Gunesak
Aktif Üye
- Kayıt
- 5 Aralık 2005
- Mesaj
- 119
- Tepki
- 214
- Şehir
- Ankara
@Teoremos
Ben Eurosport'un türkçe anlatımının bu denli tepkiye gerekçe olacak düzeyde kötü olmadığını, hatta bu şartlar altında gayet te yeterli olduğunu düşünüyorum. Normalde bisiklet sporuna sevdalı avrupa ülkelerinin televizyon kanalları tur yayınını verebilmek için Fransa'ya turu takip etmeleri için en az 3-4adet muhabir ve bisiklet sporunun içinde yetişmiş anlatıcılar gönderiyorlar. Bu ekibin her etap bitişinde kurulan konteynerlerden oluşan anlatım odaları oluyor. turu yerinde, o havayı soluyarak anlatıyorlar. Muhabirler etap öncelerinde, etap sırasında ve etap sonlarında sürekli röportajlar yapıp bilgi topluyorlar ve sık sık yayın odasına gelip yayına katılıp bilgileri izleyicilere ulaştırıyorlar. Halbuki Türkiye'de durum böyle değil. Uluslararası yayını bir monitörün karşısında izleyen anlatıcı tek başına 4-5 saat anlatım yapıyor. Oldukça zor. Her şeye rağmen tebrik etmek lazım. Ama en azından anlatıcının yanında bir konuğunun olması ve biraz da sohbet havasında yayının anlatılması daha güzel olurdu. Geçen sene Fransa Bisiklet Turu Eurosport'ta yanılmıyorsam Aydan Çelik'in yayına konuk olmasıyla anlatılıyordu. Daha güzel olmuştu. Bu sene de umarım yine aynısı olur.
Konu bisiklet sporu anlatımına gelmişken esas kızmamız ve tepki göstermemiz gereken konunun, Kapadokya'da düzenlenen ve TRT tarafından yayınlanan Dağ Bisikleti Avrupa Şampiyonası'nın anlatımı olmalı diye düşünüyorum. Televizyon yayını güzeldi güzel olmasına ama anlatım tam bir fiyaskoydu hatırlarsanız. Yarış boyunca dağ bisikleti sporu hakkında hiç bilgi verilmediği gibi, yarış bile doğru düzgün anlatılmadı. Yarış boyunca sadece TRT'nin ne kadar güzel bir yayın yaptığı, kaç tane kamerayla bu yayının gerçekleştirildiği, bu yayının Türkiye'nin tanıtımına ne kadar faydalı olduğu, kapadokyanın ne kadar güzel bir yer olduğu anlatıldı. Dağ bisikleti konu mankeni oldu sanki. Bu hatalarını anlamış olacaklar ki bu seneki Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nun anlatımı daha düzgündü.
Ben Eurosport'un türkçe anlatımının bu denli tepkiye gerekçe olacak düzeyde kötü olmadığını, hatta bu şartlar altında gayet te yeterli olduğunu düşünüyorum. Normalde bisiklet sporuna sevdalı avrupa ülkelerinin televizyon kanalları tur yayınını verebilmek için Fransa'ya turu takip etmeleri için en az 3-4adet muhabir ve bisiklet sporunun içinde yetişmiş anlatıcılar gönderiyorlar. Bu ekibin her etap bitişinde kurulan konteynerlerden oluşan anlatım odaları oluyor. turu yerinde, o havayı soluyarak anlatıyorlar. Muhabirler etap öncelerinde, etap sırasında ve etap sonlarında sürekli röportajlar yapıp bilgi topluyorlar ve sık sık yayın odasına gelip yayına katılıp bilgileri izleyicilere ulaştırıyorlar. Halbuki Türkiye'de durum böyle değil. Uluslararası yayını bir monitörün karşısında izleyen anlatıcı tek başına 4-5 saat anlatım yapıyor. Oldukça zor. Her şeye rağmen tebrik etmek lazım. Ama en azından anlatıcının yanında bir konuğunun olması ve biraz da sohbet havasında yayının anlatılması daha güzel olurdu. Geçen sene Fransa Bisiklet Turu Eurosport'ta yanılmıyorsam Aydan Çelik'in yayına konuk olmasıyla anlatılıyordu. Daha güzel olmuştu. Bu sene de umarım yine aynısı olur.
Konu bisiklet sporu anlatımına gelmişken esas kızmamız ve tepki göstermemiz gereken konunun, Kapadokya'da düzenlenen ve TRT tarafından yayınlanan Dağ Bisikleti Avrupa Şampiyonası'nın anlatımı olmalı diye düşünüyorum. Televizyon yayını güzeldi güzel olmasına ama anlatım tam bir fiyaskoydu hatırlarsanız. Yarış boyunca dağ bisikleti sporu hakkında hiç bilgi verilmediği gibi, yarış bile doğru düzgün anlatılmadı. Yarış boyunca sadece TRT'nin ne kadar güzel bir yayın yaptığı, kaç tane kamerayla bu yayının gerçekleştirildiği, bu yayının Türkiye'nin tanıtımına ne kadar faydalı olduğu, kapadokyanın ne kadar güzel bir yer olduğu anlatıldı. Dağ bisikleti konu mankeni oldu sanki. Bu hatalarını anlamış olacaklar ki bu seneki Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nun anlatımı daha düzgündü.