Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Markette çalıșıyorum sorularınızı alabilirim

Bilişim sektöründe 10 yılı aşkın süredir çalışıyorum. Yetenekli bir yazılımcı olsan şu an market'de çalışıyor olmazdın. Üzgünüm. Acı ama gerçek.
Mezunuyum kelimesini nitelemek için kullanxım, kusuruma bakmayın bu yüzden. Okulu yarıda bırakınca yazılımcı vasfımı kaybettim. Yazılım sektörü konusunda her ne kadar haklı olsanızda çok sayıda bașarılı insan tanıyorum ikea gibi yerlerde çalıșan. Bahsettiğim insanlar genel sıralamalarda ciddi anlamda bașarılı olmuș insanlar, çoğu yıllardır atama bekliyor.
niye böyle bir konu açma gereği hissettin? markette çalışan birine senin soracağın sorular olur muydu da, soruları bekliyorsun?

sana bir öneri; 5 yıl sonraki halin için yatırım ve plan yap her zaman. profilin doğruysa 23 yaşındasın, asgari ücretle çalışacağın ve alanında olan bir iş deneyim olarak geri döner. ayrıca, bilişim sektörü için söylenen doğru. kendini değerlendirdiğin kadar iyi olsaydın, üniversite bitimine hocaların bile yönlendirme yapabilirdi. ama onun dışında da bilişim sektöründe mota mot iş yapmayan, kendini tekrara düşmeyen ve farklı bakış açısı sunan genç yetenekler hızlı gidiyor gerçekten.

bilmiyorsan ingilizce öğren, linkedin'de profil oluştur. linkedin profilin önemli, oluştururken seninle aynı daldaki insanların profillerini örnek al. üniversite zamanı ben de sürekli hizmet sektöründe, yarı zamanlı olarak çalıştım. zor iştir, üniversite bitirmiş insanın egosunu çok zorlar. güzel fırsatların önüne çıkması dileğiyle.
Burada insanlar satın aldıkları ürünlerin hangi koșullarda muhafaza edildiklerini, tarihi geçen ürünlerin ne olduklarını, neden birden bir indirim yazılarının ortaya çıktığını, market denetlemelerini vs. birçok soru sorabilir. Eminimki kimse gözü kapalı birșeyler satın alamıyordur. Burası serbest kürdü, bir ysnlıș varsa moderatör müdshale eder.
Arkadașlar lanet olası çalıșma șartlarından çok ÜRÜNLERLE İLGİLİ soru sormanız daha iyi olabilir diye düșünüyorum.
Burası Türkiye; aslanı kediye boğdurttururlar.Burada herşey olur.:ckskc::booo:
Ciddi anlamda bașarılı bir eğitim hayatı olan ve atanamayan tanıdığım arkadașlarım var. Tanıdık varsa sıkıntı yok hocam.
Vizyon meselesi...
Açık konuș hocam.
niye böyle bir konu açma gereği hissettin? markette çalışan birine senin soracağın sorular olur muydu da, soruları bekliyorsun?

sana bir öneri; 5 yıl sonraki halin için yatırım ve plan yap her zaman. profilin doğruysa 23 yaşındasın, asgari ücretle çalışacağın ve alanında olan bir iş deneyim olarak geri döner. ayrıca, bilişim sektörü için söylenen doğru. kendini değerlendirdiğin kadar iyi olsaydın, üniversite bitimine hocaların bile yönlendirme yapabilirdi. ama onun dışında da bilişim sektöründe mota mot iş yapmayan, kendini tekrara düşmeyen ve farklı bakış açısı sunan genç yetenekler hızlı gidiyor gerçekten.

bilmiyorsan ingilizce öğren, linkedin'de profil oluştur. linkedin profilin önemli, oluştururken seninle aynı daldaki insanların profillerini örnek al. üniversite zamanı ben de sürekli hizmet sektöründe, yarı zamanlı olarak çalıştım. zor iştir, üniversite bitirmiş insanın egosunu çok zorlar. güzel fırsatların önüne çıkması dileğiyle.
Bu arada yönlendirme konusunda yardım etmek isteyen çok sayıda eğitimci oldu.
Çalışma şartları nasıl kendini çalışırken iyi hissediyormusun? Aldıgın maaşlarla geçinmekten başka bisiklete bütçe ayırabiliyormusun?
Açıkçası kendimi sömülmüș gibi hissediyorum ki öyle de zaten. Benimle birlikte çalıșan insanlarla aramda herhangi bir problem yok. Bisiklete bütçe ayırabiliyorum ama zaman alıyor. Kira derdim olsa kesinlikle bütçe ayıramam.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Scudo
Arkadașlar lanet olası çalıșma șartlarından çok ÜRÜNLERLE İLGİLİ soru sormanız daha iyi olabilir diye düșünüyorum.

Çalışma saatleriniz bize bütün ipuçlarını verdi bile.o_O
Sizin hakkınızı alenen yiyen birisinin sahip olduğu bir marketten ne beklenebilir ki?Şu çıkarımlar yapılabilir:
Sizin patronunuz sizin emeğinizi sömürmekte kendini haklı görebiliyorsa eminim ki, tarihi geçmiş ürünlerin tarihini değiştirebilir.Tarihi geçmekte olan peynirleri yeni peynirlerle karıştırabilir.Tarihi geçmekte olan tavukları klorakla yıkayabilir, et reyonunda etin içine tavuk eti , tavuk eti yerine de tavuğun gerisini karıştırabilir , hatta at eti bile satabilir.Hak hukuk kavramını emekçisine/çalışanına uygulamıyorsa kim bilir müşterisine neler yapar.:krktm:Faturasız mal alır vergi kaçırır , devam eder gider.
 
Valla ben de Türkiye'nin 2. büyük market zincirinde 8 yıl çalıştım ben de soru alabilirim :D
-Kırdığınız içkileri mağaza içki şirketine ödetir, dert etmeyin. İçkinin kapağını firmaya geri yollamaları yeterli (amaç çalınmadığını ispatlamak)
-Açıp reyonda yarım bıraktığınız içecekleri de firmaya bir güzel iade keser "yolda gelirken patlamış" diye :D
-Mağaza içinde canınızın çektiği çikolatayı açıp yiyebilirsiniz evet, kimse de size karışamaz, kasada ödeyeceğinizi söylersiniz
-Hırsızlara karşı güvenliklerin bile eli kolu bağlıdır evet! Hiçbir müşteriyi mağazadan çıkmadan "hırsızlıkla" itham edemezsiniz, mahkemeye verirse ağlatır :D
-Mağazadan çıkmış, yani ürünü gizlice mağazadan (örnek veriyorum cebinde) çıkarmış bir müşteriyi dahi hırsızlıkla itham edemezsiniz, mahkemede "ödeme yapmayı unutttum" derse yine işiniz bitik :D
-Çalıştığım büyük mağazacılık zincirinde şarkütör ve kasaplara eğitimlerde ilk önce reyona gelen müşterinin sepetine bakmaları gerektiği ve satın aldığı ürünlerden gelir seviyesi tespiti yapılıp, buna göre ürün tavsiyesi verilmesi eğitimi veriliyordu evet, sandığınızdan daha detaylı düşünüyor ensesi kalın abiler :D
-Mağaza içinde güvenlik size yapışırsa güvenliği direk olarak şikayet edip, bana hırsız muamelesi yaptı derseniz siz haklı olursunuz, çekinmeyin ve güvenliklerin sizi "taciz" etmelerine izin vermeyin :D
-Personel eğer size yardımcı olmak istemiyorsa istemez, depoda olan ürünü çoğu zaman "yok" der. Bunu engellemek için personele kendisini iyi hissettirmeli ve dostça yaklaşmalısınız ki depoya yorsun kendini sizin için :D
-Bilgisayardan stoğa bakarmış gibi yapan personel çoğu zaman yanlış bilgi verir :D Ve emin olun stoğu zaten bilgisayara bakmadan biliyordur çoğu zaman (aptal bir personel değilse)
-Yaşı büyük personeli asla ve asla depoya ürün alması için yollayamazsınız çünkü mağazaya geliş amacı emekliliğini doldurup mağazadan tazminat almaktır :D
-Bu yüzden reyonda göremediğiniz bir ürünü personelden getirtecekseniz genç personellerde şansınızı deneyin! :eek:
-Size spesifik bir ürünü satma konusunda olağanüstü dil döken bir personele denk gelirseniz bilin ki o mağaza personeli değil, firma görevlisidir. İşi kendi ürününü satmaktır. Çoğu zaman firma kıyafeti giymezler, kendilerini mağaza personeli gibi göstererek sanki tüm markalara aynı mesafedeymişler gibi konuşabilirler, her zaman size tek bir markayı ölümüne öven personele "firma görevlisi mi acaba?" şüphesiyle yaklaşın
-Bu firma görevlileri yaptıkları satış başına prim aldıkları için gerçekten dandik ürünleri bile gözünü kırpmadan size satarlar, dahası ürününüzde sorun çıkıp mağazaya gittiğinizde o personeli bile bulamazsınız, çoktan diğer mağazaya gitmiştir :D
-Büyük firmaların büyük mağazaları (DEVASA olanlardan bahsediyorum) mağazada 20 kasa olmasına rağmen o an mağazada 3-4 kasiyer bulundurabilir. Kasada 3'ten fazla müşteri varsa yeni kasa açılması için avazınız çıktığı kadar bağırabilirsiniz, nitekim haklısınızdır da, nitekim birkaç saniye içinde "gaipten" bir kasiyer peydah olacak ve yeni bir kasa açıp, müşteri almaya başlayacaktır! Allah'ın bir mucizesi! :D Mucizelere inanın!
-Mağazadan aldığınız tüm tüketim malzemelerini iade etme hakkınız var! (tütün-alkol-elektronik hariç) :tskler:
-Özellikle gıda malzemelerinde "tadını beğenmedim" diyerek bile iade edebilirsiniz. Personel sizin ne derece bilinçli ve haklarına hakim bir müşteri olduğunuzu ölçmek amacıyla "efendim böyle bir iade mümkün değil" diyecektir. Eğer boynunuzu büküp "ee tamam o zaman kolay gelsin" deyip arkanızı dönerseniz personel arkanızdan "cahile bak ahahah!" der ve güler, haklıdır da :D O noktada yapmanız gereken tek şey bir üst kademe yöneticiyi, mağaza sorumlusunu veya müdürü çağırmak.
-Birkaç personelin çalıştığı ufak çaplı mağazalarda mağaza yöneticisi veya mağaza müdürü diye karşınızda diktikleri kişi gerçekten çok tecrübesiz, amatör ve ne yapacağını bilmeyen biri olabiliyor. Bu durumda o mağazadan size hiçkimsenin yardım edemeyeceğini kabullenip bir üst kademeye, çağrı merkezine veya genel merkeze telefonla ulaşmanız sorunu kökünden çözecektir. O müdür veya bölge müdürü sizi birkaç gün içinde arayıp, talep ettiğiniz işlemin artık yapılabileceğini, istediğiniz zaman mağazaya gelip işlemi yapabileceğinizi söyleyip sizden kendisi ve cahil müdürü adına özür dileyecektir :D

Yoruldum! Aklıma ilk etapta gelen bunlar. Fazlası için takipte kalın :cool:
 
Son düzenleme:
Ben de sizlere ilginç bir şey söyleyeyim.Bazı marketlerin ortak hırsız veri tabanı vardır.x market diğer y marketine bunlar bizim mağazamızda hırsızlık yapanların fotoları, size gelirlerse dikkat edin der.Aynı pası da sizden beklerler.:ssrtcbya:
 
Çalışma saatleriniz bize bütün ipuçlarını verdi bile.o_O
Sizin hakkınızı alenen yiyen birisinin sahip olduğu bir marketten ne beklenebilir ki?Şu çıkarımlar yapılabilir:
Sizin patronunuz sizin emeğinizi sömürmekte kendini haklı görebiliyorsa eminim ki, tarihi geçmiş ürünlerin tarihini değiştirebilir.Tarihi geçmekte olan peynirleri yeni peynirlerle karıştırabilir.Tarihi geçmekte olan tavukları klorakla yıkayabilir, et reyonunda etin içine tavuk eti , tavuk eti yerine de tavuğun gerisini karıştırabilir , hatta at eti bile satabilir.Hak hukuk kavramını emekçisine/çalışanına uygulamıyorsa kim bilir müşterisine neler yapar.:krktm:Faturasız mal alır vergi kaçırır , devam eder gider.
Bu tarz șeylerin çok ciddi yaptırımları var hocam, bence kimse cesaret edemez. Bu tarz șeylerde denetimciler affetmiyor kesinlikle. Açıkçası x bir yerin yıllık gelirinin belki de yarısı kadar ceza kesebiliyorlar. Bu arada peynir gibi soğuk ürünlerin tarihleriyle ilgilenen sadece benim, tarihi geçmiș bir ürünün reyonlarda yer bulmasına kesinlikle müsaade de etmiyorum. Bu konuda fikrim nettir, kimseyi aptal yerine koymam. Ki tarihi geçen ürünlerden birkaç kiși dıșında kimsenin haberi olmaz, firma iade almaz ise birkaç hafta depoda bekler ve çöpe gider.

Birșeyleri değiștirmek ya da iade etmek isteyen müșteriler genellikle kendileriyle benim ilgilenmemi istiyorlar özellikle, galiba empati kurabiliyorum insanlarla.
 
@BisikletSeverÜye dikkat edin cezası var zaten SKT'si geçmiş ürünü reyonda bulundurmanın :harika: İşletmelere kalsa satana kadar reyondan toplamazlar ürünü, dikkatsiz müşteriler nasıl olsa alır :D Yakalansalar bile "aaa unutmuşuz ya pardon tüh" derler!
(link)

Bu arada, yeni bir madde daha aklıma geldi sayenizde :D
-Özellikle soğuk dolaplardaki süt ürünlerinde (çikolatalarda falan da geçerli bu) görünen, elinize ilk gelen ürün değil, arkadaki ürünleri alın. Son kullanma tarihlerinin (SKT) daha uzak olduğunu, yani ürünlerin daha taze olduklarını göreceksiniz :D Yani aynı paraya, daha taze ürünü alacaksınız! Market reyolarında daima 2-3 farklı parti (farklı tarihlerdeki sevkiyatla gelen, farklı tarihlerde üretilen ürünler) bulunur ve eski olanlar personel tarafından bilinçli olarak en öne konur(amaç SKT'si geçmeden satabilmek). Bunun farkında olmayan müşteri bozulmasına birkaç gün kalmış ürünü tüketirken, çakal müşteri henüz 2 gün önce fabrikadan çıkmış, dumanı üstüne ürünü tüketme fırsatı yakalar :cool:
Ve inanın bana, taze olan tüm ürünler çok daha lezzetlidir :D Denemesi bedava!
- Asla soslu tavuk (çiğ tavuktan bahsediyorum) almayın. Asla ve asla taze tavuk soslanmaz. Satılamamış, SKT'sine 1-2 gün kalmış tavuk soslanır ve bu sayede yeni bir ürün olur, SKT'si birkaç gün daha uzar yatırıldığı baharatlı, biberli acılı sos sayesinde. Yeni etiket basılır, yeni SKT basılır ve o artık FARKLI bir ürün olur! Üstelik bu baharatlar sayesinde müşteri bayat tavuk yediğini, yani tadının kötü olduğunu anlamaz bile :D Bu, esnaf için de geçerli. Acılı lahmacun mu acısız mı? Adana mı Urfa mı? o_O Acılı ve baharatlı olan seçenekler çoğu zaman son kullanma tarihi yaklaşmış etlerden yapılır :harika: Soslar ve acı sayesinde tadının kötü olduğunu farketmezsiniz bile :bsmagryr:
 
Son düzenleme:
Valla ben de Türkiye'nin 2. büyük market zincirinde 8 yıl çalıştım ben de soru alabilirim :D
-Kırdığınız içkileri mağaza içki şirketine ödetir, dert etmeyin. İçkinin kapağını firmaya geri yollamaları yeterli (amaç çalınmadığını ispatlamak)
-Açıp reyonda yarım bıraktığınız içecekleri de firmaya bir güzel iade keser "yolda gelirken patlamış" diye :D
-Mağaza içinde canınızın çektiği çikolatayı açıp yiyebilirsiniz evet, kimse de size karışamaz, kasada ödeyeceğinizi söylersiniz
-Hırsızlara karşı güvenliklerin bile eli kolu bağlıdır evet! Hiçbir müşteriyi mağazadan çıkmadan "hırsızlıkla" itham edemezsiniz, mahkemeye verirse ağlatır :D
-Mağazadan çıkmış, yani ürünü gizlice mağazadan (örnek veriyorum cebinde) çıkarmış bir müşteriyi dahi hırsızlıkla itham edemezsiniz, mahkemede "ödeme yapmayı unutttum" derse yine işiniz bitik :D
-Çalıştığım büyük mağazacılık zincirinde şarkütör ve kasaplara eğitimlerde ilk önce reyona gelen müşterinin sepetine bakmaları gerektiği ve satın aldığı ürünlerden gelir seviyesi tespiti yapılıp, buna göre ürün tavsiyesi verilmesi eğitimi veriliyordu evet, sandığınızdan daha detaylı düşünüyor ensesi kalın abiler :D
-Mağaza içinde güvenlik size yapışırsa güvenliği direk olarak şikayet edip, bana hırsız muamelesi yaptı derseniz siz haklı olursunuz, çekinmeyin ve güvenliklerin sizi "taciz" etmelerine izin vermeyin :D
-Personel eğer size yardımcı olmak istemiyorsa istemez, depoda olan ürünü çoğu zaman "yok" der. Bunu engellemek için personele kendisini iyi hissettirmeli ve dostça yaklaşmalısınız ki depoya yorsun kendini sizin için :D
-Bilgisayardan stoğa bakarmış gibi yapan personel çoğu zaman yanlış bilgi verir :D Ve emin olun stoğu zaten bilgisayara bakmadan biliyordur çoğu zaman (aptal bir personel değilse)
-Yaşı büyük personeli asla ve asla depoya ürün alması için yollayamazsınız çünkü mağazaya geliş amacı emekliliğini doldurup mağazadan tazminat almaktır :D
-Bu yüzden reyonda göremediğiniz bir ürünü personelden getirtecekseniz genç personellerde şansınızı deneyin! :eek:
-Size spesifik bir ürünü satma konusunda olağanüstü dil döken bir personele denk gelirseniz bilin ki o mağaza personeli değil, firma görevlisidir. İşi kendi ürününü satmaktır. Çoğu zaman firma kıyafeti giymezler, kendilerini mağaza personeli gibi göstererek sanki tüm markalara aynı mesafedeymişler gibi konuşabilirler, her zaman size tek bir markayı ölümüne öven personele "firma görevlisi mi acaba?" şüphesiyle yaklaşın
-Bu firma görevlileri yaptıkları satış başına prim aldıkları için gerçekten dandik ürünleri bile gözünü kırpmadan size satarlar, dahası ürününüzde sorun çıkıp mağazaya gittiğinizde o personeli bile bulamazsınız, çoktan diğer mağazaya gitmiştir :D
-Büyük firmaların büyük mağazaları (DEVASA olanlardan bahsediyorum) mağazada 20 kasa olmasına rağmen o an mağazada 3-4 kasiyer bulundurabilir. Kasada 3'ten fazla müşteri varsa yeni kasa açılması için avazınız çıktığı kadar bağırabilirsiniz, nitekim haklısınızdır da, nitekim birkaç saniye içinde "gaipten" bir kasiyer peydah olacak ve yeni bir kasa açıp, müşteri almaya başlayacaktır! Allah'ın bir mucizesi! :D Mucizelere inanın!
-Mağazadan aldığınız tüm tüketim malzemelerini iade etme hakkınız var! (tütün-alkol-elektronik hariç) :tskler:
-Özellikle gıda malzemelerinde "tadını beğenmedim" diyerek bile iade edebilirsiniz. Personel sizin ne derece bilinçli ve haklarına hakim bir müşteri olduğunuzu ölçmek amacıyla "efendim böyle bir iade mümkün değil" diyecektir. Eğer boynunuzu büküp "ee tamam o zaman kolay gelsin" deyip arkanızı dönerseniz personel arkanızdan "cahile bak ahahah!" der ve güler, haklıdır da :D O noktada yapmanız gereken tek şey bir üst kademe yöneticiyi, mağaza sorumlusunu veya müdürü çağırmak.
-Birkaç personelin çalıştığı ufak çaplı mağazalarda mağaza yöneticisi veya mağaza müdürü diye karşınızda diktikleri kişi gerçekten çok tecrübesiz, amatör ve ne yapacağını bilmeyen biri olabiliyor. Bu durumda o mağazadan size hiçkimsenin yardım edemeyeceğini kabullenip bir üst kademeye, çağrı merkezine veya genel merkeze telefonla ulaşmanız sorunu kökünden çözecektir. O müdür veya bölge müdürü sizi birkaç gün içinde arayıp, talep ettiğiniz işlemin artık yapılabileceğini, istediğiniz zaman mağazaya gelip işlemi yapabileceğinizi söyleyip sizden kendisi ve cahil müdürü adına özür dileyecektir :D

Yoruldum! Aklıma ilk etapta gelen bunlar. Fazlası için takipte kalın :cool:
Hahahhaha ben küçük bir yerde çalıșıyorum, bu arada galiba söylediklerinizin hemen hemen hepsi doğru diye düșünüyorum. :D Firma iade alıyorsa kimse o ürünü önemsemez.
@BisikletSeverÜye dikkat edin cezası var SKT'si geçmiş ürünü reyonda bulundurmanın :harika:
(link)
Teșekkürler hocam, günlük olarak kontrol edilir özellikle peynir vs. gibi soğuk ürünler. Cezai ișlem kısmı beni ilgilendirmiyor, ben kanundan yanayım. Kanun tarihi geçmiș ürünleri satamazsın diyorsa haklıdır ki mesele sağlık burada. Bu arada bu kadar az cezai ișlem uyguladıklarını bilmiyordum.
 
@Serkan Mıstınoğlu abi ne varsa yazmışsın ya bize bir şey kalmamış. :D
Ben de 1 sene part time Migros'ta çalıştım Migros ile ilgili sorularınızı alabilirim. :D
 
  • Hahaha
Tepkiler: Road_Runner
Serbest Kürsü'de son donemde açılan en ilgi çekici başlık. takipteyim.
 
Türkiye'nin her ilçesinde şubeye sahip olmakla övünen bir marketler zincirinin fiyat etiketlerinden şikayetçiyim.Raftaki indirimli fiyat kasada yok oluyor, kasada fiyat takibi yapmasan kazıklandın, Etiketlerde hiç bir zaman müşteri lehine bir hataya şahit olmadım, her zaman zarardayız.Nerdeyse bunun kasıtlı yapıldığını düşünmeye başlayacağım.
 
Hahahhaha ben küçük bir yerde çalıșıyorum, bu arada galiba söylediklerinizin hemen hemen hepsi doğru diye düșünüyorum. :D Firma iade alıyorsa kimse o ürünü önemsemez.

Teșekkürler hocam, günlük olarak kontrol edilir özellikle peynir vs. gibi soğuk ürünler. Cezai ișlem kısmı beni ilgilendirmiyor, ben kanundan yanayım. Kanun tarihi geçmiș ürünleri satamazsın diyorsa haklıdır ki mesele sağlık burada. Bu arada bu kadar az cezai ișlem uyguladıklarını bilmiyordum.
Sen bana ozelden yurtdışındayim demistin. Bunu neden belirtmedin acaba aciklar misin ?
 
Bu tarz insider bilgiler yoktur umarım. 😂😆😄

Geçen hafta bir akşam arkadaşlarla yemeğe gittik. Lokantada siparişimizi alan garsonun, gömlek cebinde bir kaşık taşıdığını farkettim. Önce biraz garip geldi, ama fazla dikkat etmedim. Daha sonra,masaya su ve çatal kaşık getiren kominin de cebinde bir kaşık taşıdığını gördüm. Salona baktığımda tüm garsonların cebinde birer kaşık taşıdığını anladım. Siparişlerimizi kontrol etmeye gelen garsona: -"Neden kaşık?" diye sordum. -"Şöyle anlatayım," diyerek söze başladı, -"lokantanın sahipleri McKinsey Danışmanlık’tan, yaptığımız işlerle ilgili danışmanlık aldılar. Aylar süren istatistiksel analizlerden sonra müşterilerin kaşıklarını, çatal bıçaklara oranla %74 daha sık düşürdüğüne karar verdiler. Bu durumda, masa başına saatte düşen kaşık adetinin üç olduğunu gördüler. Garsonlarımızın bu duruma karşı hazırlıklı olmalarıyla, mutfağa gidip gelmelerden yapacağımız tasarruf, vardiya başına saatte bir buçuk adam ediyor." Konuşmamız bittiğinde arka masadan metalik bir ses duydum. O anda garson, yere düşen kaşık yerine cebindekini koyarken -"bir dahaki mutfağa gidişimde yeni bir kaşık alacağım, böylece fazladan mutfağa gidip gelmeme gerek kalmıyor," dedi. Etkilenmiştim. Garson masadaki diğer siparişlerle ilgilenirken ben de çevremi incelemeye koyuldum. Bu sefer dikkatimi başka bir şey çekti. Garsonların tümünün fermuarlarından dışarı incecik ipler sarkıyordu. Merakıma yenik düşüp garson uzaklaşmadan sordum: -"Özür dilerim, şuradan sallanan ip ne işinize yarıyor, söyler misiniz?" -"Tabii ki!" diye yanıtladı, sesini alçaltarak. -"Herkes sizin gibi iyi bir gözlemci değil. Bu bahsettiğim danışmanlık firması tuvaletlerde de zaman kazanabileceğimizi keşfetti." -"Nasıl yani?" -"Bakın," diye devam etti, -"ipin ucunu ...şeyimize...bağladığımız zaman pisuar önünde elimizi değdirmeden dışarı çekebiliyoruz, böylece elimizi yıkamaya gerek kalmadığı için tuvalette harcadığımız süreyi %76 oranında azaltmış oluyoruz." -"Tamam, mantıklı... ama bu ip dışarı çıkmasına yardımcı oluyor da, geriye nasıl sokuyorsunuz?" -"Şey," diye fısıldadı, sesini iyice alçaltarak, -"Başkalarını bilmiyorum ama ben kaşığı kullanıyorum."
 
Başlığı okuyunca kendimi bir an donanımhaber konu dışı bölümünde zannettim.
 
Bu tarz insider bilgiler yoktur umarım. 😂😆😄

Geçen hafta bir akşam arkadaşlarla yemeğe gittik. Lokantada siparişimizi alan garsonun, gömlek cebinde bir kaşık taşıdığını farkettim. Önce biraz garip geldi, ama fazla dikkat etmedim. Daha sonra,masaya su ve çatal kaşık getiren kominin de cebinde bir kaşık taşıdığını gördüm. Salona baktığımda tüm garsonların cebinde birer kaşık taşıdığını anladım. Siparişlerimizi kontrol etmeye gelen garsona: -"Neden kaşık?" diye sordum. -"Şöyle anlatayım," diyerek söze başladı, -"lokantanın sahipleri McKinsey Danışmanlık’tan, yaptığımız işlerle ilgili danışmanlık aldılar. Aylar süren istatistiksel analizlerden sonra müşterilerin kaşıklarını, çatal bıçaklara oranla %74 daha sık düşürdüğüne karar verdiler. Bu durumda, masa başına saatte düşen kaşık adetinin üç olduğunu gördüler. Garsonlarımızın bu duruma karşı hazırlıklı olmalarıyla, mutfağa gidip gelmelerden yapacağımız tasarruf, vardiya başına saatte bir buçuk adam ediyor." Konuşmamız bittiğinde arka masadan metalik bir ses duydum. O anda garson, yere düşen kaşık yerine cebindekini koyarken -"bir dahaki mutfağa gidişimde yeni bir kaşık alacağım, böylece fazladan mutfağa gidip gelmeme gerek kalmıyor," dedi. Etkilenmiştim. Garson masadaki diğer siparişlerle ilgilenirken ben de çevremi incelemeye koyuldum. Bu sefer dikkatimi başka bir şey çekti. Garsonların tümünün fermuarlarından dışarı incecik ipler sarkıyordu. Merakıma yenik düşüp garson uzaklaşmadan sordum: -"Özür dilerim, şuradan sallanan ip ne işinize yarıyor, söyler misiniz?" -"Tabii ki!" diye yanıtladı, sesini alçaltarak. -"Herkes sizin gibi iyi bir gözlemci değil. Bu bahsettiğim danışmanlık firması tuvaletlerde de zaman kazanabileceğimizi keşfetti." -"Nasıl yani?" -"Bakın," diye devam etti, -"ipin ucunu ...şeyimize...bağladığımız zaman pisuar önünde elimizi değdirmeden dışarı çekebiliyoruz, böylece elimizi yıkamaya gerek kalmadığı için tuvalette harcadığımız süreyi %76 oranında azaltmış oluyoruz." -"Tamam, mantıklı... ama bu ip dışarı çıkmasına yardımcı oluyor da, geriye nasıl sokuyorsunuz?" -"Şey," diye fısıldadı, sesini iyice alçaltarak, -"Başkalarını bilmiyorum ama ben kaşığı kullanıyorum."
Çok severim bu fıkrayı. Ama orijinalinde soran kişi kaşığı isteyen ve kullanan kişiydi. Kullandıktan ve çayını içtikten sonra soruyu soruyordu. :komik:
 
Sizin marketin sahibi gibi emek sömürücüsü kompradorların yatacak yeri yok.Kanunda bir kişi bir haftada 45 saatten fazla çalıştırılamaz diye açık açık belirtiliyor ama sizi 57 saat çalıştırıp hakkınızı yiyebiliyor.
Şimdi kime kızalım
-Marketin sahibi koca göbekliye mi?
-Denetlemeyen bakanlığa mı?
-Sarı sendikacılara mı?
-Kapitalist sisteme mi?
-Kapitali olmayıp da kapitalizmi savunanlara mı?
Kamuda bile 60-70 saat çalışan devlet memuru var
 
  • Beğen
Tepkiler: ulaş depeli
Türkiye'nin her ilçesinde şubeye sahip olmakla övünen bir marketler zincirinin fiyat etiketlerinden şikayetçiyim.Raftaki indirimli fiyat kasada yok oluyor, kasada fiyat takibi yapmasan kazıklandın, Etiketlerde hiç bir zaman müşteri lehine bir hataya şahit olmadım, her zaman zarardayız.Nerdeyse bunun kasıtlı yapıldığını düşünmeye başlayacağım.

Müşteri, ürünü gördüğü fiyattan alır! Etiketin fotoğrafını çekip direk kasaya gidin. Eğer etiket gerçekten de sizin aldığınız ürüne aitse kesinlikle o fiyattan vermek zorundalar. Buna "fiyat farkı" deniyor ve etiketi değiştirmeyi unutan personel çoğu zaman bunu cebinden veriyor ki durum yöneticisinin kulağına gitmesin :D İşini iyi yapmayan personele acımayın :cool:
Dipnot: Cebimden verdiğim rekor fiyat farkı 300 TL'ydi ve bir cep telefonuna aitti :snzdglsn:
 
Ekonomiyi falan boşuna laf arası yapmayalım. Tamam, bu tür şeylerin etkisi muhakkak vardır ama siz işinizi ehliyseniz iş sizi eninde sonunda bulur.
Sn.Mad Buddha;anladığım kadarıyla ''Ben iş buldum,halimden de memnunum,alanında iş bulamayanlar ya iş beğenmiyordur,ya da yeteneksizdir'' diyorsunuz..
Mutlu musunuz,peki..o_O

Kendilerine iş verilmeyen mesela öğretmenler varken,siz bu insanlara yeteneksiz ya da iş beğenmeyenler mi diyeceksiniz?

Toplum dediğiniz şey bir bütündür..Toplumun içinde yetenekli insanlar da olur,yeteneksiz insanlar da..Sapığı da olur,aşırı zekisi de..Hiç okul görmemişi de olur,profesörü de..vb
Bir toplum içinde yaşayıp,bir yere gelip,kendiniz gibi olmayan insanlara laf sokmak doğru değil..
Ben işimin ehliyim arkadaş,sen değilsin,olsaydın böyle sürünmezdin filan..Bu mu yani?!
Sizin iş bulmanız,kariyer yapmanız,çok para kazanmanız sizi bu toplumda mutlu yapmaz..Siz mutlu değilsiniz,olamazsınız da..İçinde yaşadığınız toplumun büyük kısmı sürünürken,sizin mutlu olma ihtimaliniz yok..Çünkü her şekilde bu olumsuz konjonktürden etkileneceksiniz,bu kaçınılmaz..
Yani bir şeyleri başarmanız,sizin bu toplumda mutlu olmanızı sağlamaz..Bu ülkede genç işsizliği %25'lerde gezinirken,sizin ben yetenekliyim/iyiyim demeniz beyhude..Çünkü o milyonlarca genç,size bir gün yol/su/elektrik olarak geri dönecek..
Haliyle yetenekli olmanızın size bir katkısı olması için,yani mutlu olmanız için,içinde yaşadığınız toplumdaki yeteneksiz olan insanların da bir şekilde rahat yaşayabilmesi lazım..
Milyonlarca işsizin veya çok zor koşullarda çalışan milyonlarca işçinin/emekçinin olduğu bir toplumda,sizin başarılı olmanız,kariyer yapmanız,çok para kazanmanız hiçbir anlam ifade etmez..Yeteneklerinden faydalanılan,sömürülen bir bireyden başka bir şey değilsiniz..Bu noktada da devreye kimin yetenekli/akıllı olup olmadığı sorusu devreye girer..Yani ''kapitalizme hizmet eden yetenekli/başarılı insanlar,gerçekten akıllı insanlar mıdır?''
 
Müşteri, ürünü gördüğü fiyattan alır! Etiketin fotoğrafını çekip direk kasaya gidin. Eğer etiket gerçekten de sizin aldığınız ürüne aitse kesinlikle o fiyattan vermek zorundalar. Buna "fiyat farkı" deniyor ve etiketi değiştirmeyi unutan personel çoğu zaman bunu cebinden veriyor ki durum yöneticisinin kulağına gitmesin :D İşini iyi yapmayan personele acımayın :cool:
Dipnot: Cebimden verdiğim rekor fiyat farkı 300 TL'ydi ve bir cep telefonuna aitti :snzdglsn:

bu fiyat farkı işletmeden çıkacaksa sonuna kadar peşine düşerim. ama asgari ücret ile böyle zor şartlarda çalışan personelin çıkarıp kendi cebinden vermesine de vicdanım hiç bir zaman razı olmadı.


ben de uzun yıllar mağazacılık yaptım. market değildi ama yine ülkemizin en büyük perakendecilerinden birinde. bu tarz etiket problemlerinde önce müşteriyi ikna etmeye çalışıyorduk. ikna olmazsa indirim yapıyorduk mecburen. ama kimse çıkarıp cebinden para vermiyordu. ayrıca bu da kanuna aykırı bir durum. çalışma bakanlığına şikayet edilse işletme ciddi cezalar öder. maaş kesintisi ve böyle şeyler için personelin cebinden para vermesi ya da istenmesi kanuna aykırıdır.
 
Sizin marketin sahibi gibi emek sömürücüsü kompradorların yatacak yeri yok.Kanunda bir kişi bir haftada 45 saatten fazla çalıştırılamaz diye açık açık belirtiliyor ama sizi 57 saat çalıştırıp hakkınızı yiyebiliyor.
Şimdi kime kızalım
-Marketin sahibi koca göbekliye mi?
-Denetlemeyen bakanlığa mı?
-Sarı sendikacılara mı?
-Kapitalist sisteme mi?
-Kapitali olmayıp da kapitalizmi savunanlara mı?

Alta bi çizgi daha atıp çalışanları da ekleyin. Kimse kimseyi bu işlerde zorla çalıştırmıyor. Ben fabrikada çalışıyorum. Burda yeni giren vasıfsız işçilere 2600 tl maaş veriliyor. 8 saat mesai yapılıyor. İşçi 10 dakika bile fazla mesai yapsa 1.5 katı fazla mesai ücreti yazılıyor. Yol yemek iş yerine ait. SGK primleri gerçek maaş üzerinden yatırılıyor. Ama çalışan yok. İlan veriyoruz. Gelen adam öğlene kadar çalışıyor sonra kaçıp gidiyor. Soruyoruz niye çıkıyorsun diye. Burda vakit geçmiyor diyor. Burda 8 saat vakit geçmiyor ama avmde kafede restoranda asgari maaşla 12 saat geçiyor. Çünkü orda billur muhabbeti var, hahaha hihihi var, karı kız muhabbeti var, sabahtan akşama kadar elde cep telefonuyla oynamak var. Fabrikada bunlar olmayınca vakit geçmiyor tabi. Okumuş etmiş adamları bir kenara bırakalım, artık okul yüzü görmemiş okuma yazma bilmeyen adamlar bile fabrikada, atölyede çalışmak, meslek sahibi olmak, zanaat öğrenmek istemiyor. Herkes avmde kafede restoranda ıvır zıvır işlerle vakit geçirme peşinde.
 
Sen bana ozelden yurtdışındayim demistin. Bunu neden belirtmedin acaba aciklar misin ?
Evet yurt dıșındayım hala, bir Türk marketinde çalıșıyorum. Açıkçazı bunu belirtmenin birșeyleri değiștireceğini düșünmedim. Hatta madem öyle devamını da açıklayayım, üzerinden fazla bir zaman geçmedi desem yeridir. TÜRKİYEdeki lise diplomam ile ismini anmak istemediğim bir üniversiteye bașvurdum, bana randevu verdiler.

Randevuya gittiğimde ise akademik derecede dil yeterliliğim olmadığı için bunun mümkün olmadığını söylediler. Haliyle ben de bir süre sonra çalıșmaya bașlamak zorunda kaldım, dile tam olarak hakim olamadığım için bașvuru yaptığım yabancı kurumların hepsi mümkün değil dedi. Hatta staj için bile olmaz diyen kurumlar oldu. Belirtmek istediğim asıl konu ürünlerle ilgili kısımdı ama nasıl oldu da konu buraya geldi anlamadım. Keșke çalıșma koșullarını yazmasa idim.

Geçen yıl saatlerce çalıșıp üniversite sınavına hazırlandım ama sınava giremedim. Yeterli mi?
 
Geri