@Kuzey Ege
Dediklerinine tamen katılıyorum.
Daha iki hafta önce Avrupa'dan geldim ve 35 gün gibi uzun bir tatil süresinde gördüğüm üst model bisiklet sayısı 4, yazıyla dörttü. Bahsettiğim şehirler Amsterdam ve Viyana, bu adamlarin refah seviyesi tavanlarda. Paraları mı yok, 20-25 yillik celik bisikletlere biniyorlar ? Hiç zannetmiyorum. Gösteriş budalası değiller, amaca göre kullaniyorlar. "Asfaltta kullanmayacaksam, işe giderken zaten saatte en fazla 15-20 km hızla gideceksem, Madone ya da Roubaix almaya ne gerek var" düşüncesi var insanlarda. Bizdeki Delta bisiklet gibi, internet üzerinden kendi markalariyla satış yapan güvenilir üreticilerin bisikletleri de çok revaçta; Örneğin, Radon, Vitus ve Votec. Markaya önem vermiyorlar.
Benzer şekilde 2006'dan beri işe bisikletle gidiyorum. Hafta sonları daha uzun sürüşler. İşe Migrostan 100 TL ye aldığım bisikletle başladim. Ve daha yeni, doviz yükselince, peşin dovizim olduğu için, Peugeot 780 aldim. O da, 7200 TL lik fiyatı, euroya çevirince, Avrupa'da internette indirimli satilan bisikletlerden bile ucuza geldiği için. Üst model ve pahali bisiklet almayı, ayrica su açıdan gereksiz görüyorum: Çok bilinen bir markanın karbon ultrega modeline en az 3-4 bin euro para verecksiniz ve o bisiklet 5 yıl sonra, bisikletteki gelismelerden dolayı, eski olacak. Kötü bir bisiklet olmayacak tabi ancak o ilk verdiğiniz çuvalla paranın bisikleti olmayacak ve o 5 yıl sonraki ekonomik bisikletler bile sizin o aldığınız bisikletten daha iyi donanıma sahip olacaklar. Kısacası "Bir kere, ömürluk" bir ürün almak gerçekçi durmuyor günümüz üretim politikalarinda. Fiyat performansı çok iyi ama markaya para vermediginiz bisikletler alıp vakti 'gerçekten' geldikçe degistirmek çok daha mantıklı. Çizgiyi bilip ona göre alış veriş yapmak lazım.
Son olarak, her zaman, bugün çalınsa/bozulsa yarın yenisi peşin alabileceğim ürünleri alırım. Ekonomik standartına göre yaşamaktan bahsediyorum.