Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Alüminyum vs. Karbon kadro

Zenginsen full karbon. Çatlar mı kırılır mı değer mi deymez mi düşünme. Az çok paran var ise süper karışım alüminyum kadro, karbon maşa birde karbon sele borusu vs olursa tadından yenmez. Eh paran az ise full 6061 alaşım alüminyum alırsın. Hangisi daha iyi dersen elbette daha rijit olan karbon tabiki.
 
Scudo
Daha iyi jant setli,daha iyi grup setli aluminyum kadrolu bisiklet mi yoksa aynı markanın aynı fiyattaki daha kötü jant setli daha düşük grup setli karbon bisikleti mi?
Grup set ve jant seti aynı olmak şartıyla fiyatı fazla olmasına rağmen karbon derdim
 
  • Beğen
Tepkiler: İsmail Selçuk
@hamlet2006
@Fırat Ç. Aynı fiyattaki diye belirttim :)Bir daha cevapla ;)
 
Çelik vs karbon fiber dayanıklılık testi.


Görüldüğü gibi istenildiği zaman çok daha sağlam üretilebiliyor. O yüzden bir kadroyu baz alıp kırılgan demenin temeli yok.
 
Bende aluminyumdan karbona geçeceğim bakalım memnun kalacakmıyız Hemde MTB :)
Alınca uzun dönem kullanımıda paylaşacağım
03_02_CAPRA_CF_PRO_chalkwhite_blackmagic_34front_driveside_1920x1168.jpg
 
Şu haftasonu bi gelsin eğer verirlerse fuardan sonra deneyimlerimi sizlerle paylaşacsğım umarım çok bir fark yoktur
 
Tabii ki karbon olacak. Aluminyum, çelik, demir neymiş tornacı mıyız biz? Sporcuyuz. O halde Zeki Çevik ve Ahlaklı olacağız.
-Zeki olalım, karbon seçelim. Daha hafif, daha çabuk hızlanırız.
- Çevik olalım, karbon seçelim. Daha çabuk hızlanırız dedik ya
-Ahlaklı olalım, torna tesviyeciler, motor rektifiyeciler, sanayii ustaları genelde ağzı bozuk tipler olur (Benim arabayı tamire götürdüğüm serviste usta aracı tamir ederken çömeldi ve zaaart diye dükkanın orta yerinde afedersiniz os.rdu.) teşbihte hata olmaz hepsi böyle değil ama biz de sanayi ustası değiliz. O zaman demir çelikle işimiz olmaz. Tabii ki karbon seçeceğiz.

Tamam demeki ki neymiş? Karbon bize lazım olan şey. yarın öbür gün marbon çıkar, zirgon çıkar, onu seçeriz.

Evet. Boşver parayı biz istiyoruz ya önemli olan bu zaten. İsteyene veriyorlar.

Çelik gövdeli bir bisikletle en uzaktaki markete gidip 1 kilo elma alıp geri gelmek 25 dakikaysa karbon gövdeli bisikletle aynı mesafeyi 23 dakikada kat ederiz. Yarışa da katılmıyoruz ki biz, ancak spor olsun diye dağa bayıra tırmanıyor veya şehir içinde tura çıkıyoruz. Tura çıktığımızda karbon bisikletle gezmek başka bir zevk tabii ki. Nasıl mı? örneğin, çelik gövdeli bir bisikletle ağaçlara kuşlara yapraklara bakıp doğanın eşsiz kokusunu ve seslerini içinize sindire sindire gezersiniz. Karbon bisikletle yola çıktığınızda gene aynı duyguları yaşarsınız. Ama bilirsiniz ki bisikletiniz karbondur. Doğa daha bir doğa değildir. Bisiklet karbondur. Evet bu önemli bir ayrıntı. Doğa aynı, koku aynı, sürücü aynı, bisiklet karbon.

Şimdi bu karbon bisikletle önümüze çıkan araba şak diye durunca ona çarpsak veya bir mazgala takılıp takla atsak ön maşayı kırdığımız zaman bize kaç lira masraf çıkaracak? Çelik / aluminyum bisikletin maşası ile kıyaslarsak eğer fiyatlar şu şekilde : 300 lira / 30 lira. Veya başka iki marka yazayım, 449 lira /150 lira.

Tamam, biz karbon istiyoruz da götürüsü getirisinden fazla ise ne halt etmeye karbon alıyoruz?
Karbon alanlara sözüm yok, almak isteyenlere de sözüm yok. Ama bir mantıklı olalım yani. Yarışçı adam zaten bunu tartışmaz bile. Parası çok olan da bunu sormaz. Orta halli olup da alabilecek parası olduğu halde bu bisikletleri almayanlar var, cimrilikten değil. Gerek yok adam gerek görmüyor. Adam zaten iki pedal çevirip sahile inecek doğaya çıkacak. Yemişim karbonunu şarbonunu. Benim için önemli olan bisiklettir. Bisiklet ise bir araçtır. Amaç değildir. Ben geçen indim sahile. Sıvadım pantolonun paçalarını çıkardım çorabımı ayakkabımı soktum ayaklarımı denize. Uzandım bir güzel kayalara daldım derin düşüncelere. Bunu karbon bisiklet mi yaptı? Veya aluminyum mu yaptı? O bir araçtır. Amaca uygun hizmet etmesi gereken bir araçtır.

Peki senin amacın nedir?


Bundan 1 ay önce balıkçılık hobimi tamamen bıraktım. Üyesi olduğum Türkiyenin en büyük balıkçılık platformunda dönen yazılar da burada dönenlerden hiç mi hiç farklı değildi. Sahte balıklarla av yapmak yeni modamız. Fakat sahtelerin de o kadar pahalı modelleri var ki inanamazsın. Fosforlu var kırmızısı var sarısı yeşili, gece karanlıkta parlayanı, hatta hiç patlamayanı, kokulusu, silikonlusu, büyük balık şeklinde olan, hamsi şeklinde olan, zargana gibi olan, ahtapot gibi olan, karides gibi olan, altı siyah üstü gri olup da farklı farklı aksiyonlar alan. Bir sahte balık ürüne göre 400-500 lirayı bulabiliyor. Ve sen bunu denize atıp başka balık yakalamaya çalışıyorsun. Evet, güzel zevkli yemle uğraşmıyor solucanla midyeyle uğraşmıyorsun. O kadar çok çeşit var ki hepsinden almak istiyorsun ve alıyorsun da.

Ama öyle bir durum daha var ki, sabah iş yapan sahte balık öğlen çalışmaz. Öğlen çalışan akşam çalışmaz. akşam iş gören yemlide işe yaramaz. Tüm bunlara farklı ürünler lazım. Hava basıncına duyarlı olan balıklar da duruma göre farklı yemlere yönelir veya hiç piyasaya çıkmaz. Sen her durum için 7-8 tane sahte balık alırsın, japonyadan getiririsin, kimisi 25 liradır kimisi 250 liradır. zamanla deforme olur. Denize atarsın bir yere takarsın gitti mi gider, geri de alamazsın. Kamış seçeceksin zaten ağırlık gene ayrı bir dert. Karbon alırsın yağmurlu havada kullanamazsın. ucuz alırsın esnemez, pahalı alırsın istediğin performansta değildir aksiyon veremezsin veya fazla yumuşaktır. satmak ister farklı bir modelini almaya çalışırsın yarı fiatına gider. Sürekli al/sat/değiştir. Makinalar da öyle. Kamış 500 gramdır, makina 450 gramdır, kurşun takarsın 100 gram etti 1 kilo her seferinde 1 kilo yükü at geri çek at geri çek yorulursun. Senin makinan 200ngrsm kurşunu çekmez benim makinam fazla hızlı döndürür balığı çekerken ağzını yırtarsın balık yakalayamazsın. Binbir tane dert.

1 karbon kamış aldım, 150 liraya
1 ucuz kamış aldım 40 liraya.
tabi bunlara 2 makina, bir sürü iğneler, kurşunlar, yemli yemsiz balığına göre farklı farklı takımlar, farklı tüy renklerinde çapariler dünya kadar alet edevat toplar düzenekler...

150 liralık karbon kamışla Allah inandırsın ne gecenin 02'sinde, ne gündüzün ortasında, akşam üzeri olsun yağmurlu olsun her türlü hava ve şartta 1 tane bile balık tutamadım. 40 liralık ucuz kamışla 4-5 kilo balık tutmuşluğum vardır.

Ben ne yaptım? 40 liralık kamış, 50 liralık makina, 2.5 liralık çapari, 1 tane de 3-4 liralık kurşunu attım denize, çek babam çek. Mis gibi taze balık. Pişir ye.
Öbür türlü ben lüfer yakalayacağım veya sıyırtma yapacağım, aman Mezgit gelsin aman karagöz varmış gidip yakalayayım, sabah erken saatte denizde olayım, akşam hava kararırken nehir kenarında olayım diye götümü yırttım anasını satayım. Delirme noktasına geldim. Bıraktım.

Hayattan zevk almaya bakın. Paranızın yettiği içinize sinen güzel bir ürün alın ve onu hayata geçirip maksimum fayda ile maksimum zevk almaya bakın.

İsterse altın, gümüş, karbon olsun, isterse su borusundan eğilerek bükülerek epoksiyle yapıştırılarak yapılmış olsun. Amaç ne ise ona göre ürün seçilmelidir. Hepimiz cebimizdeki parayla doğru orantılı olarak ürün seçeriz ama bu hiç doğru değildir. Bu konudaki tek tavsiyem parana göre hareket etme. İhtiyacına göre hareket et. eğer karbona ihtiyacın varsa git al. Ama yoksa beğendiğin içine sinen ürünü al, aradaki fazla kalan parayla da git Metro markete Carrefour'a 10 tane çocuk bisikleti al fakir mahallesinde dağıt. Ahiretin kurtulur.
 
30440818_432851537137479_5819467534823514455_n.jpg

57 km bugün bitti 1.30 saatte
55 km hız da yaptım arkana bakma git.
Carbon çok iyi mahzeme:)
 
Önemli olan karbon bisiklete binebilmek değil kırılınca yenisini alabilmektir
 
demir bisitlet tank gibidir her yere giresin, aliminyum bisitle iki üc düseresin bisiklet masasi ya saga ya sola cekmeye baslarsin , karbon da hic düsme bence kirilirsa ikinci eli var :harika:
 

Şöyle video gördüm ingilizcem pek iyi değil ama bu adam bisiklet dünyasının dexter'i gibi.
 
Geri