Kalp krizinden kaç kişi ölüyor dünyada hergün? Neden işlenmiş gıda yasaklanmıyor? Neden şekerli ürünler boy boy reklamla satılıyor? Neden kalp hastalıklarına koruyucu hekimlik uygulamaktansa, önce hasta ol, sonra seni tedavi ederiz kısmetse, yoksa ani bir kalp krizi ile aramızdan ayrılmam işten bile değil deniyor? Benim sağlığımı düşünen global kapital, neden ben kalp hastası olmayayım diye çırpınmıyor? Çünkü bana ilaç satacak, stent takacak onun da çıkarları var elbette. Armudu yerken hapur hupur, sapına geldi mi kıtır kıtır. Ben bu ikiyüzlüğünden dolayı farmakoloji kapitaline güvenmiyorum. Yalanlar bilimi psikiyatri diye bir kitap okudum, akıllara zarar. Freud aleyhisselama kadar psikolojik hastalıklara 2 teşhis konuyor. Ya öforik ya melankolik. Sonra anglosakson tıbbi ve ilaç sistemi devreye giriyor. Depresyon çıkıyor. Sonra arkası geliyor. Şimdi bipolar, panik atak, okb, hiperaktivite ve daha bir sürü hastalık var. Üstelik bu hastalıklara her 10 yılda bir yenileri ekleniyor, eskilerin tedavi yöntemleri değişiyor. Akla tedavi edilen hastalık birden aslında kara ile tedavi edilse daha iyiymiş oluveriyor.Hergün 100 küsur kişi öldü, şu an hala 50 küsur kişi ölmekte.
Pazarlamanın iyi olmasından kaynaklanıyor bu kadar insan hayatı.
Hiperaktivite ve ritalin ilişkisi ilginç. Uzun okyanus uçuşu yapan pilotların bir zaman sonra dikkati dağılıyor. Ufuk çizgisi algısı yitiyor ve uçağı doğruca denize çakıp ölüyorlar. Ritalin kimyasalı imdada yetişiyor. 2. Dünya savaşı bitiyor. Ritaline ihtiyaç kalmıyor. İşte ritalin satılsın diye Hiperaktivite denilen hastalık keşfediliyor. Dah bir sürü böyle ilaç sarılsın diye yumurtlanan hastalık var.
Bağlarsak, aspirin gibi mucize denilen kimyasalın bile zararları var. Hem de 1.5 asırdır kullanılıyor. Ama yeni yeni sebep olduğu zararlar ortaya çıkıyor.
Holivut etkisi ile mucize arar hale getirildik. Bu aşıyı 4 gözle bekleyip, mal bulmuş mağribi gibi saldırmamızı 40 yıldır işliyorlar zihinlere.
Olan olsun, olmayan olmasın. Her iki gruba da sonsuz saygım var.