Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Maalesef dolar:4,13 euro:5,12 arkadaşlar...

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Bu 2014 ün haberi bu arada. Güncelleyin kafanızda bunların hepsinin artmış halleri.

1- DOLAR
18 Kasım 2002 tarihinde bir dolar, 1.5852 TL idi. 18 Temmuz 2014 itibariyle dolar, 2.1266 TL oldu. Dolar TL karşısında, “yüzde 34.1” değer kazandı.
2- CARİ AÇIK
2002 sonunda cari açık, 0.6 milyar dolardı. 2013 sonunda ise 65 milyar dolar oldu. Cari açık 2014 yılında 5 aylık 19.9, yıllık bazda da 52,6 milyar dolar oldu. Türkiye, 2003 yılı ile 2014 Mayıs sonuna kadar yaklaşık “419.2 milyar dolar cari açık” verdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1923 yılından 2002 yılına kadar geçen 80 yılda toplam 57 milyar dolar cari açık verildi!..
Yani AKP dönemi cari açığı 80 yıllık dönemdeki açığın, yüzde 730'u kadar arttı!..
3- DIŞ TİCARET AÇIĞI
Cumhuriyet tarihinin en fazla dış ticaret açığı AKP döneminde verildi. AKP döneminde verilen dış ticaret açığı toplamı “718.5 milyar dolar”. AKP öncesi 80 yıllık Cumhuriyet dönemi dış ticaret açığı ise 247 milyar dolardı!.. 2002 sonunda ihracatın ithalatı karşılama oranı “yüzde 70.2” iken, 2013 sonunda “yüzde 60.3'e düştü”.
4- ÖZELLEŞTİRME
AKP, özelleştirme adı altında ülkenin gözbebeği kârlı işletmelerini yok pahasına sattı, AKP iktidarında, yaklaşık “52 milyar TL özelleştirme” yapıldı.
5- İÇ VE DIŞ BORÇ
Brüt iç borç 2002 sonunda “155.2 milyar TL” iken, 2014 Mayıs sonunda “412.4 milyar TL” oldu. 2002 yıl sonu itibariyle Türkiye'nin brüt dış borcu 129.6 milyar dolardı. 2014 Mayıs sonu itibariyle ise brüt dış borç, “386.8 milyar dolar” oldu.
Dış borçta en fazla artış ise özel sektörde yaşandı. 2002 yılında “43 milyar dolar” olan özel sektör dış borcu, 2014 Mayıs sonunda “265 milyar dolara” çıktı.
Buna göre toplam iç ve dış borç 2002'de 222 milyar dolar iken 2014'de 581 milyar dolara tırmandı.
6- BÜTÇE AÇIĞI
AKP döneminde toplanan vergilere ve özelleştirme gelirlerine rağmen, hem borçlar arttı, hem de 12 yılda toplam “273 milyar TL'den fazla bütçe açığı” verildi.
7- İŞSİZLİK
1988-2002 döneminde işsizlik yıllık ortalama “yüzde 8” olarak gerçekleşti. İşsizlik sadece 2002'de yüzde 10'u aştı ve “yüzde 10.3” oldu. AKP iktidarında ise işsizlik ortalama “yüzde 10.7” oldu. AKP döneminde işsizliğin çift haneyi, yani yüzde 10'un üzerini gördüğü yıl sayısı 9.
8- VATANDAŞIN BORCU
2002 sonunda vatandaşın “6.4 milyar TL bireysel kredi ve kredi kartı borcu” vardı. 2013 sonunda ise vatandaşın “bireysel kredi ve kredi kartı borcu 316 milyar TL'yi aştı”.
9- MÜKELLEF AZALDI RANTİYE ARTTI
Basit usule tabi esnaf ve sanatkâr sayısı 12 yıl öncesine göre, yüzde 10 azaldı. Gerçek usule tabi gelir vergisi mükellefleri, 12 yıl öncesine kıyasla yüzde 0.5 azaldı.
KDV mükellefi sayısı yüzde 18 azaldı.
Buna karşılık, 12 yıl öncesine göre kira geliri elde eden mükellef sayısı yüzde 327 arttı. Faiz, repo, eurobond vs. geliri elde edenlerin sayısında patlama yaşandı.
10- ÇEK, SENET, İCRA
2002'de “karşılıksız çek tutarı” 2.2 milyar TL idi, 2013 sonunda 14 milyar TL oldu.
2002'de “protestolu senet tutarı”
816 milyon TL idi, 2013 sonunda 7.5 milyar TL oldu.
2002'de “icradaki dosya sayısı” 10 milyondu, 2014'de 19 milyon oldu.
11- BENZİN VE MOTORİN
2002 sonunda benzinin litresi 1.66 TL, motorinin litresi 1.23 TL idi. Şimdilerde ise benzinin litresi 5.13, motorinin litresi de 4.45 TL oldu. Bu durumun en önemli nedeni, “dünya rekoru vergiler”…
12- YABANCI ELE GEÇİRİYOR
2002'de borsada yabancı payı “yüzde 37” idi, 2014'te “yüzde 68” oldu. 2002'de sigorta sektöründe yabancı payı “yüzde 20” idi, 2014'de “yüzde 60” oldu. 2002'de bankacılıkta yabancı payı “yüzde 3'tü”,
2014'de “yüzde 62” oldu. İşte size 12 yılda AKP'nin ekonomiye 12 kazığı!..

Alıntı: Sözcü gazetesi.

Bu arada şahinden inip Bmw ve Mercedes'e binenler, kod adı yeliz, damat ve türbanlı bacılardan başkası değil.
Tüm mal varlığım tek yüzüğüm diyen adam dünyanın en zengin ilk 100 ünde.
Milletle büllük geçmeyin.
 
Scudo
@Mustafa42
Ben faizin azalmasıyla ne olduğunu biliyorum. Orada o şekilde yazmakla demek istediğimi de yazayım. Zira faizin azalmasıyla yatırımcının gelmesi normal ancak içinde bulunduğumuz durumda etrafınıza bakınca yatırımcıların tası tarağı toplayıp gittiğini görebilirsiniz. Bu durumda kurun artmasının da normal olduğunun bilincindeyim ancak sizce içinde bulunduğumuz durum normal mi?

Ekonomide dönemler olur demiştiniz. Bu bir dönem değil ki. Adamlar işi batırdılar, batırıyorlar. Bu yüzden de paramız diğer para birimleri karşısında durmadan değer kaybediyor. Paramız değer kaybettikçe vergiler arttırılıp duruyor, boğuluyoruz. Tekrar sorayım; faiz azaltıldı da ne oldu? Bahsettiğiniz girişimlerden gelen parayı değerlendirebildik mi? Artık öyle bir yere geldik ki merkez bankası müdahale ediyor, kur "hiihhi gıdıklandım diyor" hani filmlerde falan adam deve kılıç batırır, dev hissetmez bile. Artık o kıvama geldik, o devin altında ezilmesek yeter.

@Mustafa42
Ben buna karalamak değil, eleştirmek derim. Eleştirilerime cevabınız varsa verirsiniz, yoksa ülke şuradan şuraya geldi demeniz bir şey ifade etmiyor.
 
@Afyon35
Tabiki var? Siz,ben ,sokaktan geçen Ahmet,hep 50 liralık alan(haberi yok orası başka),üniversite bitirip işsiz kalan,İcraya düşen komşun,elinde 100 lira ile pazara çıkan tonton teyze, dükkan kapatan tuğralı Doblolu esnaf say say bitmez.
Bu sayılanların verileri bilmesine ne kadar gerek var.Direkt olarak ekonomiden etkilenmiyor mu?
Herkes Bmw ve Mercedes'e mi biniyor?
 
Ya Allah aşkına insanın aklıyla alay etmeyi bırakın artık. Kendinizi kandıra kandıra nereye kadar? Bir forumdaşımız yazmış ki Türkiye çok iyi büyüme rakamları yakalıyor. Tamam yakalıyor da bu rakamlar günü kurtarmalık, gelecekte ödeyeceğimiz bedelin daha da ağırlaşmasına sebep oluyor. Ben işin AKP CHP kısmında değilim. Evet Suriye politikası konusunda hükümet yanlıştan döndü, bu çok doğru hatta geç kalınmış müdahaleler ama 16 yıldır eğitim sistemini daha iyi hale getirmeyi bırakın daha da kötü hale getiriyoruz. Yüksek teknoloji üretmedikçe, tarımda millilesmedikce, yolsuzluk yapıp kendini kurtarma peşinde olan geri kalanı dusunmeyenlerden kurtulmadıkça, gençlerimize gerekli değeri verip onları doğru yonlendirmedikçe kıraathaneler daha da kalabalık olur. Biz de Güney Kore örneğine bakıp iç çekeriz ama asla bir Güney Kore olamayız. Her şeyin çözümü gençleri çok iyi eğitmek ve ülkeyi geleceğe taşıyacak politikalar üretip bunları hükümet değil devlet politikası haline getirmek. Ancak bu şekilde doları yükseltip bize diz çöktürmeyi deneyemezler çünkü dolar bizim kontrolümüzde olur.
 
Az önce koyu MHP li mobilyacı ustası dedi ki, Ekim ayında bir levha MDF yi 110 alıyordum bugün 195 TL aldım. Haliyle bende bu artışı fiyata yansıtacam. Gel gör ki benim aylık ücretim bu oranda artmadı.
Bu durumda ekonominin iyi olduğunu iddia eden arkadaşlar bana şunu anlatır mı ?
Almak mecburiyetinde olunan eşyalar ürünler gıdalar, 1 yılda örneğin 10 TL den 14 TL ye gelmiş ( gerçeği daha fazla) , benim aldığım aylık ücret ise 100 TL den 105 TL ye gelmiş ( zamlar o yönde oldu, biraz daha konuşun bordro koyacam önünüze yeminle)
Şimdi benim aldığım zamlar satın aldığım ürünlerin zammına birakin yetişmeyi, yaklasamiyor ise! Nasıl ekonomik iyileşmeden bahsedilir. Tarım ülkesinde fasülye yazın 8 TL mi olur laa, neyin kafası.
Bakın gayet sade anlattım, karalama yapmadım kimseye, daha buna benzer kendi adıma verebileceğim çok örnek var , vereyim mi?

Ama asıl suçlu, şu Kaan mıdır bilgemidir yok berk evren falan filan, bunlar yok mu bunlar;
Yol yapıldı beğenmediler
Uçak yapıldı beğenmediler ( henüz havada göremediklerinden olabilir)
Doğu'da petrol bulundu, bunlar bisiklete binme oranı mazallah azalır herkes arabaya biner diye çamur attılar.
Yerli otomobil yaptık Bilge Kaan ona da laf etti.
Yetmedi Tübitak her bir projeye imza attı ki, sormayın gitsin, fasulye miydiniz neydi. Ona da Hamlet abi karşı çıkmış olabilir.

Ürettik birşeyler az sabredin alacaz meyvesini.
Defansta kimler iyi ? Lazım olacakta.
 
@chanik chang

Kardesim anlattigin seyleri ozellikle son kismi okuyunca aklima gelen şey SEVR haritasi. ŞAKA değil gercekden aklima SEVR geldi.

Seni sıkıştirmislar ankara civari iç kisimlara en guzel yerleri turistler bizden daha iyi biliyor ve geziyor. Zaten adaları bilen bilir nerdeyse Türk yok. Asgari ucretli ki bu nufusun yarisi eder kac tanesi gidip turistik bölgeleri gezebiliyor. Gezen de kisitli imkanlarla gezip dolasiyor . Adeta dolayli sevr . Abartı gelebilir kimine ama bana bunu cagristirdi
 
@appendix
Öğrenilmiş çaresizlik gibi geldi. Yine zam oldu, paramız değer kaybetti diye kafayı yiyeceğine böyle davranıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: appendix
@Afyon35
Hocam bu tür bilgileri devlet açıkladığı gibi, siyasilerin açıklamalarını şu ana kadar en tarafsız olarak araştıran ve açıklayan topluluk olarak "Doğruluk Payı" ekibini takip etmenizi öneriyorum. Zaten bu tür kalemleri her gazete aynı veriyor gördüğüm kadarıyla. Tabi kimisi dolar 4.5 a geriledi diye veriyor, kimisi 4.5 a çıktı diye, haber sunuş şekli farklı :D

Bunların haricinde şu anki durumu anlatan, bugün de hocamın anlattığı bir hikayeyi çok beğenmemden ötürü sizinle paylaşmak istedim.

Bir gün yaşlı bir adam, lüks bir restoranta gider. Garson gelir ve yanına der ki
"beyfendi ne yerseniz yiyin hiçbir şey ödemeyeceksiniz"
Yaşlı adam şaşırır
"Nasıl olacakmış o?"der.
"Ne yer ne içerseniz sizin torununuzun torunu ödeyecek" diye cevap verir garson.
Yaşlı adam da düşünür, o zamana kim öle kim kala der ve
"döşe masayı ne varsa getir bakalım" der.
Yaşlı adam yer içer, bir güzel karnını doyurduktan sonra tam kalkacakken garson kabarık bir hesap getirir.
Yaşlı adam şaşırır haliyle
"Hani hiçbir şey ödemeyecektim?" diye sorar.
"Bu sizin değil beyefendi, dedenizin dedesinin borcu" diye cevap verir garson.


Bu cari açıkları yani dış borçları bizim torunumuzun torunu ödemeye çalışacak arkadaşlar. O zamana kadar sıkıntı çekeceğiz. Yine bunlar iyi günlerimiz, kriz açıklandıktan sonra garson hesabı getirecek. O kadar çok borcumuz var ki, yeni borç alabilmek için daha yüksek faizler ödemeye mecbur bırakılacağız.
 
Merkez bankası kuruna göre an itibari ile dolar 4.47 euro 5.28.
Surly kadro bana ben ona bakıyorum :) (link)
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
@selim82
Ne yani mesai saatlerinde dünyada lideriz diye mesai saatlerini mi azaltalım ne istiyorsun? 300 kişiyle iş görecek fabrikaya sırf işsizlik azalsın diye 1000 kişi mi çalıştıralım? etrafım kalın falan değil oturduğum semt bakırköy. yanında florya var. zeytinburnu, bağcılar, esenyurt gibi semtlerde oturmuyorsan her semt aşağı yukarı böyledir. keza kira fiyatları. herkes yakınıyor çok yüksek diye peki 750 bin 1 trilyon arası evlerde kimler oturuyor kardeşim? madem talep az, neden fiyatlar yüksek? anılar ile beslenmiyoruz diyorsun da eskilerden ders alamayan yeni şeylerde başarılı olamaz. sanki akp gelmeden önce ülke şaha kalkmıştı da akp batırdı bütün istikrarı. yok öyle bir şey. gelişmekte olan ülkelerde normaldir enflasyon, kur vs.
 
  • Beğen
Tepkiler: Afyon35
1 milyon tl ye satılacak evlere olan talepler ne yazık ki artmıyor tüik verilerinde 2018 mart ayında ipotekli konut satışı 2017 mart ayına göre %35 azaldı, hadi diyelim ipotekli konut işi milletin hoşuna gitmiyor normal konut satışı da 2017 mart ayına göre %14 azaldı, sürekli konut reklamı görmenizin sebebi budur. İnsanlar uzun vadeli borçlanmak istemiyor, her fırsatta faizler düşsün diye merkez bankasına baskı yapılmasının sebebi bu olsa gerek. Ülkede dolaşan parayı betona gömünce böyle olaylar yaşanıyor. hele hele o gömülen paralar ülkenin dışarıdan aldığı borçlar olunca.

Gelişmekte olan ülke dediğimiz bizim gibi ülkelerde kur ve enflasyon olması normaldir fakat bizim ülkede gelişen en büyük ekonomik veri cari açıktır,
nedir bu cari açık? en basit tabirle elinde olmayan parayı harcamanın sonucudur 1989-2001 arasındaki 13 yılda Türkiye toplamda 18 milyar dolar cari açık vermiştir 2002-2015 yılları arasındaki 13 yılda ise 468 milyar dolar cari açık verdik, aradaki fark tamı tamına 26 katı yani %2600 daha fazla harcadık. Sözün özü o yollar arabalar köprüler falan bizim değil arkadaşlar hepsi borç ile alınan yapılan şeyler, hep deniliyor ya üretim yok ama sürekli tüketiyoruz diye işte uzunca bir dönem ucuz dolar ile borçlandık da borçlandık kapıdaki araba veya oturduğunuz evin parasını şişirilmiş bir ekonomiden kazandınız şimdi ödeme zamanı geldi. Kimse gelip arabanıza veya evinize el koyamaz ama dolar üretmeyen bir ülkenin 2018 şubatından 2019 şubatına kadar toplam dışarıya ödemesi gereken borç 123 milyar dolar olunca iç piyasada dolara bol bol talep oluyor, talep görenin değeri artacağı için dolar da artıyor. Küresel döviz politikalarının da bunda etkisi var ama artışta aslan payı ekonomiyi yönetenlerindir.

Neden böyle oldu? 30 yaşımda ülke yönetecek ekonomi uzmanı falan değilim ama dışarıya borçlanıp o parayı saraylara, suriyelilere, yolsuzlara, yollara ve köprülere dökerseniz yani üretime değilde sabit mallara ve değer üretmeyen nesnelere yatırırsanız borcu ödeme zamanı gelince ekonominin bu hale geleceğini anlayabilecek zekaya sahibim.

Kıssadan hisse bisikletlerinize iyi bakın önümüzdeki yıllarda çok işe yarayacaklar.
 
@Mustafa42 hiç veri yok yazılarında. Etrafındakiler, 1 milyonluk evleri alanlar vs. Neyse sonuç alınamayacak konuşmalara girmem. Herşey süper.
 
@UtkuSener eski zamanda 2 vezir beraber otururken biri diğerinin parmağındaki yüzüğü gormus: -Çok güzel taşı varmış. Fiyatı ne kadar ? diye sormuş.
Vezir övünerek : - 500 altın . demiş.
Diğer vezir bu sefer : - Ne kadar kazandırır? diye sormuş.
- Hic tas para kazandırır mi ? diye terslemiş beriki.
- Benim taşım yılda 50 altın kazandırır. Diye cevaplamış.
Şaşıran vezir sormus: - Nasıl bir taşmış o ?
Cevap : -Değirmen taşı.
 
Az önce radyoda dinledim, devlet yardimi alan yoksullar dagitilan kömür ve makarnalari 2 tl'den satiyorlarmis. Yorumlari da, "bize yardim vermeyin, iş verin" seklindeymis.

Üretim yapmayan ve istihdam saglamayan tum ekonomilerin sonu bellidir. Bunlari halk kendisi saglayamaz. Bunlar hukumetlerin sorumlulugundadir. Hukumetler ac gozluluk yapmayip halktan aldigini halk ile paylasmalidir. Ama makarna ve kömür olarak degil, vergi indirimi olarak, istihdam olarak, uretim tesviki olarak, meslek egitimi olarak.. Bunlar yapilmadigi surece paramiz daha da deger kaybeder, surekli fakirlesiriz.
Devlet önce kendi halkini köle olarak gormekten vazgecmeli. Aksi takdirde isimiz gittikce zorlasacak.
Hadi eskiden de vardi kriz, hep vardi ama devletin bir suru kuruluslari, fabrikalari, iktisadi tesebbusleri vardi. Simdi hicbiri yok. Yollar ve kopruler var ama onlarin da gelirleri disariya gidiyor. Durum eskisine gore cok daha kritik.

Yazip cizecek cok sey var.
 
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Geri