Arkadaslar merhabalar.
Aslinda turun Cin bolumunu sizlere ayrintili anlatmak isterdim ama gunler oyle cabuk geciyorki bir bakiyorsun Cin uzakta kalmis. Artik Cin'deki gunlerimi Vietnam'la karsilastirarak anlatirim.
Kunming'de 3 gun vize beklerken yagmurlar ve soguk hava guneye ozlemimi arttirdi. Aman dedim hadi bu bolumude otobusle gideyim. Iyi de yapmisim sinira gelince sanki baharda Antalyaya gelmis gibi oldum. Gece kaldigim otelden Vietnam gozukuyordu, ee simdi kaldi is son Cin paralarini savurmaya derken restaurantta bana yardim etmeye kalktilar, hesap uce katlanmis olarak geldi, bizim kapalicarsi esnafini hattirlattilar ve vatan hasretim birazda olsa azaldi. Tabiki kim oder o hesabi, bana sokmez.
Vietnam gumruk kapisi cok enteresan, o bisikletle yuk tasiyanlari gormelisiniz, zaten iki kapi var birisi yaya ve bisikletlilere digeri arabalara.
Ya insanlar ve kulturler birkac kilometre icinde bu kadarmi degisir. Simdi Cinlilere ayip olmasin, Daha kapidan ayak basar basmaz yanima bisikletli ogrenciler gelip ingilizce konusmaya calisiyorlardi, "HELLO" sesleri cogaldi.
Tamam dedim ben burada biraz uzun kalabilirim herhalde, nasil olsa 3 aylik vizem var. Hava guzel insanlarla lisan olarak anlasabilecegim gibi gozukuyor ve en onemlisi alfabe tamamen degisti artik yazabiliyorum, ya ne kadar rahat birseymis okuyup yazabilmek, bunu ancak simdi anladim. Cin'de hicbir otelin tabelasindan otel oldugunu cikaramiyordum ancak resepsiyon varmi diye araniyordum o da arkada bir yerde ise arada bul bulabilirsen.
Biraz yol alinca dogadaki enfes degisimi tamamen icime cektim. Burasi tropikal bir doga ve en guzeli evlerin o kadar basit ve doga ile uyumlu olmasi. Cin'de bir resim cekebilmek icin o cirkin beton evleri agaclarin arkasina veya kare disina cikarmaya calisiyordum. Ve degisim hep pozitif degil, haritada gorunen kasabada yatayim dedim eger bu kasaba Cin'de olsaydi haritada gorundugu buyuklukte en az bir 100 bin nufuslu olurdu, ufacik bir yer. Tek otelleri iki yatakli bir oda. Tamam dedim macera iste boyle olmali. Neydi o Cin'de sanki her aksam onceden rezerve yaptirmis gibi otellerde kaliyordum, hicbir problem olmuyordu. Bu ilk gece kaldigim yerde tam dogal sartlar. Yikanma bahcede hortumun altinda, evcil hayvanlarin arasinda. Ve bu koyde ilk defa kesilmis kopegi tezgah ustunde satarlarken gordum.
Ikinci aksam yine bir surpriz: Vietnamli bir aileye yemege davet edildim. Anlatmaya calistim Vejeteryanim filan ama anlayan kim. 12 kisi oturduk yere sagda solda kediler kopekler kemik bekliyor. Iki tane ordek kesmisler, kafalari pismis olarak ortada. Onune gelen benim tabaga birseyler koymaya calisiyor ama dayanamadim, yiyemiyecegim biliyorum ve nazikce geri koydum. Pilav soya sosuyla iyi gitti.
Insan bir ulkeye ilk gelince" ANLAMIYORUM " diyebilmeli, yoksa 12 kisi sizle devamli konusuyor birseyler soruyor, cevap alamadiklari halde.
Bir gun de guzel bir tesaduf oldu, bir mola aninda adamin biri bir elektronik sozlugun kitabini getirdi, bir saat de bircok kelimeyi not ettim. Bunlari Cin'de 50 gunde ogrenemedim. Simdi artik restauranta girip asagi yukari birseyler ismarliyabiliyorum.
Ooooo daldim gidiyorum, birazini da sonraya sakliyayim
Arkadaslar bilmek istediginiz, merak ettiginiz birseyler varsa yanitlamaya calisirim.
Simdilik hoscakalin
Not: Unutmadan soyleyeyim, burada Cin'de olmayan yol kenarlarinda super guzel meyve satan cardaklar var, mola yapmak icin sanki cennet.