Karbonun ömrü

Karbon pahalı spor arabalarda var. Ust seviye arabalarda da kullanılıyo. Iyı bişey demek kı

osmancan71 demiş ki:

Karbon pahalı spor arabalarda var. Ust seviye arabalarda da kullanılıyo.

Hepsini görüntüle...

Karbon,en çok insanın yapıtaşında var.Ama bizdeki karbon kırılmaya çok daha müsait.Kırmayın birbirinizi

Özet geç diyenler için: ''Karbona karbon demem, karbon benim olmadıkça.''

Olay gayet güllük gülistanlık seyrederken deus ex machina giriveriyor; ''yollar yürümekle aşınmaz''a bağlanıyor. Oradan da Cem Yılmaz'ın bel fıtığı muhabbetine ─izlemediyseniz, bakın bir ara─ geçiliyor.

Ve bu gereksiz teşhisten sonra: Karbon bisiklet çıkar mı bize buradan, çelik v karbon kıyaslaması yapmaya çalışıyorken bu deus ex machinayla uğraşıyoruz. Bu konuyu birazdan kapatıp çıkacağım, kafamda kalan ne? Cem Yılmaz'ın bel fıtığı muhabbeti.

Arkadaşlar, gerek yok. Gayet güzelce konuşuluyor, tartışılıyor: Piyasa gergin, gündem gergin, kurtarılmış bölge olarak bari BisikletForum'a girdiğimizde gereksiz tartışmalar çıkarmayalım, Rapha da giyebilelim, yerli malı da takınabilelim. İki bin yirmi yıl geçmiş miladın ilanından, iki bin yirmi yıl geçmemiş gibi, hiç devrimler, anlayışlar, ethoslar, pathoslar geliştirilmemiş gibi, teoriler geliştirilmemiş ve uygulanmamış gibi, yeni dünyaya gelmişiz gibi ilkel ve saldırgan davranışlarda bulunuyoruz. Kendi adıma, bu kadar konuyla alakasız yazıdan sonra, istirham ediyorum, bu foruma girdiğimde tahrik etmiyormuş gibi davranıp tahrikkar davranışlarda bulunmayalım.

Lafım ortaya, kimsenin alınmasına gerek yok, bizlerin dışında, bu foruma uğramayanlara sesleniyorum.

Kimse kimseye aynen gerçek hayatta olduğu gibi "zavallı" dememeli, diyememeli. Bence mesajları okuyunuz ama dikkatlice, sonra karar veriniz. Burada üç beş kişi tatlı tatlı üstelik sağdan soldan aldığı kah türkçe kah ingilizce bilgiler eşliğinde sohbet ediyordu. Yapılan sadece bilgi paylaşımıydı.Ve tartışmanın hiçbir odağı yoktu..taa ki....

@mazot
Forumda @BerkEvren, @Murat B. , @Anonim , @trainspotting35 gibi birçok konuda çok değerli fikirler sunabilen , bilgi birikimi çok yüksek değerli forumdaşlarımız var.Ama bizim forumumuzda şu yok:Bir hukuki konu tartışılıyor, bir hukukçu son noktayı koymuyor.Bir malzeme konuşuluyor mesela karbon gibi , bir metalurji mühendisi ortalıkta yok.Toplumu ilgilendiren bir konu var, bir sosyolog forumdaş gelip de konuyu yönlendirmiyorSonra konular karmaşıklaşıyor.

Şimdi bu karbon tıtresmıyo esnemıyo gucu daha ıyı aktarıyosa yola eklemlere mesela bele zararı daha mı cok olur kı? Alüminyumun sonumlemesı önemlı değil mı saglık açısından.

@hamlet2006 valla yonlendirelim dedik basimiza gelenler neler oldu siz daha iyi biliyorsunuz Süleyman hocam. Ne muhendisligimiz kaldi, ne diplomamiz kaldi. Ben isyerimin makina muhendisi olarak takilmayi tercih edenlerdenim. Kimse ortada yoksa hepimiz sapkamizi onumuze koyup dusunelim bence.
Her malzemenin bir ömrü vardir demistim dümbelek gibi çalmadiklari kaldı.

@hamlet2006

Evet, bisiklet konularında fazlasıyla acemi olduğum için @BerkEvren ve @transpotting35'ten yardım istiyorum, sağolsunlar, bugüne kadar, tüyden püften denebilecek meseleler de dahil ciddiyetle cevapladılar, yardımcı oldular. Hani utanmasam ekspertiz olarak yardım alacağım bir dahakine. Ve zamanla geri durmaya başladılar gibime geliyor bu tip konularda. Daha lokal davranıyorlar, forumda gelişen olaylara mukabil olsa gerek sanırım. Hak vermiyor da değilim.

Fakat @hamlet2006 abi, bu özelliklere sahip bir insan da olmayabilir forumda, o yüzden başka türlü de düşünmek zorunda kalıyorum: Tartışma kültürümüz eksik. Klasik, değil mi? Fakat ne kadar tekrarlanırsa tekrarlansın, eksik. Tartışmada obje vardır, obje tartışılır, fakat biz sujelerle girişiyoruz. Yani kendimizi de katıyoruz. Dolayısıyla tartışma kendi üstümüzden dönünce artık söylenenler hakaret niteliği kazanabiliyor, gereksiz alınganlıklar, gereksiz sözler.

Başından beridir hep aynısını düşünüyorum: Gerek yok. Adam ortaya grafik koymuş, sen de başka bir grafik getir. Başka biri bilgisiyle yola çıkarak, aldığı eğitimle yola çıkarak bir şey demiş, ona uy. Boşa konuşmuyor adam.

Klasik cehennem fıkrasını bilirsiniz, Fransız, İngiliz ve Türklerin, cehennemdeki kazanları.
Fransız ve İngilizlerin kazanının başında zebaniler varken, Türklerin kazanında nöbet tutan zebani yok, gerisini biliyorsunuz.

Gerek yok hocam.

hamlet2006 demiş ki:

@mazot
Forumda @BerkEvren, @Murat B. , @Anonim , @trainspotting35 gibi birçok konuda çok değerli fikirler sunabilen , bilgi birikimi çok yüksek değerli forumdaşlarımız var.Ama bizim forumumuzda şu yok:Bir hukuki konu tartışılıyor, bir hukukçu son noktayı koymuyor.Bir malzeme konuşuluyor mesela karbon gibi , bir metalurji mühendisi ortalıkta yok.Toplumu ilgilendiren bir konu var, bir sosyolog forumdaş gelip de konuyu yönlendirmiyorSonra konular karmaşıklaşıyor.

Hepsini görüntüle...

Abi beni listeden sil, ben sadece öğrenciyim😅

@osmancan71 galiba bu karbon kadro kondansator hatta filtre gibi davranıyor. Düşük frekansta yani kuvvet uygulamada açık devre ( yalıtım ), yüksek frekans yani titreşimde kapalı devre ( ıletim ) . Mekanik elemanların dif denklemleri ile elektronik elemanlara benzetilerek çözümü vardı. @hamlet2006 nasıl iyice düğün oldu galiba 😆😂😁😁😁

@trainspotting35 Sen de haklısın değerli dostum.

osmancan71 demiş ki:

Şimdi bu karbon tıtresmıyo esnemıyo gucu daha ıyı aktarıyosa yola eklemlere mesela bele zararı daha mı cok olur kı? Alüminyumun sonumlemesı önemlı değil mı saglık açısından.

Hepsini görüntüle...

Çağdaş78 demiş ki:

@osmancan71 galiba bu karbon kadro kondansator hatta filtre gibi davranıyor. Düşük frekansta yani kuvvet uygulamada açık devre ( yalıtım ), yüksek frekans yani titreşimde kapalı devre ( ıletim ) . Mekanik elemanların dif denklemleri ile elektronik elemanlara benzetilerek çözümü vardı. @hamlet2006 nasıl iyice düğün oldu galiba 😆😂😁😁😁

Hepsini görüntüle...

Bir metaryelin darbe emmesi ile yoldan gelen titreşimi emmesi aynı değil.
İyi çelik kadrolu bir bisiklet, karbon kadrolu bir bisiklete göre daha iyi darbe emer; ancak çeliğin titreşim emiciliği karbonunki kadar iyi değildir.

Aslında @Murat B. üstadım çok daha iyi özetlemişti.Alıntıyı okuyunuz.

Murat B. demiş ki:

Aslında titreşim dediğimiz şey de çok küçük ve çok sık darbe. Ancak malzemenin özelliklerinden dolayı bisikletin asfaltın pürüzü ile yoldaki çukura verdiği tepki aynı değil.

Çelik, karbondan da alüminyumdan da daha esnektir. Yoldaki her türlü bozukluğa karşı esner ve sürücüsünü rahat ettirir. Karbon fiber ise daha az esner, fakat titreşimi absorbe etmede (soğurmada) daha başarılı olduğu için esnemediğinin hepsini sürücüye iletmez.

Hepsini görüntüle...

Bu arada Murat B üstadım geçen gün bir konuda bana kızgın tepkisi vermiş idi.Kesinlikle size karşı olsun diye bir şey paylaşmamıştım.Her zamanki gibi genel amaçlı maksat muhabbet olsun mesajı idi.Kusurumuz var ise affola üstad.

Bazı firmalar karbon kadrolar için ömür boyu garanti veriyor.
(link)
(link)
(link)

Bazı firmalar ise sadece birkaç yıl garanti veriyor.
(link)

Bununla birlikte garanti koşullarına bakıldığında "aşırı" zorlamalar, kaza, şiddetli darbe vs. garanti dışında.
Düzgün montaj edilmiş, kaza görmediği müddetçe en az garanti süresi kadar ömrü olduğu söylenebilir.

Çekil kadroların pratik olarak metal yorgunluğu yok. Metal yorgunluğu için belli bir sınır şiddetten fazla esneme olması gerek olduğunu okumuştum.
Bisiklet sürüşü esnaki esnemeler ise çeliğin o sınırını aşmadığından çeliklerde yorgunluk sorunu yok.

Hee tamam. Yoldan geleni yani sürekli an ıcınde onlarca gelen titresımı emme ıle pedala basınca uygulanan güçten dolayı esneme farklı şeyler. Anladım heralde tmm

Kadronun esnememesi güç kaybı olduğu için mi yoksa kontrolü, kararlılığı daha iyi yaptığı için mi isteniyor? Güç içinse, kadro esnedikten sonra ilk haline geri geldiği için enerji nereye gidiyor anlayamadım. Bu konuda hiç araştırma yapılmamış olamaz. Mutlaka ölçmüştür birileri. Şöyle bir şey de var:

When a rider pushes down on the pedal he also, for better or worse, pushes sideways. This is because the pedal is off to the side of the bike and is not in the bike’s centerline. When the rider pushes down with the right foot the bottom bracket flexes to the left. The common belief is that the energy used to push the bottom bracket sideways is lost forever. I contend that it’s not lost, but stored to be returned later. Our physics friends will remind us that energy cannot be created or destroyed. It can be converted to different forms such as heat or light, or it can be stored. In this case the majority of the energy that goes into flexing the frame is stored in the frame itself.

When the bottom bracket is pushed to the side, it stays there until the force that was holding it there is released. So at the top of the pedal stroke the bottom bracket starts its sideways move and at the bottom of the stroke it returns to neutral. In returning to neutral it applies that returned energy to the drive train and then to the road. This flex and return smoothes out our power transmission to the ground, making acceleration smoother and optimizing traction.

Hepsini görüntüle...

osmancan71 demiş ki:

Hee tamam. Yoldan geleni yani sürekli an ıcınde onlarca gelen titresımı emme ıle pedala basınca uygulanan güçten dolayı esneme farklı şeyler. Anladım heralde tmm

Hepsini görüntüle...

Meşhur nişasta deneyi var. Hızlı vurulduğunda sert, yavaşça bastırıldığında yumuşak tepki veriyor. Onun tersi gibi galiba

Arabalarda de karbon fiber kullanılıyor ve sapasağlam oluyorlar, öyleyse karbon fiber bisikletler de sapasağlamdır mantığı pek doğru değil, çünkü arabalarda çok daha kalın bir karbon tabaka oluşturuluyor Hafiflik pek de ön planda olmadığı için, bisiklette kullanılanın belki de 5 katı kalınlığında bir tabakadan bahsediyoruz Karbon bisikletlerde de arabalardakiyle aynı kalınlıkta karbon malzeme kullanılsa evet bisikletler taş gibi sağlam olur ama aluminyum bisikletlerin 2-3 katı ağırlıkta olurlar Bu yüzden karbon araba ile karbon bisikleti karşılaştırmak bence anlamsız

Serkan Mıstınoğlu demiş ki:

Arabalarda de karbon fiber kullanılıyor ve sapasağlam oluyorlar, öyleyse karbon fiber bisikletler de sapasağlamdır mantığı pek doğru değil, çünkü arabalarda çok daha kalın bir karbon tabaka oluşturuluyor Hafiflik pek de ön planda olmadığı için, bisiklette kullanılanın belki de 5 katı kalınlığında bir tabakadan bahsediyoruz Karbon bisikletlerde de arabalardakiyle aynı kalınlıkta karbon malzeme kullanılsa evet bisikletler taş gibi sağlam olur ama aluminyum bisikletlerin 2-3 katı ağırlıkta olurlar Bu yüzden karbon araba ile karbon bisikleti karşılaştırmak bence anlamsız

Hepsini görüntüle...

Araba daha ağır ve kullanım kosulları da ağır. Hız frenleme kaza oldugu zaman alacagı darbe vs... Ve daha büyük bi sektör. Bence malzemenın kalınlığından ziyade yapısı daha önemli tercih için.

Denklemin içinde o kadar çok değişken var ki. Fizik , kimya, matematik, ekonomi,kanun, herşeye etki edebiliyor.....

(link)

Kişisel görüşümü söylüyorum, çeliğin düşmanı su ise karbonun da düşmanı güneştir (darbeleri işin içine katmıyorum). Karbon liflerinin sıkışıp bir arada tutulmasını sağlayan reçine güneşte çok gevrediği için ömrü çabuk biter, bence karbon liflerinde sorun yok kullanılan reçine de ömür var. Nerden mi çıkartıyorum, bizim teknelerde kullandığımız fiberglasta da reçine kullanılıyor, uzun süre güneşte kalınca o kadar gevriyor ki elinizle parçalayabiliyorsunuz. Mantığıma yatan şahsi görüşümdür, karbon ile polyester aynı şeydir demiyorum.

Kerim Özal demiş ki:

Kişisel görüşümü söylüyorum, çeliğin düşmanı su ise karbonun da düşmanı güneştir (darbeleri işin içine katmıyorum). Karbon liflerinin sıkışıp bir arada tutulmasını sağlayan reçine güneşte çok gevrediği için ömrü çabuk biter, bence karbon liflerinde sorun yok kullanılan reçine de ömür var. Nerden mi çıkartıyorum, bizim teknelerde kullandığımız fiberglasta da reçine kullanılıyor, uzun süre güneşte kalınca o kadar gevriyor ki elinizle parçalayabiliyorsunuz. Mantığıma yatan şahsi görüşümdür, karbon ile polyester aynı şeydir demiyorum.

Hepsini görüntüle...

Direk temas yok heralde boya yapılmıyor mu üstüne?