Scudo Sports

Yokuş aşağı inerken nasıl yavaşlıyorsunuz?

merhaba,

Öncelikle kendimi tanıtayım ben meltem, 27 yaşımdayım. bir yıl önce bisiklet aldım, bi ay kadar hobi olarak sürdüm, sonra başıboş köpeklerden korktuğum için bıraktım. aradan aylar geçti istanbula taşındım.
Bisikletim Mosso Legarda 2124 v fren, hobi-spor amaçlı bisiklet sürmek istiyorum.
Haftada 2-3 kez 20 km kadar yeterli şimdilik.

En büyük korkum "acaba araçlar bana zarar verir mi?" iken başıma gelecekleri bilmiyordum.......(not trafikte hiç bisiklet kullanmadım daha önce)
4 gün once istanbul'da ilk sürüşümü gerçekleştirdim. 30 saniyede aklım çıktı, Ortaköy Palanga Caddesi kabusum oldu. İnanılmaz dik bir inişi var bence oranın eğimi %40 falan, hızım kaçtı bilmiyorum ama benim hissettiğim sanki 50km/saat falandı ama belki de 20 idi hiç bilmiyorum, bacaklarım zangır zungur titriyor, frene basıyorum sokak inliyor frenden çıkan sesle, acaba frenlerimde mi bir sorun var hiç bilmiyorum inanılmaz ses çıkarttı yani anlamadım neden, sanki fazla frene bassam da düşecek gibi olurum diye de düşündüm inanılmaz dik çünkü, indikten sonra durup 2 dk sakinleşmeye çalıştım. (nabzım 175 olmuştu not: evden çıkalı 2 dk olmadı) aslında inmem gereken mesafe 300 mt kadar, 300 mt yi atlatsam düz yola geçiyorum. öyle böyle indim o sefer ama bir daha o yoldan inmeye asla cesaretim yok. Alternatif yol aramaya başladım ve buldum ama bu sefer de hem yine inanılmaz dik bi iniş yapıcam hem de arnavut kaldırımında hem de daha uzun.. o da olmuyor.

Sonra bugün bir bisikletli gördüm sağa sola baka baka indi aşağı aynı yolu . dedim bunun bir taktiği tekniği mi var nasıl indi o kadar rahat!!!!
30 km/saat'ten hızlı bisiklet sürsem aklım çıkar gibime geliyor, araç trafiğine kapalı bir yerde belki olabilir ama öyle bir yer de yok zaten.

bisiklet sürmekten keyif alıyorum, devam etmek istiyorum ama
iniş yapma korkumu nasıl geçirebilirim? ya da daha kontrollü bir iniş için antrenman vs ne yapmalıyım yani var mı böyle bir şey, biri yardım etsin lütfen.
son çarem elimde taşıyacağım düzlüğe çıkana kadar.. o zaman da sıkılır bırakırım gibime geliyor.
yardım!

teşekkürler
Komoot üzerinden palanga caddesine baktım yer yer %10 eğim gösteriyor. Bu tarz eğimlerde eğerki virajlıysa frenleme tekniğine hakim olmanız gerekiyor. Ağırlık merkezini arka tekere doğru kaydırıp ön ile arka freni %50 %50 sıkabilirsiniz.Deneyim kazandıkça ön freni sıkma konusunda da oranı artırabilirsiniz. Unutmayın sizi durduracak olan ön frendir, arka fren yavaşlamanızı sağlar. Viraja gelmeden virajı alabileceğiniz hızı, virajlı yolun kayganlığını, yol tutuşunu aklınızdan hesaplayın ve ona göre viraja gelmeden freninizi yapın. Virajda özellikle ön freni sıkmak çok tehlikelidir. Viraj içinde hızınız sonradan size yüksek geldiyse merkezcil kuvvet sizi virajda tutmaya yetmeyecektir bu durumda arka frenle kendinizi virajda tutabilirsiniz. Yol tutuşunuzun virajda iyi olduğunu düşünüyorsanız ve arkanızdan taşıt gelmiyorsa hızınızı pek kesmeden viraja içerden girip dışarıdan çıkarak viraj keskinliğini azaltabilirsiniz.
Korkunuzu yenmeniz için önce daha düşük eğimli yerlerde sonra virajlı eğimli yerlerde pratik yapabilirsiniz. Ani fren konusu her zaman önemli.Bunun da mutlaka pratiğini yapın. Durmak için 10 saniyeniz olduğunda veya 2 saniyeniz olduğunda frenleme biçimi değişiyor.
Sizin bacaklarınız titremesi korkudan heyacandan vb. kaynaklı bir titreme. Uzun ve virajlı inişlerde ağırlık merkezini arkaya almamızla birlikte yük; kalça ayak gibi kemiklerden eklemlere daha fazla biner ve eklemleri stabilize etmeye çalışan kas grupları yorulacağı için titreme normaldir.
 
Scudo
... frene basıyorum sokak inliyor frenden çıkan sesle, acaba frenlerimde mi bir sorun var hiç bilmiyorum inanılmaz ses çıkarttı yani anlamadım neden...

Frenin ses çıkarması yüksek olasılıkla pabucun tam düz basması ya da ters açıyla basmasından, düşük olasılıkla da beklemekten ya da madde bulaşmasıyla özelliğini kaybetmesinden olabilir.
Fren pabuçları önü daha yakın, arkası daha uzak olarak ayarlanırsa ses büyük ihtimalle kaybolur. Şöyle:
(videonun başlangıcı konunun başlangıcına ayarlı)
 
Meltem Hanım, çok dik yerlerden inerken pedal üzerinde ayağa kalkarak kendinizi seleden daha geriye ve aşağıya doğru konumlandırın (yani ağırlık merkezinizi bisikleti dengeleyecek şekilde kaydırın) ve kesinlikle ön freni aşırı sıkarak kilitlemeyin, gidonun üzerinden uçarsınız, genelde v-fren ile tekeri kilitlemek zordur ama yine arka teker için de ön kadar kritik olmasa da geçerli, arka tekeri kaydırırsanız da bisikletle birlikte yan yatarsınız. Fren modülasyonu (ayarında fren kullanmak diyelim) konusunda biraz daha ustalaşana kadar o 300mt'yi bisikletiniz elinizde inmeniz çok daha hayırlı görünüyor, çıkarken aynı sorunu yaşamazsınız nasılsa. Ama püf noktası, frenlerin düzgün ayarlandığına emin olduktan sonra ne kadar öterse ötsün telaş etmeyin ve iyi sıkın ki bisiklet kontrol edilmez bir boyuta gelene kadar hızlanmasın. Herkesin size dönüp bakması hiç sorun değil, o eğimde düşerseniz veya hızlanıp kaza yaparsanız çok büyük sorun olur.

Trafikte güvenliğiniz açısından da öncelikle mutlaka bir kaskınız, ön farınız ve güçlü bir arka ikazınız olsun. Kaskınızı her daim tokası takılı ve kayışı yeterli (başınızda oynamayacak şekilde) sıkılıkta olsun. İkazlarınız ise gündüz parlak ışıkta dahi uzaktan rahatça görünebilecek kadar parlak olsunlar ve gündüzleri arka yanar söner modda ön ise farınızın özelliğine göre seyrek bir yanar söner mod veya kısık bir devamlı modda yansın ki trafikte görünürlüğünüz artsın, diğer araçlar sıkıştırmasın.

Sizin yokuş konusunda yazdıklarınızı okurken aklıma gelen yaşadığım bir olayı anlatayım. Milli bir bayramda bisiklet topluluğundan grup sürüşü rica edilmiş, bana da haber ulaştı katılım gösterir misiniz diye, kırmadım katıldım ama zaten kalabalık ve deneyimsiz sürücülerden başta gına gelmişti zaten ama tamamladım artık, bırakıp gitmek istemedim. Grup sürüşu sonunda oldukça dik bir yokuştan çıkılan manzaralı bir çay bahçesinde sonlandıralım dedik. Çoğu kişinin bisiklet vites oranları ve/veya kondisyonu veya tecrübeleri yetmediği için elinde çıkardılar tepeye. Çayımızı içtik çoğu kişi inmişti, arkamda bir iki kişi vardı bakımlı bisikletime ve disk frenlere güvenerek bisiklet üzerinde indim ve L şeklindeki yokuşun kısa ve dik kısmını inip sola dönmek üzereydim ki kadronun arka kısmı ve arka tekerimle karışık bir darbe ve bisikletle uçmakta olan biraz önce çay içtiğimiz grupta yer alan üniversiteli bir bayan arkadaşı gördüm. Kızcağız uçarak kafasını kaldırıma çarptı ama kaskı olduğu için yaralanmasa da epey afalladı. Başına toplananların arasına dalıp İyi olduğundan emin olduktan sonra bisikletime baktım kadroda pek bir şey yoktu, 90 derece çarptığı için çarpan bisikletin lastiği arka üçgene çarpıp benim jantı yamulttuktan sonra üstten aşmış. Tabi bu sırada benim sele de iç bacak ve kalça kısmımı acıtmıştı ama sonradan morarma vs başka sıkıntı olmadı. Arka tekerim ciddi akort gerektirecek duruma geldiyse de dedim "iyi ki kızcağız bana çarpmış" çünkü çarpmasa direkt olarak kaldırımın bitimindeki uçurumdan 5-6 mt uçup betona çakılacaktı. Muhtemelen bana çarpması hayatını kurtardı. Sonra biraz kendine gelince sordular fren tutmadı mı diye, panik yapmış, fren sıkmak aklına bile gelmemiş, zaten kurşun gibi çarptı, fren sıkmadığı belliydi. Bu ne zaman oluyor; kuvvetle ihtimal 2019'un 19 Mayıs'ı.

Yani demem o ki, bir bisikletli veya yayaya çarpıp duramazsanız, ya bir uçurumdan uçma ya da trafiğe dalıp ezilme durumu olabilir, iyice ustalaşmadan ve bisikletinizin bakımlı olduğundan emin olmadan (bakımlı fren ötmezdi mesela) tedbiri elden bırakmayıni dik yokuşları bisiklet elinizde inin, en azından iyice ustalaşana kadar. Kazasız belasız sürüşler dilerim.

çok teşekkürler,
sanırım yokuş inerken ayağa kalkamam kitlenip kalıyorum selede çünkü panikten.
kaskım var bisikletten sonra ilk aldığım şey oldu, kasksız asla süremem gibime geliyor, araba kullanırken de 50 mt gideceksem bile kemerimi takarım, ikaz ışıklarım da var ama gündüz de açmam gerektiğini bilmiyordum, öğrendiğim iyi oldu.
1- frenlerime baktırıyorum. aşağıda @Spartiat 'in eklediği videoyu izledikten sonra farkettim ön pabuçlardan biri diğerine göre tekere fazla yakın ve yamuk duruyor. ses çıkmasının sebebi muhtemelen o.
2- bisikleti elimde taşıyorum.
Komoot üzerinden palanga caddesine baktım yer yer %10 eğim gösteriyor. Bu tarz eğimlerde eğerki virajlıysa frenleme tekniğine hakim olmanız gerekiyor. Ağırlık merkezini arka tekere doğru kaydırıp ön ile arka freni %50 %50 sıkabilirsiniz.Deneyim kazandıkça ön freni sıkma konusunda da oranı artırabilirsiniz. Unutmayın sizi durduracak olan ön frendir, arka fren yavaşlamanızı sağlar. Viraja gelmeden virajı alabileceğiniz hızı, virajlı yolun kayganlığını, yol tutuşunu aklınızdan hesaplayın ve ona göre viraja gelmeden freninizi yapın. Virajda özellikle ön freni sıkmak çok tehlikelidir. Viraj içinde hızınız sonradan size yüksek geldiyse merkezcil kuvvet sizi virajda tutmaya yetmeyecektir bu durumda arka frenle kendinizi virajda tutabilirsiniz. Yol tutuşunuzun virajda iyi olduğunu düşünüyorsanız ve arkanızdan taşıt gelmiyorsa hızınızı pek kesmeden viraja içerden girip dışarıdan çıkarak viraj keskinliğini azaltabilirsiniz.
Korkunuzu yenmeniz için önce daha düşük eğimli yerlerde sonra virajlı eğimli yerlerde pratik yapabilirsiniz. Ani fren konusu her zaman önemli.Bunun da mutlaka pratiğini yapın. Durmak için 10 saniyeniz olduğunda veya 2 saniyeniz olduğunda frenleme biçimi değişiyor.
Sizin bacaklarınız titremesi korkudan heyacandan vb. kaynaklı bir titreme. Uzun ve virajlı inişlerde ağırlık merkezini arkaya almamızla birlikte yük; kalça ayak gibi kemiklerden eklemlere daha fazla biner ve eklemleri stabilize etmeye çalışan kas grupları yorulacağı için titreme normaldir.

çok teşekkürler,

tüm dediklerinizi ben aklımdan hesaplayamam bence şuanki tecrübemle(1 sürüş) ,
belki büyükada'ya gidip orda deneyebilirim dediklerinizi en azından araç trafiği olmayan bir yer kendimi daha güvende hissederim gibi geldi. yokuş inerken ani fren yapsam ama takla atmaz mıyım diye düşünüyorum. en fazla hangi hızdan sonra fren yapmak tehlikeli mesela
Frenin ses çıkarması yüksek olasılıkla pabucun tam düz basması ya da ters açıyla basmasından, düşük olasılıkla da beklemekten ya da madde bulaşmasıyla özelliğini kaybetmesinden olabilir.
Fren pabuçları önü daha yakın, arkası daha uzak olarak ayarlanırsa ses büyük ihtimalle kaybolur. Şöyle:
(videonun başlangıcı konunun başlangıcına ayarlı)
çok teşekkürler, ben bunu kendim yapamam sanırım yaparım gibi geliyor ama bunu ayarlarken bilmeden başka bir şeyleri bozabilirim. en kısa sürede bir bisikletçiye götürüp yaptırıyorum.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Burak Uğurlu
çok teşekkürler,
sanırım yokuş inerken ayağa kalkamam kitlenip kalıyorum selede çünkü panikten.
kaskım var bisikletten sonra ilk aldığım şey oldu, kasksız asla süremem gibime geliyor, araba kullanırken de 50 mt gideceksem bile kemerimi takarım, ikaz ışıklarım da var ama gündüz de açmam gerektiğini bilmiyordum, öğrendiğim iyi oldu.
1- frenlerime baktırıyorum. aşağıda @Spartiat 'in eklediği videoyu izledikten sonra farkettim ön pabuçlardan biri diğerine göre tekere fazla yakın ve yamuk duruyor. ses çıkmasının sebebi muhtemelen o.
2- bisikleti elimde taşıyorum.


çok teşekkürler,

tüm dediklerinizi ben aklımdan hesaplayamam bence şuanki tecrübemle(1 sürüş) ,
belki büyükada'ya gidip orda deneyebilirim dediklerinizi en azından araç trafiği olmayan bir yer kendimi daha güvende hissederim gibi geldi. yokuş inerken ani fren yapsam ama takla atmaz mıyım diye düşünüyorum. en fazla hangi hızdan sonra fren yapmak tehlikeli mesela

çok teşekkürler, ben bunu kendim yapamam sanırım yaparım gibi geliyor ama bunu ayarlarken bilmeden başka bir şeyleri bozabilirim. en kısa sürede bir bisikletçiye götürüp yaptırıyorum.
Kendi pratiğimden bahsedeyim. Önüme birden çocuk, kedi vb. çıktığında ağırlığımı arkaya verme sürem olmadığından arka freni tamamen sıkıyorum ,ön freni daha az sıkıyorum.Arka taraf havalanacak gibi olacaksa hissedersem ön freni biraz daha gevşetiyorum. Çarparsam çarpayım en azından takla atmayayım diye bakıyorum. Eğer 3 5 sn reaksiyon sürem olursa bu sefer ağırlığımı hemen arkaya verip ön freni daha kuvvetli sıkıyorum.Arka freni tama yakın sıkıyorum. Hem kaymıyor hem duruyor. Daha uzun süre varsa normal frenleme yapıyorum.

Önünüze çıkabilecek bir şeye karşı tam önünüzde çukur, taş var gibi hayal edip gidonu sağa ve sola ani kırarak önünüzdeki şeyden ön ve arka tekerinizi kurtarma antrenmanı yapabilirsiniz. Çünkü frenleme ile birlikte önünüzdeki tehlikeden kaçabilme becerinizin de iyi olması gerekiyor.

En fazla hangi hız diye bir şey yok maalesef. Kullanma süreniz arttıkça frenlediğinizde bisikletinizin dengesizliğinden(arkasının kalkacak gibi olma durumu) otomatik olarak sıkma biçiminiz gelişiyor.
 
Dün bende bir şanssizlik yaşadim. Yol bisikleti ile yogun trafikte 30 35 km civari hizla ilerlerken arkamdaki aracin bana cok yaklaştigıni hissettim. Ve dikkatim dagildi bi an. Göz ucuyla arkama bakayim derken önümdeki araç fren yapti tam bu sirada , onu kacirip bende geç fren yapinca mesafe kalmadi arka lastik kilitlendi kaydi ve tampona vurdum düştüm. Allahtan bişey olmadi ama yinede arkayi dinle , dönüşler dısinda önden gözlerini kacirma mottosunu tekrar hatirladim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
merhaba,

Öncelikle kendimi tanıtayım ben meltem, 27 yaşımdayım. bir yıl önce bisiklet aldım, bi ay kadar hobi olarak sürdüm, sonra başıboş köpeklerden korktuğum için bıraktım. aradan aylar geçti istanbula taşındım.
Bisikletim Mosso Legarda 2124 v fren, hobi-spor amaçlı bisiklet sürmek istiyorum.
Haftada 2-3 kez 20 km kadar yeterli şimdilik.

En büyük korkum "acaba araçlar bana zarar verir mi?" iken başıma gelecekleri bilmiyordum.......(not trafikte hiç bisiklet kullanmadım daha önce)
4 gün once istanbul'da ilk sürüşümü gerçekleştirdim. 30 saniyede aklım çıktı, Ortaköy Palanga Caddesi kabusum oldu. İnanılmaz dik bir inişi var bence oranın eğimi %40 falan, hızım kaçtı bilmiyorum ama benim hissettiğim sanki 50km/saat falandı ama belki de 20 idi hiç bilmiyorum, bacaklarım zangır zungur titriyor, frene basıyorum sokak inliyor frenden çıkan sesle, acaba frenlerimde mi bir sorun var hiç bilmiyorum inanılmaz ses çıkarttı yani anlamadım neden, sanki fazla frene bassam da düşecek gibi olurum diye de düşündüm inanılmaz dik çünkü, indikten sonra durup 2 dk sakinleşmeye çalıştım. (nabzım 175 olmuştu not: evden çıkalı 2 dk olmadı) aslında inmem gereken mesafe 300 mt kadar, 300 mt yi atlatsam düz yola geçiyorum. öyle böyle indim o sefer ama bir daha o yoldan inmeye asla cesaretim yok. Alternatif yol aramaya başladım ve buldum ama bu sefer de hem yine inanılmaz dik bi iniş yapıcam hem de arnavut kaldırımında hem de daha uzun.. o da olmuyor.

Sonra bugün bir bisikletli gördüm sağa sola baka baka indi aşağı aynı yolu . dedim bunun bir taktiği tekniği mi var nasıl indi o kadar rahat!!!!
30 km/saat'ten hızlı bisiklet sürsem aklım çıkar gibime geliyor, araç trafiğine kapalı bir yerde belki olabilir ama öyle bir yer de yok zaten.

bisiklet sürmekten keyif alıyorum, devam etmek istiyorum ama
iniş yapma korkumu nasıl geçirebilirim? ya da daha kontrollü bir iniş için antrenman vs ne yapmalıyım yani var mı böyle bir şey, biri yardım etsin lütfen.
son çarem elimde taşıyacağım düzlüğe çıkana kadar.. o zaman da sıkılır bırakırım gibime geliyor.
yardım!

teşekkürler
Eğer acemi bir sürücü iseniz rampa aşağı hızlı bir şekilde yol alır iken fren sıkarsanız bu olay size kaza yaptırabilir. Yokuş başlangıcında frenleri hafif sıkarak inerseniz rampayı başınıza bir şey gelme ihtimali büyük bir ölçüde azalır. Size tavsiyem bir rampadan inmeye başladığınızda frenleri sıkarak inin en azından bisiklette alışına kadar. Ani fren sıkmaktansa önceden hafif bir şekilde sıkılmış bir fren ile rampa aşağı inmek her zaman daha güvenli olur.
 
Vites küçülterek motor freni yaparak... şaka bir yana frene belirli aralıklarla basmak fren ömrü açısından daha sağlıklı, ve yanlış bilinen bir algı var; ön frene basmak takla attırır gibi sözleri hepimiz duymuşuzdur fakat tamamen yalan..
Ön fren durmak için arka fren ise yavaşlamak için idealdir. Viraja girmeden önce frenle işimiz bitmeli ve virajdan çıkana kadar fren kullanmamalıyız.
 
Vites küçülterek motor freni yaparak... şaka bir yana frene belirli aralıklarla basmak fren ömrü açısından daha sağlıklı, ve yanlış bilinen bir algı var; ön frene basmak takla attırır gibi sözleri hepimiz duymuşuzdur fakat tamamen yalan..
Ön fren durmak için arka fren ise yavaşlamak için idealdir. Viraja girmeden önce frenle işimiz bitmeli ve virajdan çıkana kadar fren kullanmamalıyız.
Son 2 cümle hayati öneme sahip.
 
  • Beğen
Tepkiler: egesenkaya
şimdi bizim burda fren tecrübesi gerektiren 2 rampa var birisi oldukça eğimli ama kademeli 50 mt falan inip 20mt düz yolda gidip tekrar iniş yapıyorsunuz. hızlansanız bile aradaki düz yolda yavaşlama imkanınız oluyor.
gelelim 2. rampaya.

tahminimce %55 eğimi var ama kısa bir rampa (30 mt kadar) bisikletle inerken fren yapmazsanız hız olarak 25km/h girdiyseniz 60-65 km/h çıkıyorsunuz.
tırmanmanın imkanı yok. tam 4 defa denedim. seleden 2cm yükselip ağırlığı çok az geriye verince önü kalkıyor takla atacak gibi oluyor. ağırlığı çok az öne kaydırırsanız bu sefer arka teker patinaja düşüyor. ağırlığı kaydırmadan normal oturuş pozisyonuylada pedala tam güç veremediğiniz için kalıyor gitmiyor. yani hiçbir türlü çıkılmıyor.
 
Geçtiğimiz sene Zafer Akçay'ın videolarına denk gelmiştim. Motosiklet üzerine videoları var ama verdiği viraj tekniklerinin çoğu bisiklette benim çok işime yaradı. Vakit ayırıp söylediklerine kulak vermeniz yararınıza olur. (link)

Bisikletle virajlı yollardan inmek benim için çok büyük bir zevk. Yokuş çıkarken kurduğum bisiklete karşı nefret söylemleri içeren sözlerin birini dahi hatırlamıyorum inişte :) Öncelikle bisikletinizin ayarları, lastikleri ve frenleri iyiyse korkulacak bir şey yok. Kendinize güvenmelisiniz ve bisiklet için güvenli sayılacak hızları aşmamalısınız. Bu hızlar tecrübesiz kişiler için 40 km ile başlar yeri gelir tecrübeli sürücüler için 70 e kadar çıkar ama üstünü kesinlikle tavsiye etmem. Diğer şartımız ise ne kadar çok iniş yaparsanız o kadar ustalaşırsınız. Rampalardan korkmayın. Bisiklet kullanmanın en güzel yanları rampalardır. Ne kadar çok tırmanıp inerseniz o kadar iyi bir inişçi olabilirsiniz(tırmanırken edindiğiniz kondisyon daha da güzeli). Son olarak söylemek istediğim ise motorsporlarına ilgisi olanların daha iyi viraj alacağıdır. Bu insanlar formula izlerken yarış çizgisi dediğimiz virajlarda en az direksiyon manevrasını yapmaya yönelik hayali çizgiyi iyi öğrenirler. Biraz formula izlemelisiniz :)
 
Bende de Legarda V fren var ve dik yokuş ben de iniyorum.... Yukarıda yazılanlara pek de ilave edilecek birşey yok ama özetle:
- Vücut ağırlığını arkaya almakta fayda var. Biraz tecrübe gerektiriyor.
- Dik yokuşlarda ön ve arka freni aynı anda sıkarım. Ön frenlerin birden sıkılması tehlikeli ve fren kuvvetine dikkat etmek gerekiyor.
- V frenleri kilitlemeden sınırda sıkmak gerekiyor, esasında bu her fren için geçerli. V frenler kolay kilitlenmez demişler ama Legarda yeni olunca çok da kolay kilitleniyor, fren gayet güzel çalışıyor.
- V frenlerden az-çok ses çıkıyor. Fren tuttuğu sürece panik yapmaya gerek yok... Çok ses çıkıyorsa ayar yapılır.

Benim küçük oğlumum lastikleri daha kalın olmasına rağmen, frenleri kilitlemeden yokuş inemiyor. Frenlerin tam o tutma noktasını hissedemiyor ve arka lastik kontrolden çıkıyor. Onunla çıktığımda dik yokuşu yürüyoruz.
 
Freni kilitlemekten çekinenler modülatör kullanmayı deneyebilir. Shimano dokümanlarında sık sık önerildiğini görüyorum ama ben net hissi tercih edip o süngersi histen nefret ettiğimden kullanmıyorum.

SM-PM40: For V-BRAKE (MTB use) - (link)
SM-PM50: For mechanical disc brake (city use) - (link)
SM-PM60: For V-BRAKE (city use)
SM-PM70: For V-BRAKE (trekking use) - (link)

((link))

graph-en.JPG
 
Kinetik sürtünme katsayısı neye ne kadar izin verirse o kadar yavaşlarım.Ayrıca haşortmanlarımın inişte şişerek rüzgara karşı gösterdiği drag kadar.
 
İkisine birden basarım. Yolun durumuna göre önceliğim vardır fakat ön freni genelde daha çok sıkarım.
 
Benim okulumun yolunda da bu tip sağlam bir yokuş var inerken balataları yaka yaka hızı kontrol ediyorum ön ve arka frenleri eşit kuvvetlerde arada bir basıp çekerek. Yol üzerindeki ilk viraja kadar olan eğim yokuşun kalanına göre daha sert ve o ilk viraj da biraz keskin genelde o virajı döndükten sonra frenleri salıp Allah ne verdiyse basa basa iniyorum sadece yol üzerindeki 3-4 virajda önce biraz fren ile yavaşlıyorum o kadar. Viraj üzerinde yavaşlayacaksam arka freni biraz daha fazla, önü biraz daha az sıkarım ki ön tekerleğe ağırlık çok yığılmasın, manevra yeteneğimi koruyabileyim. Başıbüyükten idealtepeye giden o yolu bilen bilir.
 
Alternatif yol aramaya başladım ve buldum ama bu sefer de hem yine inanılmaz dik bi iniş yapıcam hem de arnavut kaldırımında hem de daha uzun.. o da olmuyor.

Arkadaslar inis teknigini ve frenlemeleri gayet guzel anlatmis, tekrara dusmeyeyim. Ben de ayni rotayi kullaniyorum, ilk indigim zaman tedirgin olmustum ama pratik yaptikca cidden kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Zaten Yildiz Parkinin kapisina kadar daha az egimli bir yol, birkac turdan sonra fren teknigine alisacaginizi dusunuyorum. Yine de iciniz rahat etmezse alternatif olarak Barbaros Bulvarini deneyebilirsiniz.
 
Arkadaslar inis teknigini ve frenlemeleri gayet guzel anlatmis, tekrara dusmeyeyim. Ben de ayni rotayi kullaniyorum, ilk indigim zaman tedirgin olmustum ama pratik yaptikca cidden kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Zaten Yildiz Parkinin kapisina kadar daha az egimli bir yol, birkac turdan sonra fren teknigine alisacaginizi dusunuyorum. Yine de iciniz rahat etmezse alternatif olarak Barbaros Bulvarini deneyebilirsiniz.
teşekkürler, yalnız olmadığımı bilmek güzel.
ben tam caddenin sonunda oturuyorum, yani barbarosa geçmek için o yokuşu çıkmam lazım ki bu kondisyonla zor, caddenin sonunda eğim artıyor ve viraj var ve trafik çift yön akıyor, yol dar, çok panik bir insanım, bisiklet hakimiyetim artana kadar orayı kullanmam sanırım bu korkuyla uzun bir süre, ben en iyisi önce düz yolsa sürmeyi öğreneyim..
 
Çok idealist ve bilmiş bir mühendislik öğrencisiyim o zamanlar, Tülomsaş'ı ziyarete gitmiştik okuldan bir grupla birlikte. Lokomotifleri görüyoruz, hardcore makineler, imalathaneler falan derken kendimizden geçmişiz, kabarmışız da kabarmışız bir iki arkadaş, etrafımızdakilere şov yapıyoruz işte şu makine şu işe yarar, bu tezgah bunu yapar, bu motor bilmem kaç bin beygir güç üretir falan diye. Sonra ben o gazla bizi gezdiren mühendise biraz da alaycı bir tavırla, "Bu lokomotifler fren yaparken çıkan ısı enerjisinin depolanması için bir sistem kullanılması lazım, sonra bu enerjiyi lokomotifi hızlandırırken kullanabilirsiniz" diye 'dahiyane bir fikir' verdim. Çok babacan bir abiydi, sağolsun benim için çok daha vahim sonuçlanabilecek bu durumu beni mümkün mertebe kibarca bozacak şekilde "Yiğenim, bu iş için 100 küsür tonluk bu aleti nası götürcemden ziyade nası durdurcam diye düşünmeseydi bu insanlar, emin ol senin dediğin o sistemleri 600 kiloluk F1 arabalarında kullanmak kimsenin aklına gelmezdi" dedi.

Yani diyeceğim, fren önemli :) Benim gibi çok fazla bir tecrübesi olmayan biri için bisikletle nasıl daha iyi giderim, nasıl daha hızlı giderim, nasıl daha uzun mesafe giderimden önce bisikletle nasıl her şartta her koşulda iyi dururumu iyice öğrenmek gerekiyor. Burda bir çok arkadaşın anlattığı gibi evrensel teknikleri deneyimlemek önemli, ama daha da önemlisi bu teknikleri kendinize uygun hale getirecek şekilde değişiklikler yapmak. Bir pedal aşağıdayken mi daha kontrollü oluyorsunuz, iki pedal da aynı seviyedeyken mi daha kontrollü oluyorsunuz, selenin ne kadar arkasına kaymanız gerekiyor, seleden kalçayı komple mi ayırmak size daha iyi bir kontrol hissi veriyor yoksa seleden kalçayı ayırınca kendinizi rahat hissetmiyor musunuz, gidonun neresinden tutmak frenleri en iyi şekilde kontrol etmenizi sağlıyor, sık bırak şeklinde mi daha rahatsınız, sürekli basınç uygulayarak mı, vs. vs. bir çok detay var. Acil durumun ne zaman geleceği belli olmuyor, o yüzden riskleri iyi analiz edip geliştirdiğiniz önlemleri ara ara tatbik etmek şart.
 
"Bu lokomotifler fren yaparken çıkan ısı enerjisinin depolanması için bir sistem kullanılması lazım, sonra bu enerjiyi lokomotifi hızlandırırken kullanabilirsiniz" diye 'dahiyane bir fikir' verdim. Çok babacan bir abiydi, sağolsun benim için çok daha vahim sonuçlanabilecek bu durumu beni mümkün mertebe kibarca bozacak şekilde "Yiğenim, bu iş için 100 küsür tonluk bu aleti nası götürcemden ziyade nası durdurcam diye düşünmeseydi bu insanlar, emin ol senin dediğin o sistemleri 600 kiloluk F1 arabalarında kullanmak kimsenin aklına gelmezdi" dedi.

Regenerative braking, motor freni, KERS (F1 için), vs adına ne derseniz deyin, modern elektrikli lokomotiflerde uygulanıyor. Türkiye'deki elektrikli trenlerde mevcut. Hatta iyi verim de elde ediyorlar diye biliyorum. Diğer araçlarla kıyaslandığında trenlerin durma mesafesi uzun olduğundan, geri dönüşüm frenini uygulamak için nispeten uzun zamanları var ve dolayısıyla daha verimli oluyor. Yani sürtünmeye dayalı freni kullanmadan sadece motoru kullanarak durmak için yeterince zamanları var.

Nitekim jeneratör ve motor aynı cihazlardır, tek farkları birbirine göre zıt çalışmalarıdır. O yüzden motor freni uygulayarak elektrik enerjisi üretme bu işin fıtratında olan birşey, çok da orijinal bir fikir değil. Raylı taşımacılıktan çıktığı konusunda ise emin değilim... Asenkron yada endüksüyon motoru olarak bilinen ve günümüz elektrikli arabaların da ana elemanı olan motor 1800lü yılların icadıdır.

Bu arada trenler frenleme anında teker ve ray arasındaki sürtünme katsayısını arttırmak için kum kullanırlar. Tekerin önünde bildiğiniz bir kum haznesi var ve frene basınca oradan raylara kum akar.

Konuyu bisiklete bağlayalım... Günlük işe gitmek için elektrikli bisiklet hayalim var, ama cesaret edemiyorum. Elektrikli bisikletlerde de bu teknoloji mevcut ama maliyetli olduğundan bizim buralarda yok.

Not: Isı enerjisi değil de, kinetik enerji elektrik enerjisine dönüştürülüp depolanıyor. Araçlarda ortaya çıkan ısı enerjisini depolayabilsek zaten yeni çağ açmış oluruz. Frenleme örneğinde ısı oluşumunu kısmen engellemiş oluyoruz ama içten yanmalı motorlarda ısı kaybı aşırı yüksek.
 
  • Beğen
Tepkiler: Umur Bora ve ag249
Geri