Yol bisikletine geçtikten sonra yaşadığınız değişimler

emreipekci demiş ki:

hocam öncesi ve sonrası resimlerde aynı forma var sanırım. bende kilo verirsem yeni forma masrafı olmasından korkuyorum 🤣🤣🤣🤣.
daha küçük bedene geçmediysen eğer çok iyi.

Hepsini görüntüle...

Baktım olmuyor entari gibi yeni forma masrafına girdim ne yazık ki.😢

bundan sonra ona transforming35 diyoruz.

Yol bisikleti herkesi değiştirdi, bi onu değiştiremedi. Çizgisini hiç bozmadı, bulduğu gidona bim poşeti asmaya devam etti. Ne karbon olması ona engel oldu ne de mercedes olması. İstikrarlı bir şekilde bim poşeti asmaya devam etti.

Burak Uğurlu demiş ki:

Aksine bir tık büyük kadro. Her iki Pedal da here paralel olduğunda gidonu çevirdiğinizde (brlirli bir açıdan sonra) ayağının ucu ön lastiğe sürmeyen var mı? Ben görmedim çünkü. O yüzden dedim çok keskin viraj ya da sokak dönüşü diyeyim ya da 360 derece dönüş diyeyim, bunları yaparken yol bisikleti de ayak engel oluyor diye

Hepsini görüntüle...

Sanırım fotolar her şeyi açıklar. Bir önceki mesajımda da yazmıştım, kadro açıları farklı olduğundan tekerler arası iz mesafesi değişir. Fotolarda görülen iki bisikletinde kadro ölçüleri aynı ama pedal teker arası boşluk görülüyor.

Gravelda benimde çarpıyor hatta bu yüzden on camurlugu arkaya takip arkayı saattım ve ön için kadro altı camurluga geçtim

bende yaklaşık 2 aydan fazladır iyi-kötü yol bisikleti kullanıyorum. riverside 500'den triban 520'ye geçiş yaptım. fren, hız yapma-durma aralığı gibi şeylere alışmam hala devam ediyor. alıştıkça da daha çok hoşuma gitmeye başladı yol bisikleti. en son 50 km sürüşten sonra kolumda omzumda ve kalçamda 3-4 günde geçmeyen ağrılar oldu. sonra bisiklete göre oturuşumu düzelttim. ağrılarım giderek azaldı. hafta sonu da 70 km'lik bir sürüş yaptım hiçbir ağrı olmadı. yol bisikletiyle grupça sürmeme rağmen 24 km ortalama yapmışım. bence başlangıç için gayet iyi . bisiklete alışınca bikepacking çantaları alıp birkaç hafta belki birkaç ay yollarda sürüş yapasım var.

ben şahsen beğendim yol bisikletini.

erdem1424 demiş ki:

bende yaklaşık 2 aydan fazladır iyi-kötü yol bisikleti kullanıyorum. riverside 500'den triban 520'ye geçiş yaptım. fren, hız yapma-durma aralığı gibi şeylere alışmam hala devam ediyor. alıştıkça da daha çok hoşuma gitmeye başladı yol bisikleti. en son 50 km sürüşten sonra kolumda omzumda ve kalçamda 3-4 günde geçmeyen ağrılar oldu. sonra bisiklete göre oturuşumu düzelttim. ağrılarım giderek azaldı. hafta sonu da 70 km'lik bir sürüş yaptım hiçbir ağrı olmadı. yol bisikletiyle grupça sürmeme rağmen 24 km ortalama yapmışım. bence başlangıç için gayet iyi . bisiklete alışınca bikepacking çantaları alıp birkaç hafta belki birkaç ay yollarda sürüş yapasım var.

ben şahsen beğendim yol bisikletini.

276193 dosyayı görüntüle

Hepsini görüntüle...

Hocam keyifli sürüşler ama hoodlar çok yukarıda. Gidonu ayarlamanızı öneririm.

kyucel demiş ki:

Sanırım fotolar her şeyi açıklar. Bir önceki mesajımda da yazmıştım, kadro açıları farklı olduğundan tekerler arası iz mesafesi değişir. Fotolarda görülen iki bisikletinde kadro ölçüleri aynı ama pedal teker arası boşluk görülüyor.

276184 dosyayı görüntüle276185 dosyayı görüntüle276186 dosyayı görüntüle276187 dosyayı görüntüle276188 dosyayı görüntüle

Hepsini görüntüle...

Tamam işte dediğimi açıklar. 😁

Alttaki resim sele yükseklik ayarı için yapılmış ama ben bu resimden şu bilgi için de yararlanabilirim.
(Gerçi bilmeyen yoktur, ama bisiklete yeni başlayanlar oluyor, onlar için yazayım).
Pedal soldaki gibi çevriliyorsa, ayak ön tekere çarpar. Ayak tabanınızı pedala basarken ayak çukurunu değil, ayak ucuna doğru parmakların hemen önündeki kemikli tabanı kullanın. Yani sağdaki gibi basın.
Doğru olanı pedalı sağdaki görseldeki gibi çevirmektir. Kilitli pedallar tam olarak bu şekilde kullanmamızı sağlar.

suyunsesi demiş ki:

Alttaki resim sele yükseklik ayarı için yapılmış ama ben bu resimden şu bilgi için de yararlanabilirim.
(Gerçi bilmeyen yoktur, ama bisiklete yeni başlayanlar oluyor, onlar için yazayım).
Pedal soldaki gibi çevriliyorsa, ayak ön tekere çarpar. Ayak tabanınızı pedala basarken ayak çukurunu değil, ayak ucuna doğru parmakların hemen önündeki kemikli tabanı kullanın. Yani sağdaki gibi basın.
Doğru olanı pedalı sağdaki görseldeki gibi çevirmektir. Kilitli pedallar tam olarak bu şekilde kullanmamızı sağlar.

Hepsini görüntüle...

sağdaki gibi de olsa , soldaki gibi de olsa, ayak en önde duruken, eğer gidon çevrilirse ayağa çarpar.. elbette şürüş esnasında gidon o kadar dönmez, o ayrı.. ancak bmx üzerinde hareket yaparsanız döner, o da konudışı zaten...

Burak Uğurlu demiş ki:

Aksine bir tık büyük kadro. Her iki Pedal da here paralel olduğunda gidonu çevirdiğinizde (brlirli bir açıdan sonra) ayağının ucu ön lastiğe sürmeyen var mı? Ben görmedim çünkü. O yüzden dedim çok keskin viraj ya da sokak dönüşü diyeyim ya da 360 derece dönüş diyeyim, bunları yaparken yol bisikleti de ayak engel oluyor diye

Hepsini görüntüle...

Sizi yanlış anladıysam şimdiden kusura bakmayın.
Bu konuyu bir motor binicisi olarak şöyle özetleyebilirim;
iki tekerlekli bir araçta bizler dönüş yapabilmek için belli bir hızın üzerine çıktıktan sonra kontra hareketini uygulamamız gereklidir
Çünkü motoru döndüren şey kontra hareketidir. Bisiklette de böyle olduğunu biliyorum. belli bir hızdan kastım da 20 km kadarlık bir hız yeterlidir.
20 km hızdan sonra araç jiroskopik etkiye girer ve artık kendi başına gitmeye başlamıştır. Size sadece onu yönlendirmek kalır.

Bisiklet binmeye 20 yıldan sonra yeniden başladığım için düşük hızlardaki dönüş esnasında ön tekerleğin ayak ucuna değmesi
muhtemelen kontra verebilecek kadar jiroskopik etkiye maruz kalamadığı içindir diye mantık yürütüyorum.
Motor bindiğinizde ise düşük hızda ön teker ayak ucuna sürtmez, fakat gidonun yapısı itibari ile depoya çarpma ihtimaliniz bulunur.

Yol bisikleti tecrübemi farklı bir perspektiften bakarak maddeler halinde sıralayacak olursam;

1. Erken yatıp, erken kalkma disiplinine katkı sağlıyor.
2. Düzenli spor yaptığımız için kilo verme ve fit kalmaya faydası var.
3. Sizin gibi düşünen, hayata sizin pencerenizden bakabilen insanlarla tanışma ve kaynaşma imkanı sağlıyor.
4. İnsan anatomisinin ne kadar kusursuz ve mükemmel olduğunu, performanslı bir şekilde bisiklet sürebilmenin yaş ile sınırlanamadığını, vücuduna bakarsan onunda sana bakacağını ispatlıyor.
5. Bol bol ülkemizin ekonomisini yakinen takip etme ve yurt dışı pazarlarına yönelme, küresel ölçekte, bisiklet sporu nerede, federasyonlar ve yetkililer ne iş yapıyor veya yapmıyor, düzenlenen profesyonel ve amatör yarışlar, malzeme üretimi ve tedariki vs konularında dünya nerede, biz neredeyiz sorunsalını gündeminizden düşürmüyor ( malum dövizin istikrarlı bir şekilde yükselişte olması da cabası )
6. Özellikle trafikte bisiklet sürmenin ne kadar zor olduğunu, her an her yeri kontrol etmeniz gerektiğini, buna karşılık seyir halindeki şoförlerin ne kadar umursamaz ve dikkatsiz olduklarını fark etmenizi sağlıyor.
7. İşe bisiklet ile gidip gelirken, iş arkadaşlarınızın '' olm o kadar yol gidilir mi? olm o tayt ne lan? üşümedin mi? yanmadın mı? '' gibi sorularına maruz kalıyor ve aslında insanların sizin hakkınızda ne düşündüklerini umursamamanız gerektiğini fark etmenize yardımcı oluyor.

Samet M. demiş ki:

Hocam keyifli sürüşler ama hoodlar çok yukarıda. Gidonu ayarlamanızı öneririm.

Hepsini görüntüle...

teşekkür ederim. aynen hocam hoodlar yukarıdaydı ayarladım onu biraz daha iyi oldu şimdi

gunerokn demiş ki:

Sizi yanlış anladıysam şimdiden kusura bakmayın.
Bu konuyu bir motor binicisi olarak şöyle özetleyebilirim;
iki tekerlekli bir araçta bizler dönüş yapabilmek için belli bir hızın üzerine çıktıktan sonra kontra hareketini uygulamamız gereklidir
Çünkü motoru döndüren şey kontra hareketidir. Bisiklette de böyle olduğunu biliyorum. belli bir hızdan kastım da 20 km kadarlık bir hız yeterlidir.
20 km hızdan sonra araç jiroskopik etkiye girer ve artık kendi başına gitmeye başlamıştır. Size sadece onu yönlendirmek kalır.

Bisiklet binmeye 20 yıldan sonra yeniden başladığım için düşük hızlardaki dönüş esnasında ön tekerleğin ayak ucuna değmesi
muhtemelen kontra verebilecek kadar jiroskopik etkiye maruz kalamadığı içindir diye mantık yürütüyorum.
Motor bindiğinizde ise düşük hızda ön teker ayak ucuna sürtmez, fakat gidonun yapısı itibari ile depoya çarpma ihtimaliniz bulunur.

Hepsini görüntüle...

Şöyle ifade edeyim daha açık olur. Bisikletle yabaşlayıp 1 araba şeridi içerisinde 180 derece dönüş yapma esnasında dağ bisikletinde Pedal cevirmeye devam ederseniz ayağınıza lastik sürtmeyecek çok yüksek ihtimalle. Yol bisikleti ile bunu yaptığınızda bir yerde pedallamayı durdurmazsanız sürtme gerçekleşecek. Elbette 20kö gibi bir süratte o kadar gidonu kırıp dönüş yapılmaz ama daha aşağı süratlerde manevra yaparken karşılaştığım bir durum olduğu için belirtmiştim sadece. Kadro boyunun ufak olması değil de muhtemelen lastikler nispetten daha büyük ve aks aralığı daha dar olduğu için anyakola dha yakın olan ön tekerde bu durum var.

Konuya iki ufak katkıda bulunmak istiyorum:

1. Belli bir hızdan sonra (örn., 25-30 km/h) dönüşlerde dönüş tarafındaki dizinizi yana doğru açmanız, dönüş yönüne daha fazla yatmanızı sağlar ve çok daha hızlı ve korkmadan virajları alabilirsiniz. Viraj açısı daraldıkça bacağınızı o oranda açıyorsunuz ve artık elleriniz değil bacağınızın açıklığı dönüşünüzü sağlıyor hissine kapılıyorsunuz. Yol yarışlarında bunu gözlemleyebilirsiniz. Motor yarışlarında bunu daha radikal olarak izlemek mümkün.

2. Yol bisikleti sizi hep hıza zorladığı için, şehir içinde de otomatikman ve siz farkına varmadan hızınız yüksek oluyor. O nedenle slalom yapmak vs. için daha fazla mesafeye ihtiyaç duyuyorsunuz. Eğer sehir içinde bu kendiliğinden hızlanma sarmalından kendinizi kurtarabilirseniz yol bisikleti belki sehir içinde MTB'den çok daha kıvrak olacaktır. Her ani hareketten sonra bir pedal basışıyla ileri atılabileceği için kendini ağır ivmelenen bir MTB'ye göre çok daha çabuk toparlayabilecektir. Bunun en aşırı örneği de fixie bisikletler.

Her şeye rağmen yine de dikkat ve hız kontrolunu elden bırakmamak gerekiyor.

makaram demiş ki:

Yol bisikleti herkesi değiştirdi, bi onu değiştiremedi. Çizgisini hiç bozmadı, bulduğu gidona bim poşeti asmaya devam etti. Ne karbon olması ona engel oldu ne de mercedes olması. İstikrarlı bir şekilde bim poşeti asmaya devam etti.

Hepsini görüntüle...

@mariokaldato sana diyoz

@Cotyoran52 Bende de bel fıtığı var. Benim durumumda MTB'de daha dik oturduğumdan dolayı ağırlığın büyük bölümü selede oluyor ve bele daha çok yük bindiğini hissediyorum. Yol bisikletinde daha eğilerek oturduğum için ağırlığım hem seleye hem de gidona dağıldığı için daha konforlu bir sürüş sağlanıyor. Ama yoldaki her girinti çıkıntıya dikkat etmeniz gerekiyor. Yoldaki çatlaklara bile dikkat etmek gerekiyor. Benim en korktuğum şey ani frende arka tekerin kilitlenip skidding denilen hadisenin meydana gelmesi. Geçen yaz virajda önüme kedi çıkınca ani frenlemeden dolayı kötü bir kaza yaşadım. MTB'de V frenlerin konforunu aramıyor değilim. Frenler, yol bisikletine yeni başlayanların kesinlikle çalışması gereken bir konu.

erhan erhan demiş ki:

@Cotyoran52 Bende de bel fıtığı var. Benim durumumda MTB'de daha dik oturduğumdan dolayı ağırlığın büyük bölümü selede oluyor ve bele daha çok yük bindiğini hissediyorum. Yol bisikletinde daha eğilerek oturduğum için ağırlığım hem seleye hem de gidona dağıldığı için daha konforlu bir sürüş sağlanıyor. Ama yoldaki her girinti çıkıntıya dikkat etmeniz gerekiyor. Yoldaki çatlaklara bile dikkat etmek gerekiyor. Benim en korktuğum şey ani frende arka tekerin kilitlenip skidding denilen hadisenin meydana gelmesi. Geçen yaz virajda önüme kedi çıkınca ani frenlemeden dolayı kötü bir kaza yaşadım. MTB'de V frenlerin konforunu aramıyor değilim. Frenler, yol bisikletine yeni başlayanların kesinlikle çalışması gereken bir konu.

Hepsini görüntüle...

Evet bele daha fazla yük binmiyor gibi ama eğilerek omurlara flex hareketi veriliyor, zarar verebilir, omurları daha da açabilir. Ama siz öyle konforlu hissediyorsanız da birşey diyemem tabi olabilir. Ben de bir ara denemek istiyorum, beğenirsem geçebilirim

Haluk Eke demiş ki:

Konuya iki ufak katkıda bulunmak istiyorum:

1. Belli bir hızdan sonra (örn., 25-30 km/h) dönüşlerde dönüş tarafındaki dizinizi yana doğru açmanız, dönüş yönüne daha fazla yatmanızı sağlar ve çok daha hızlı ve korkmadan virajları alabilirsiniz. Viraj açısı daraldıkça bacağınızı o oranda açıyorsunuz ve artık elleriniz değil bacağınızın açıklığı dönüşünüzü sağlıyor hissine kapılıyorsunuz. Yol yarışlarında bunu gözlemleyebilirsiniz. Motor yarışlarında bunu daha radikal olarak izlemek mümkün.

2. Yol bisikleti sizi hep hıza zorladığı için, şehir içinde de otomatikman ve siz farkına varmadan hızınız yüksek oluyor. O nedenle slalom yapmak vs. için daha fazla mesafeye ihtiyaç duyuyorsunuz. Eğer sehir içinde bu kendiliğinden hızlanma sarmalından kendinizi kurtarabilirseniz yol bisikleti belki sehir içinde MTB'den çok daha kıvrak olacaktır. Her ani hareketten sonra bir pedal basışıyla ileri atılabileceği için kendini ağır ivmelenen bir MTB'ye göre çok daha çabuk toparlayabilecektir. Bunun en aşırı örneği de fixie bisikletler.

Her şeye rağmen yine de dikkat ve hız kontrolunu elden bırakmamak gerekiyor.

Hepsini görüntüle...

Haluk abi. Gene klasını konuşturdun. Böyle ince doneler ile yeni başlayan ve genç bisikletçilere çok güzel teknik öneriler veriyorsun. Benim senden ricam. "Yol bisikleti konusunda tavsiyeler" adı altında bir başlık açıp böyle birikimlerini gençler ve yeni başlayanlar ile paylaşman. 50 yaş üzeri bisiklet sporcusu abilerimiz de bu başlık altına iştirak ederse tadından yenmez. Şahsım adına konuşmak gerekirse; Ben böyle bir başlık olsun çok isterim. Saygılar, sevgiler ve teşekkürler.

Motivasyon artıyor. Benim için en önemlisi bu.