Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Covid-19 aşısı olacak mısınız?

Bir sakal demosu olarak maske. Burnun güzelliğini gözler önüne seren tutku olarak maske. Pazubent olarak maske ve lastiklerinin gücü konulu eserler. Covid Aşısı oldum maskeden kurtuldum yiğitleri.

Dikiz ayna aksesuarı olarak ince lastikli maske ve vites topuzu eşlikçisi yumuşak lastikli maskemsi. Maske takmadı diye ceza kesilen ülkemizdeki bisikletçinin tarihinin yazıldığı zamanlarda londrada maske mesafenin umursanmaması.
Londra'da maske mesafesinin umursanmaması iyi bir şey midir? Bu arada Londra'da mı yaşıyorsunuz?
 
Scudo
Pandemi başından beri aynı önlemleri uyguluyorum. Kapalı alanda hâlâ yemek yemedim. Açık alanda yiyorum gerekirse. Kalabalık buluşma yapmıyorum. Maske takıyorum. Takmayanları umursamıyorum. Daha önce de düşüncemi belirtmiştim. Kim neye inanırsa onu uygulasın. Bana göre maskesiz aşısız takılanlar donkişot, ama bu güne kadar insanları dürtmedim. Ne yaparlarsa kendileri ve yakınları için yaparlar ki ben de öyle yapıyorum. Ben kimseyi ikna etmeye mesai harcayamam. Ve bence kimse de harcamasın. Saçma sapan düşünce övmeleri hiç bir yere varmıyor. Aşı öveni aşıya inananlar beğeni yağmuruna tutuyor, aşıya inanmayanlar da o cevap mesajına beğeni yağmuru. Bu böyle sürer gider. Mesele kim haklı meselesi değil. Biri diyor ki aşısız tanıdığım covid den öldü. Diğeri diyor ki tanıdığım aşı yaptırdı öldü. Bu da zaten durumun özeti. Kim neye inanıyorsa ona yüklüyor sebepleri. Mevcut ölümlerin hepsi covid sebebi ile değil, aynı zamanda ölümlerin hepsi aşı ile ilgili de değil. Herkes kendi inandığı yöne çekiyor. Kolay çünkü bu. DSÖ ölenlerin %90 ı aşısız derse cevap kolay: algı yapıyorlar. Yok ölenlerin yarısı aşılı yarısı aşısız derse: bak gördünmücüler çıkacak bu sefer. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
İnsanlara tavsiyem şu oluyor genelde, senin gibi düşünenlerle zaman geçir. Neden mi? Ben öyle yapıyorum. Ben aşıya inanıyorum aşısız adamla yemek yemem, bir yere gitmem, kapalı alanda uzun sohbet etmem. Aşıya inanmayanlar da aynısını yapsın bence. Kime kimseyi rahatsız etmesin. Ben açıkçası aşıya inanmayanları hatta covid e inanmayanları rahatsız etmemeye çalışıyorum. Bunaltıyormuşum gibi hissediyorum. Ama onlar da kendilerinin karşı tarafa nasıl hissettirdiklerini bilseler keşke.

Farkında iseniz hiç bir tarafa yargı ya da zorlamada bulunmadım (donkişot benzetmesi tarafımı belli etmek içindi). Sadece düşüncemi paylaştım. Durum budur...
 
Pandemi başından beri aynı önlemleri uyguluyorum. Kapalı alanda hâlâ yemek yemedim. Açık alanda yiyorum gerekirse. Kalabalık buluşma yapmıyorum. Maske takıyorum. Takmayanları umursamıyorum. Daha önce de düşüncemi belirtmiştim. Kim neye inanırsa onu uygulasın. Bana göre maskesiz aşısız takılanlar donkişot, ama bu güne kadar insanları dürtmedim. Ne yaparlarsa kendileri ve yakınları için yaparlar ki ben de öyle yapıyorum. Ben kimseyi ikna etmeye mesai harcayamam. Ve bence kimse de harcamasın. Saçma sapan düşünce övmeleri hiç bir yere varmıyor. Aşı öveni aşıya inananlar beğeni yağmuruna tutuyor, aşıya inanmayanlar da o cevap mesajına beğeni yağmuru. Bu böyle sürer gider. Mesele kim haklı meselesi değil. Biri diyor ki aşısız tanıdığım covid den öldü. Diğeri diyor ki tanıdığım aşı yaptırdı öldü. Bu da zaten durumun özeti. Kim neye inanıyorsa ona yüklüyor sebepleri. Mevcut ölümlerin hepsi covid sebebi ile değil, aynı zamanda ölümlerin hepsi aşı ile ilgili de değil. Herkes kendi inandığı yöne çekiyor. Kolay çünkü bu. DSÖ ölenlerin %90 ı aşısız derse cevap kolay: algı yapıyorlar. Yok ölenlerin yarısı aşılı yarısı aşısız derse: bak gördünmücüler çıkacak bu sefer. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
İnsanlara tavsiyem şu oluyor genelde, senin gibi düşünenlerle zaman geçir. Neden mi? Ben öyle yapıyorum. Ben aşıya inanıyorum aşısız adamla yemek yemem, bir yere gitmem, kapalı alanda uzun sohbet etmem. Aşıya inanmayanlar da aynısını yapsın bence. Kime kimseyi rahatsız etmesin. Ben açıkçası aşıya inanmayanları hatta covid e inanmayanları rahatsız etmemeye çalışıyorum. Bunaltıyormuşum gibi hissediyorum. Ama onlar da kendilerinin karşı tarafa nasıl hissettirdiklerini bilseler keşke.

Farkında iseniz hiç bir tarafa yargı ya da zorlamada bulunmadım (donkişot benzetmesi tarafımı belli etmek içindi). Sadece düşüncemi paylaştım. Durum budur...

Hayat önemli. Covid olmadan önce kendim için çok fazla endişelenmiyordum. Olunca nasıl bir şey olduğunu gördüm ve ben de sizin gibi maskesiz, aşısız kimseyle görüşmüyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Burak Uğurlu
Bence bu son karar artan döviz kuru sebebiyle kit alınamadığı için alındı, aşı olup olmamak insanların kararına bırakılmayacak kadar önemli bir konu bence. Hadi kararı insanlara bıraktın bu insanların topluma karışıp adeta bir vektör görevi görüp diğerlerinin hayatını riske atmaya hakları yok aşı olmuyorsan otur evinde. Yıl olmuş 2022 aşıya inanmamak nedir ya kuduz aşısıda yaptırma o zaman, hepatit, çiçek, tetanoz, çoçuk felci, herpeste yaptırma? Veteriner olarak sinirlendim gece gece.
Veteriner olmasan sinirlenmeyecek miydin?
 
Londra'da maske mesafesinin umursanmaması iyi bir şey midir? Bu arada Londra'da mı yaşıyorsunuz?
Asker arkadaşım londrada yaşıyor. Ben angara bebesiyim. Angoramızda, sakal bıyık kombini gözükmeyecek ama burun kıllarını alabildiğine ifşa edecek maske stili pek revaçta.
Bizde koruyucu hekimlik çok önemli, canlı etkenle temas etmeden önce bağışıklık için elimizdeki en güçlü silah aşı, faydasını tartışmak bile saçmalık benim için.
Bağışıklık için en önemli silah, güçlü bir bünye. Kimya devlerinin gıda ve ilaç olarak iki takıma sahip olduğunu anladığımızda, bizlere yedirilenlerle, bizleri tedavi edenlerin amalgam ilişkilerini göz ardı edemeyiz.
 
- mod tarafından silinebilir.
 
Son düzenleme:
Asker arkadaşım londrada yaşıyor. Ben angara bebesiyim. Angoramızda, sakal bıyık kombini gözükmeyecek ama burun kıllarını alabildiğine ifşa edecek maske stili pek revaçta.

Bağışıklık için en önemli silah, güçlü bir bünye. Kimya devlerinin gıda ve ilaç olarak iki takıma sahip olduğunu anladığımızda, bizlere yedirilenlerle, bizleri tedavi edenlerin amalgam ilişkilerini göz ardı edemeyiz.
Merhaba Mehmet dostum. Ben de Ankaralıyım, son 1 yıldır Danimarka'da yaşıyorum. Buraya gemeden önce bizim çok geride olduğumuzu sanıyordum. Buraya gelince kral çıplak durumu oldu. Türkiye'nin sağlık sistemi şampiyonlar ligiyse Danimarka mahalle takımıymış meğerse. Bunu görünce şok oldum. Danimarka'nın Avrupa'nın en iyi sağlık sistemi olan ilk iki, belki de üç ülkesinden biri olduğunu da ekleyeyim. Zamanla genel olarak Avrupa'nın böyle olduğunu öğrendim. Hollanda, Almanya, İngiltere... Arkadaşına sor istersen. Hatta doktor tanıdıkların varsa sor. Covid salgınında da Avrupa sınıfta kaldı. En başarısız olan da İngiltere'dir. 55 milyon nüfusta 155 bin ölüm. TR'yle kıyaslanmaz bile. İngiltere'de maske önemsenmemesi onların çok zeki olduklarını, doğru yaptıklarını ya da fazla demokratik olduklarını göstermiyor. Burada da maske zorunlu ama milletin umurunda değil. Birazı kibirden, birazı da cahilliklerinden takmıyor. 5 milyon 800 bin nüfuslu ülke geçen hafta dünyanın en yüksek vaka oranına sahipti. Korkudan dışarı zor çıkıyoruz. Başıma bir şey gelse gideceğim hastaneye, doktora güvenmiyorum. PCR, maske ve aşı olmadan bu salgın bitmeyecek. Avrupa önemsemiyor diye takmamak mantıklı değil. Ben burada N95'siz adım atmıyorum. Yarın da aşımı yaptıracağım. Hasta olunca daha korkuyorsun.
 
92 yaşında dedem kendi iradesiyle 3 doz aşı yaptırdı. Herhangi bir sıkıntısını yaşamadı çok şükür. Ama ben henüz hiçbir aşıyı yaptırmadım.

Sürekli yenisi çıkan varyantlar, aşı olanlara bile "hatırlatma dozu" tembihlemeleri, saçmalık geliyor. En azından bu yaza kadar yaptırmayacağım. Belki daha sağlıklı makaleler yayınlanır.

Benim gibi aşı olmayı tercih etmeyenleri de maske ve mesafe kuralına riayet ederek toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.
 
Kaç doza kadar çıkacak ben onu çok merak ediyorum. 2 doz biontech oldum ve kalbimden dolayı 3 4 5 dozu olmaya korkuyorum artık. Bir yerde de bünye sağlam, sağlıklı besleniyorum, sporumu yapıyorum, maskemi takıyorum, mesafemi koruyorum, dışarıdan asla yemiyorum, çimlerde, bağlarda, bahçelerde geziyorum, cafelere gitmiyorum, aşılı/aşısız damgalamadan arkadaşlarımla ve ailemle görüşüyorum ki hala covid olmadım. Olursam da işimiz ayrı zor olabilir ama beni koruyacak biontech aşı dozu da değildir diye düşünüyorum..
 
... PCR, maske ve aşı olmadan bu salgın bitmeyecek. Avrupa önemsemiyor diye takmamak mantıklı değil. Ben burada N95'siz adım atmıyorum. Yarın da aşımı yaptıracağım. Hasta olunca daha korkuyorsun.
Bunu size ne söyletiyor bilmiyorum fakat Pcr ve maske olmadan salgının bitmeyeceğini düşünmek talihsizlik olmuş.
3 doz Biontech olmuş biri ile hiç aşı olmamış birinin enfekte olması arasında artık hiçbir fark kalmadı.
Solunum yolu hastalıklarında artık hepimiz biliyoruz ki virüsler mutasyona uğruyor.
Mutasyonda aslında evrimin en net kanıtı fakat konumuz bu değil.
Pcr ölçerek ve maske takarak aslında salgını bitirmiyoruz, aksine uzamasına sebep oluyoruz.
Salgını bitirecek veya durduracak veya yavaşlatacak şey doğal bağışıklık ve aşılardır.
 
Bunu size ne söyletiyor bilmiyorum fakat Pcr ve maske olmadan salgının bitmeyeceğini düşünmek talihsizlik olmuş.
3 doz Biontech olmuş biri ile hiç aşı olmamış birinin enfekte olması arasında artık hiçbir fark kalmadı.
Solunum yolu hastalıklarında artık hepimiz biliyoruz ki virüsler mutasyona uğruyor.
Mutasyonda aslında evrimin en net kanıtı fakat konumuz bu değil.
Pcr ölçerek ve maske takarak aslında salgını bitirmiyoruz, aksine uzamasına sebep oluyoruz.
Salgını bitirecek veya durduracak veya yavaşlatacak şey doğal bağışıklık ve aşılardır.
Aslında demek istenen bence şu olabilir. Pcr ve maske ile (evet bence de süreç uzuyor) uzayan süreçte daha az ölümle bu süreci tamamlamak olabilir amaç. Yoksa zaten en başta toplumsal bağışıklık deyip bırakılsa belki bugun bitmişti bile salgın. Ölüm sayısı ne kadar olurdu bilmem ama. Eski zamanlarda bu kadar teknoloji yoktu, enformasyon yoktu. Salgını öğrendiğinde zaten 500.000 kişi ölmüş oluyordu ne yapayım derken hasta olup ya ölüyor ya sağ kalıyordu insanlar mubtemelen.

Aradaki tek fark önceki salgınların doğal olarak oluşmul olması, günümüz salgını covid 19 un ise laboratuvar ortamında oluşturulmuş olmasıdır. En azından öyle söyleniyor..
 
Fransa'da kafe, restoran, müze, tiyatro ve sinema salonları gibi belli mekanlara girişlerde ve tren yolculuklarında aşı kartı sorulacak.

Mesaj sayım az olduğu için link paylaşamadım.
 
Aslında demek istenen bence şu olabilir. Pcr ve maske ile (evet bence de süreç uzuyor) uzayan süreçte daha az ölümle bu süreci tamamlamak olabilir amaç. Yoksa zaten en başta toplumsal bağışıklık deyip bırakılsa belki bugun bitmişti bile salgın. Ölüm sayısı ne kadar olurdu bilmem ama. Eski zamanlarda bu kadar teknoloji yoktu, enformasyon yoktu. Salgını öğrendiğinde zaten 500.000 kişi ölmüş oluyordu ne yapayım derken hasta olup ya ölüyor ya sağ kalıyordu insanlar mubtemelen.

Aradaki tek fark önceki salgınların doğal olarak oluşmul olması, günümüz salgını covid 19 un ise laboratuvar ortamında oluşturulmuş olmasıdır. En azından öyle söyleniyor..
Yeni Omicron varyantı ile birçok detay değişmiş durumda.
Pcr ölçümü şu an sadece virüs salgınında vaka sayısının büyüklüğünü gösteriyor. Yayılmayı önlemiyor.
Son cümlenizdeki söylem kuvvetlenmeye başladı. Virüsün gen diziliminin lab ortamında üretildiğine dair ciddi paylaşımlar var.
 
  • Beğen
Tepkiler: Burak Uğurlu
Bunu size ne söyletiyor bilmiyorum fakat Pcr ve maske olmadan salgının bitmeyeceğini düşünmek talihsizlik olmuş.
3 doz Biontech olmuş biri ile hiç aşı olmamış birinin enfekte olması arasında artık hiçbir fark kalmadı.
Solunum yolu hastalıklarında artık hepimiz biliyoruz ki virüsler mutasyona uğruyor.
Mutasyonda aslında evrimin en net kanıtı fakat konumuz bu değil.
Pcr ölçerek ve maske takarak aslında salgını bitirmiyoruz, aksine uzamasına sebep oluyoruz.
Salgını bitirecek veya durduracak veya yavaşlatacak şey doğal bağışıklık ve aşılardır.

Öncelikle aşı olanla olmayan arasında hastalığı atlatma farkı var. İkincisi, mutasyon konusunda haklısınız ancak insanoğlu virüsün doğal yolla mutasyona uğraması bekleseydi çok kayıp verecekti. 55 milyon nüfuslu İngiltere'nin 155 bin kaybının olması gibi. İngiltere baştaki tutumunu sürdürdeydi ölü sayısı çok fazla olacaktı.
PCR sayesinde hasta olup olmadığımız anlaşılıyor. Bunun önemsiz olduğunu nasıl düşünebiliriz?
Haklısınız; 3 değil, hatta 5 aşısı olan bile hasta oluyor. Ama hafif atlatıyor... Hastalığı ağır geçirenlerin ileride çok büyük sıkıntılar yaşayacakları öngörülüyor. Konuyla ilgili makaleler yollayabilirim. Kanında otoantikor olan kişilerin hastalığı ağır geçirdikleri ve sonrasında otoimmun hastalıkların geliştiği birçok yerde yazıyor. Hikaye uzun aslında. Konu hayatta kalmaksa dibine kadar araştırırım. Aşı karşıtı değilim ama aşı olmayı ben de istemiyordum. Uzun süre sonuçlarını bekledim, gözlemledim. Kendim için doğru yolun bu olduğunu düşünüyorum.
 
Merhaba Mehmet dostum. Ben de Ankaralıyım, son 1 yıldır Danimarka'da yaşıyorum. Buraya gemeden önce bizim çok geride olduğumuzu sanıyordum. Buraya gelince kral çıplak durumu oldu. Türkiye'nin sağlık sistemi şampiyonlar ligiyse Danimarka mahalle takımıymış meğerse. Bunu görünce şok oldum. Danimarka'nın Avrupa'nın en iyi sağlık sistemi olan ilk iki, belki de üç ülkesinden biri olduğunu da ekleyeyim. Zamanla genel olarak Avrupa'nın böyle olduğunu öğrendim. Hollanda, Almanya, İngiltere... Arkadaşına sor istersen. Hatta doktor tanıdıkların varsa sor. Covid salgınında da Avrupa sınıfta kaldı. En başarısız olan da İngiltere'dir. 55 milyon nüfusta 155 bin ölüm. TR'yle kıyaslanmaz bile. İngiltere'de maske önemsenmemesi onların çok zeki olduklarını, doğru yaptıklarını ya da fazla demokratik olduklarını göstermiyor. Burada da maske zorunlu ama milletin umurunda değil. Birazı kibirden, birazı da cahilliklerinden takmıyor. 5 milyon 800 bin nüfuslu ülke geçen hafta dünyanın en yüksek vaka oranına sahipti. Korkudan dışarı zor çıkıyoruz. Başıma bir şey gelse gideceğim hastaneye, doktora güvenmiyorum. PCR, maske ve aşı olmadan bu salgın bitmeyecek. Avrupa önemsemiyor diye takmamak mantıklı değil. Ben burada N95'siz adım atmıyorum. Yarın da aşımı yaptıracağım. Hasta olunca daha korkuyorsun.
genel anlamda, temizlik önemli bir ayraç sağlıklı bir yaşamda. bir doz temizlik insanda olmalı. ne çok az ne çok fazla. ancak, vücüt kendi bağışıklık sisteminin güncellenmesi gereği, gerekli en fazla zarara ara ara maruz kalmalı ki, güncellensin. aşılar bu yaklaşımın ürünü. tertemiz tozsuz odalarda pamuklara sarılarak büyütülen bir kişinin, en ufak bir saldırganda yıkılıp gitmesi çok kolay. ancak, kodu aynı olan aşının, hatırlatma dozu olarak 3 ayda bir uygulanması, insan biyomekanizması için gülünç. evet hatırlatma gerekli ama bu kadar sık değil. bu yaklaşım, insan metabolizmasını hafife almaktır. art niyet ararsanız, bu mekanizmayı kırmaya çalışmaktır.
 
Öncelikle aşı olanla olmayan arasında hastalığı atlatma farkı var. İkincisi, mutasyon konusunda haklısınız ancak insanoğlu virüsün doğal yolla mutasyona uğraması bekleseydi çok kayıp verecekti. 55 milyon nüfuslu İngiltere'nin 155 bin kaybının olması gibi. İngiltere baştaki tutumunu sürdürdeydi ölü sayısı çok fazla olacaktı.
PCR sayesinde hasta olup olmadığımız anlaşılıyor. Bunun önemsiz olduğunu nasıl düşünebiliriz?
Haklısınız; 3 değil, hatta 5 aşısı olan bile hasta oluyor. Ama hafif atlatıyor... Hastalığı ağır geçirenlerin ileride çok büyük sıkıntılar yaşayacakları öngörülüyor. Konuyla ilgili makaleler yollayabilirim. Kanında otoantikor olan kişilerin hastalığı ağır geçirdikleri ve sonrasında otoimmun hastalıkların geliştiği birçok yerde yazıyor. Hikaye uzun aslında. Konu hayatta kalmaksa dibine kadar araştırırım. Aşı karşıtı değilim ama aşı olmayı ben de istemiyordum. Uzun süre sonuçlarını bekledim, gözlemledim. Kendim için doğru yolun bu olduğunu düşünüyorum.
Söylediklerim yanlış anlaşılmasın, benim bir önceki yorumunuza itiraz noktam aşı ya da aşı karşıtlığı değildir.
Pcr ölçümü ve maske olmadan salgın bitmez tezinize itiraz ettim.
Yoksa pek tabi Pcr sayesinde hasta olup olmadığımızı şimdilik anlayabiliyoruz. Gerçi testlerin doğruluğu da tartışılmakta.
Tekrar etmem gerekirse pcr ölçümü yapmak ve maske kullanmak salgını bitirmez görüşünü savunmaktayım.
 
Kaç doza kadar çıkacak ben onu çok merak ediyorum. 2 doz biontech oldum ve kalbimden dolayı 3 4 5 dozu olmaya korkuyorum artık. Bir yerde de bünye sağlam, sağlıklı besleniyorum, sporumu yapıyorum, maskemi takıyorum, mesafemi koruyorum, dışarıdan asla yemiyorum, çimlerde, bağlarda, bahçelerde geziyorum, cafelere gitmiyorum, aşılı/aşısız damgalamadan arkadaşlarımla ve ailemle görüşüyorum ki hala covid olmadım. Olursam da işimiz ayrı zor olabilir ama beni koruyacak biontech aşı dozu da değildir diye düşünüyorum..
tüm dünyada, neredeyse her konuda, bilhassa önemli her hususta, en az 2 veya bilemedim 3 seçenek varken; insanlığa tek seçenek olarak biyontek covid 19 aşısının sunulması bile ilginç. bir hastalık, sayısız varyant ama tek covid 19 aşısı. hatta diğer seçenekleri aforoz ederek sunulan tek yüce sıvı.
 
genel anlamda, temizlik önemli bir ayraç sağlıklı bir yaşamda. bir doz temizlik insanda olmalı. ne çok az ne çok fazla. ancak, vücüt kendi bağışıklık sisteminin güncellenmesi gereği, gerekli en fazla zarara ara ara maruz kalmalı ki, güncellensin. aşılar bu yaklaşımın ürünü. tertemiz tozsuz odalarda pamuklara sarılarak büyütülen bir kişinin, en ufak bir saldırganda yıkılıp gitmesi çok kolay. ancak, kodu aynı olan aşının, hatırlatma dozu olarak 3 ayda bir uygulanması, insan biyomekanizması için gülünç. evet hatırlatma gerekli ama bu kadar sık değil. bu yaklaşım, insan metabolizmasını hafife almaktır. art niyet ararsanız, bu mekanizmayı kırmaya çalışmaktır.
Bu dediğine hak veriyorum. Çevremde herkes her sene yaptırırken hiç grip aşısı olmadım. Herkes grip olurken ben hiç olmadım ama bu durum normal gripten farklı. Başına gelince endişen artıyor. Virüs de aşı da farklı. Salgının gidişine göre birkaç doz aşı yaptırabilirim.
Söylediklerim yanlış anlaşılmasın, benim bir önceki yorumunuza itiraz noktam aşı ya da aşı karşıtlığı değildir.
Pcr ölçümü ve maske olmadan salgın bitmez tezinize itiraz ettim.
Yoksa pek tabi Pcr sayesinde hasta olup olmadığımızı şimdilik anlayabiliyoruz. Gerçi testlerin doğruluğu da tartışılmakta.
Tekrar etmem gerekirse pcr ölçümü yapmak ve maske kullanmak salgını bitirmez görüşünü savunmaktayım.
Pcr ölçümü ile salgın kontrol altına alınır, istatistik yapılır, veri toplanır. Maske ile de virüsü başkalarına bulaştırma ihtimali azalır. Aşılar, hijyen ve yeni ilaçlar, yeni tedavi yöntemleri ile de zaman içinde virüs değişmek zorunda kalır, etkisi hafifler, mutasyona uğrar, küresel salgın da yerini grip gibi bir hastalığa bırakır.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: necmeddin
Ağustos 2021 de iş arkadaşım ikinci biyonteki oldu, 10 gün sonra ailecek yorgan döşek covid oldular. Bu arada beraber çalıştık. İş arkadaşları olarak teste gittik. Ben gayet dinç şekilde pcr odasına girdim. Pcr alan doktor bile sende birşey yok dedi, bam ertesi gün hem de delta varyantı pozitif müjdem geldi. Ertesi gün bir görevli bir kutu ilaç fırlatıp kaçtı. O kadar bilimsel makalenin yanında hiçbir resmi hasta deneyimi içeren portal yok. İlk 7 gün hiç bir sıkıntı olmadı. 7-8-9. Gün akşamları ateşim 38-38.5 oldu o kadar. 1 ay kadar pcr pozitif verdi. Hayatımda bu kadar hafif nezle atlatmadım.

Dün bir tanıdığın başından geçen hadise ise şöyle. Ateşi çıkıyor babasının acil aranıyor, ambulans geliyor ve gelen doktor covid bu, 1 gün covid servisinde yatar belki 48 saat diyor. Annesi izin vermiyor. Özel hastaneye gidiyorlar. Bir basit soğuk algınlığı çıkıyor. Babası astım bronşit, ritmi bozukluğu olan bir kalp hastası ve 76 yaşında. Hayli yüksek risk grubunda. İlk gelen ekiple gitse, covüdlilerle beraber aynı odada 24 belki 48 saat geçirecek, şansı yaver giderse entübe olup kefeni yırtması 10-15 gününü alacak. Güncel pratik, hastayı covid li yada değil diye ayırmadan tek tip olarak değerlendirmek.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Geri