bu konu karabatak gibi batıp çıkıyor, yazmamak için kendimi tutmuştum, şimdiye kadar.
türkiye'de bisiklet çok değil bi 5-6 yıldır trend olmaya ve yaygınlaşmaya başladı, eskiden sadece ilgilenenlerin ulaştığı kalite ve profesyonellikte bisikletlere artık fazlaca rastlayabiliyoruz. ve her kullanıcının bisikletten beklentileri karakterine göre farklılaşıyor, hal böyleyken sırf aynı aracı kullanıyoruz diye tamamen farklı karakterde insanlarla soyalleşmemize herşeyden önce gerek olmadığını düşünüyorum, eğer kendiliğinden bir selamlaşma oluyorsa ne güzel, yoksa "dur şuna da selam veriim", "acaba selamımı alacak mı" gibi düşüncelerle bisiklet mi binilir ? sonra selamınız alınmadığında boşu boşuna demoralize olmanıza hiç değmeyecek bi çaba bu.
başlığa da bi kaç giydirmek istiyorum müsadenizle, "karbon yol bisikleti olanların bizi takmaması" 1. siz kimsiniz ? karbon vs geri kalan tüm bisikletliler,bu savaşı başlatmaya gerek var mı ? burda bi ikilik oluşturmaya çalışılmış, karbonlular var, bir de "biz", aslında başlık şöyle olmayı hakediyor; "bazı pahalı bisikletlilerin beni takmaması" çünkü o karbon ayrımı muhtemelen senin kafanda var, karbon kadro kullanan bi insan sürekli bunun farkında kasım kasım bisiklet kullanabilir mi ? hadi 1. 2. ay böyle heves olsun, sonra sıkılıp bi noktada yola ve temposuna odaklanmaya başlayacaktır, düşüncesiz bi zihinle sürüşüne odaklandığında bisiklet zaten bi parçan oluyo, işte sahibinin gözünde en değerli o zaman oluyor, satın alabileceğin bi madde ya da birleşik bi uzvun, 2 side aynı şey gerçeklikte, farkı yaratan sizin neresini gördüğünüz,sadece bisikleti dinleyip, sağa sola bakıp el sallamaktan vazgeçildiği noktada deneyimlenebilecek bi durum
eğer selamınız alınmıyorsa başka birsürü şey olabilir, karşı taraf sırf tipinizden bile yargılamış olabilir ki bu hepimizin en çok yaptığı şey. Iddia ediyorum karbon malzeme yapısı itibariyle kullanandan çok kullanmayanda rahatsızlığa neden oluyor, kısacası siz en başta karşıdaki karbon adamı/kadını öteki yerine koyuyorsanız, belki bu bakışınıza yansıyor ve antipatik geliyor. çünkü metal ortamında "karbonlar şöyle böyle" diye konuşulurken, karbonya da "lanet olası metalciler" diye bi muhabbete rastlamadım, gerçi bunlar bu kadar ayrılamaz birbirinden, ne kadar karbon karbona yol yapmak isteselerde araya muhakkak metal karışıyo, karşı taraf içinde aynı. sonuçta bu hisler hep vardı, hep olacak insan biraz da kendine bakmalı, karbon olmadan da yaratmak isteyen bu ayrımı yaratıyor du ben size söliim, rock shox lılar vs. Shoxsızlar, ritchey kadrolular vs hazır bisiklet alanlar, hatta daha eskiye gitsen ince tekerler kalın tekerler, uuuuf, konudan şaşmayalım, bi arıza varsa sorun insan, karbonu karıştırmayın, kalbinizi kırarım
zaten bu selamlaşma en çok bisiklet yolunda oluyo, bisiklet yolundayken ben karşıdan gelen her bisikletçinin gözlerine bakarım, beni gördüğünden emin olduğum nokta da önüme dönüyorum, ha bu arada bazen selam oluyo, o kısa göz göze geldiğiniz andan sonra şekilleniyor, işte tam bu birbirine bakma konusunda bi kaç değişik şey var biraz dandik biraz komik, sıralayayım;
Pro gibi olanların taytsızları adam yerine koymamaları; geçen sene bisiklete başlayıp spd yi taytı kaskı tamamlayınca artık sizde bi üst sınıf olan pro bisikletçiler kervanına dahilsiniz, şimdi kalkıp ta halk koşucusuna selam verecek değilsin, kimse bunu beklemesin, böyle devam edin, çünkü proluk sizin hamurunuzda.
Bisikletin markasına ve etiketine çok takılanların üstündeki insanı takmaması;
bu da şöyle oluyo, yine bu birbirini farketmek için baktığın anda, marka fetişistlerinin gözü hızlıca gidonun altına kayıyor, marka amblemini arıyor gözler, şimdi siz olsanız böyle bi insanla selamlaşmak istermisiniz, acaba şimdi bana hörmeten mi bisiklete hörmeten mi selama durdu diye düşünmezmisiniz, bence boş gözlerle bakmak lazım, bisikletçiden de önce karşıdaki bi insan, her türlü şey yapar valla, ne şaşırıyonuz ki ?
bence hakkını veremeyecek insanların da iyi bisikletler almasında sorun yok, çünkü bir argümana göre dandik bisikletçi aradaki farkı anlayamayacaktır, bütün nitelikleri keşfetmek zaman alır, ama farketmiyorsa deneyimsizliğindendir, zamanla o farkındalık oluşur, bir de şöyle yapın, alın aynı adamı bi tane canyon bi tane salcano bi de koli bandı, kapatın markaları, 50 mt. kullansın çok değil, siz dışardan baktığınızda ikisinede aynı şekilde binen deneyimsiz birini görebilirsiniz ama emin olun test eden kişi için birşeyler farklıdır, ya da adam yıllardır şirkette çalışmış bisiklete binememiştir, ama günde gittiği 10 km. yi sevdiği ama hakkını veremediği bisikletle gitmek istiyor olabilir, napalım şimdi bu adamı durdurup dövelim 10 km. barajını aşamayanlar salcanoya binsin diye kurallar mı koyalım. zaten biri benim perfonmansım öyle iyi böyle iyi, karbonlu bana yetişemiyo diyorsa kendi emin değilde performansın da ispat etmek istermiş gibi bi durum algılanıyor, ha aynısını emin ol şahin kullanıcısı da porsche kullanıcısına yapıyor, kasap kalitesinde makaslar atarken arkadaki spor arabadaki adam hakkını veremiyor
amaan boşverin maddeyi, siz insanı seçmeye çalışın, seçemeden de selam vermeyin, herşey düzelir, yalnız karbonlu şerefsizler çok basıyo tam seçilmiyo, geçtikten sonra tanıyorum kim olduğunu, acaba biraz yavaşmı gitseler ne ?