Yaklaşık 3 yıl öncesinden bu meselede ciddi mesai harcadım, dünyadan örnekler verdim, hararetli tartışmaların neferi oldum, hedefe oturtuldum, yaşamımda ilk kez bir ceza davasının tarafı olacak kadar sorunu derinlemesine hissettim, her platformda iyiniyetli uyarılarda bulundum, bu konuda ve bir yöneticimizin keyfi öyle istedi diye kapattığı daha büyük konuda, nafile yazdım, çizdim...
Sonra artık burada yazmayı bıraktım...ajitasyon soslu bayat polemiklerin tarafı olmanın, soruna akılcı ve uygar bir çözüm üretmede çaresiz kaldığını kanıksadım...
Artık Twitter denilen derya bir mecra ve sözde hayvanseverlerin! şirret söylemlerini törpüleyen çok ciddi de bir retorik var...
@Mehmet Metin Levent beyin alıntıladığı hesabın da dahil olduğu ortak bir platform, özellikle
sahipsiz başıboş köpeklerin neden olduğu ilkel sonuçlara karşı bilinç oluşturmada ciddi bir performans ortaya koyuyor...
Nihayetinde; öncesinde sesi kısılan, hayvan düşmanı ilan edilen, ciddi bir kamusal baskıyla sindirilen, olmadık tanımlamalara maruz kalan, belli ideolojik kalıplara hapsedilmeye çalışılan, hakarete uğrayan insanlar; bu sorunu hem teknik, hem sosyal, hem ekonomik, hem de toplumsal dinamikleriyle yoğurup, mumla da olsa ısrarla uygar bir çözümü aramak adına bir araya gelmeye başladılar.
Sonuçta artık ayyuka eren
sahipsiz başıboş köpeklerin neden olduğu ölümlü, yaralanmalı, sakatlanmalı vakalar, ana akım medyanın dahi görmezden gelemeyeceği boyutlara ulaştı. Hiç bir uygar ülkede benzerine rastlamanızın mümkün olmadığı sokaklardaki başıboş köpek popülasyonu, artık tahammül sınırlarını aşan ve sosyal yaşamı tehdit eden boyutlara vardı. "Bir kap su, bir kap mama", "onlar sadece başını okşamanızı istiyor", "siz birşey yapmazsanız köpekler de saldırmaz", "sokaklarda onca tecavüzcü varken bu hayvanlara mı taktınız", "onlar can dostu", "onlar Allahın dilsiz kulu" ve benzeri, artık her kesimin meşrebine göre ürettiği dayanaksız argümanlar, devlet aygıtının görmezden gelmesi, politik yaklaşımlar, popülist belediyeler ve asıl 5199 Sayılı Kanunun muğlak ifadeleri nedeniyle sorun artık kabına sığmaz oldu. Makul sınırları çoktan aşan sahipsiz başıboş köpek sayısı, artık ve maalesef, ne barınak ne de kısırlaştırma yönteminin hem teknik, hem ekonomik, hem de fiziki olarak uygulanabilirliğini ciddi oranda zedelemiştir. Zamanında yaptığımız uyarılar kulak arkası edilmeseydi çok daha zahmetsiz kurtulabileceğimiz bir mesele, maalesef kendini hayvansever! olarak tanımlayan bir kesimin ajitasyonuna ve bu işten rant sağlayan bir grubun demagojisine kurban edilmiştir.
Burada bu mesele üzerine söyleyecek çok farklı sözüm yok. Merak edenler hem bu konuda, hem de diğer konularda yazdıklarıma göz gezdirebilir. Kimseyle de bu aşamadan sonra klavye dalaşına girmeye mecalim yok. Buna gerek de yok, faydası da yok...
Demem o ki, eğer gerçekten bu meselede bir kamusal paydaş olmak ve ortak akıl çeperinde söz üretmek isteyenler varsa, Twitter aleminde buna kafa yoran Başıboş Köpek Sorunu (@KopekSorunu) diye bir hesap var. En azından bir göz atın derim...
Eyvallah...