Farkettirir. Daha hızlı yol alırsınız, uzak gördüğünüz yerler daha yakın olur. Ama mesele bu değil, daha hızlı gitmek, daha çok yol almak, bunlardan ziyade daha çok sele üstünde kalmak öncelikli olmalı. Çünkü gravele geçince iş bitmeyecek, o daha diyen iç ses gravelden sonra bir de "safkan yol bisikleti almamız yok mu?" diyecek. Mühim olan sindire sindire ilerlemek, yol hâlinde kalmak.
Diyebilirsiniz ki, imkânım var, x bisiklete geçmek istiyorum. Yol sizindir, kenarından geçeyim derim ben de. Yazdıklarım ukalaca gelmesin, ben de sizin gibi MTB (Ghost, üç adet, ikisini çaldırdım. O zamanlar foruma üye olmadığım için alay konusu olmaktan yırttım) başladım, fitness (Trek FX 7.4), yol bisikleti (Kron RC 4000), ve son olarak endurance (çelik kadro) bisiklete geçtim. Sonuç? Makineyle birbirimize bakışıyoruz. Sürüyorsam "ulan tohumuna bu kadar para saydık, vallahi ayıp" diye utanmaktan sürüyorum.
Sonradan ermiş Budistler gibi gelmesin dediklerim: Araçtan amaç olmaz, amaç ise bittabi yolda kalmak. Eninde sonunda o taraflara geleceksiniz zaten, bu zehri bir kere almışsınız. Keyfini çıkarın derim. Sizi kıracak, hevesinizden soğutacak bir şey söylediysem özür dilerim, amacım tam tersine aracın araç olarak kalması üzerine, tutkunuzu bâki tutun kâfi.