyor bu bisiklet. Hangisinde kalmak, hangisinde devam etmek istediğinizi soruyor.
Bir fotoğrafla veda edeyim. Bu yıl bulunduğum şehirde çok sık kar yağdı. Kar günlerce kalkmadı. Zaman zaman işe ralli yaparak gittiğim oldu. O günlerden bir tanesi. Çok eğlenceliydi. İnşallah daha uzun mesafeler kat edebilirim bu bisikletle. Herkese iyi akşamlar dilerim. Okuduğunuz için teşekkürler.
(link)
219091 dosyayı görüntüle
İyiymiş Denemek lazım bu şeridi de.Aynı bisikleti kullanıyoruz..Hatta aynı zamanda,aynı bedeni,aynı paraya almışız..Hatta aynı kmdeyiz sayılır
Bisikletin altındaki bahsettiğiniz parça,ben de küçük bir çatlağa sahip..Aldığımda çatlak mıydı,sonradan mı oldu,bilmiyorum..Bir sıkıntı yaratmıyor ama..
Ben Zefal Jant şeridi/bandı aldım..Janttaki bantlar dediğiniz gibi dandik..Zefal'in bu bandını zor da olsa taktım ama bu bantta pek iyi değil galiba..Kontrol ettiğimde,bantın jant deliklerinden içeriye doğru göçtüğünü gördüm..Hava da 90 basıyorum..100 ve üzeri basarsam,bu şerit/band,jant deliklerinden patlar sanki..!
Belki şu ürünü alabilirim,siz de görün;
(link)
Ben de çok memnunum bisikletten,bana yetiyor..